Translation of "Yaşamak" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Yaşamak" in a sentence and their japanese translations:

Yaşamak tehlikelidir.

生きるのは危険です。

Yaşamak, acı çekmektir.

生きることは苦しむこと。

Havasız yaşamak imkansızdır.

空気無しで生きることは不可能です。

Ben yaşamak istiyorum.

- 生きたい。
- 私は命がほしい。

Şehirde yaşamak istiyor.

彼女は町で住みたい

Boston'da yaşamak istiyorum.

- ボストンに住みたいです。
- ボストンに住みたいの。
- ボストンで暮らしてみたいな。

Ebediyen yaşamak istiyorum.

私は永久に生きたいのです。

Susuz yaşamak imkansızdır.

水なしで生きることは不可能だ。

Japonya'da yaşamak pahalıdır.

- 日本で暮らすのは高くつく。
- 日本での暮らしは高くつく。

Yalnız yaşamak istemiyorum.

一人ぼっちで暮らしたくはない。

İtalya'da yaşamak istiyorum.

私はイタリアに住みたい。

Tampa'da yaşamak istiyorum.

- タンパに住みたいです。
- タンパで暮らしてみたい。

Amerika'da yaşamak istiyorum.

私はアメリカに住みたい。

Ama bu süreçleri yaşamak

この過程を切り抜けるのは

Bir toplumda yaşamak istiyorum,

もっと文化的 経済的に支援され

Ev yaşamak için rahattır.

その家は住み心地がよい。

O, şehirde yaşamak istiyor.

彼は都会の生活にあこがれた。

Tokyo'da nasıl yaşamak istersin?

東京に住んでみたらどうでしょう。

İstasyona yakın yaşamak istiyorum.

- 私は駅から遠くないところに住みたい。
- 駅の近くに住みたいな。

O adada yaşamak imkansızdır.

その島に住むことは不可能だ。

Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.

私は神戸の郊外に住みたい。

Artık seninle yaşamak istemiyorum.

私はもうあなたと一緒に住みたくない。

Tom Boston'da yaşamak istiyordu.

トムがボストンに住みたがってたよ。

New York'ta yaşamak istiyorum.

私はニューヨークに住みたい。

Ben kırsalda yaşamak istiyorum.

田舎に住みたいな。

Tek başıma yaşamak istemiyorum.

一人ぼっちで暮らしたくはない。

Hava, yaşamak için vazgeçilmezdir.

空気は、生命にとって不可欠である。

Tom kırsalda yaşamak istiyor.

- トムは田舎に住みたいんだ。
- トムは田舎で暮らしたいんだ。

Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.

わたしはブラジルに住みたい。

Biz yaşamak için yeriz.

我々は生きるために食べる。

Bu şehirde yaşamak zordur.

- この町は暮らしにくい。
- この街は住みにくそうね。

Eylemlerimizin sonuçlarıyla yaşamak zorundayız.

私たちは自分の行動が招いた結果を受け入れなければならない。

Birlikte yaşamak zorunda kaldık.

私たちは一緒に生活しなければいけません。

Kırsal alanda yaşamak istiyorum.

田舎に住みたいな。

Ve yaşamak istediğimiz dünyayı yansıtan

そして 私たちは責任をもって

Kolay yaşamak savaşçı ruhu bozdu.

安逸の生活が軍人精神をだめにした。

Orada asla tekrar yaşamak istemezdi.

彼女は二度とあの場所には住みたくない。

İyi bir evde yaşamak istiyorum.

まともな家に住みたい。

Onun küçük geliriyle yaşamak zorundalar.

- 彼らは彼のわずかな収入で暮らさなければならない。
- 彼らは彼のわずかな収入で暮らさずを得ない。
- 彼らは彼のわずかな収入で暮らさざるを得ない。
- 彼らはわずかな収入で暮さざるを得ない。

Uzun yaşamak istiyorsan sigarayı bırak.

- 長生きをしたければ、煙草をやめなさい。
- 長生きしたいんだったら、タバコをやめなよ。

Büyük evler yaşamak için pahalı.

- 大きな家は住むには値段が高い。
- 大きな家はすむのに高くつく。

Çok küçük gelirimle yaşamak zorundayım.

私はわずかな収入で暮らさねばならない。

Yaşamak için bitkilere ihtiyacımız var.

私たちが生きるためには植物が必要です。

Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.

彼はできるだけ長く生きたいと思っている。

O adada yaşamak mümkün değil.

その島に住むことは不可能だ。

Küçük bir gelirle yaşamak zordur.

少ない収入で生活する事は難しい。

Onun yetersiz kazançlarıyla yaşamak zordu.

彼のわずかな稼ぎで暮らしていくのは困難だった。

Yaşamak için bir ev arıyorlar.

彼らは住む家を探している。

Yaşamak için bir yer arıyor.

彼は住むところを探しています。

Hokkaido'da yaşamak istedim ama yaşayamadım.

私は北海道で暮らしたかったのだが。

Mutlu bir hayat yaşamak istiyorum.

- 私は幸福な生活を送りたい。
- 幸せな人生を送りたいんです。

Yaşamak için bir şeyim yok.

私には生き甲斐がない。

Ben rahat içinde yaşamak istiyorum.

私は快適な生活がしたい。

Senin görüşlerine göre yaşamak zor.

信念にしたがって行動するのは難しい。

İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.

こんなに駅に近くに住んでいると便利ですよ。

Bir daha orada yaşamak istemiyor.

彼女は二度とあの場所には住みたくない。

Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın.

生きるためには食べねばならない。食べるために生きるのではない。

Seçimlerimizin sonuçları ile yaşamak zorundayız.

私たちは自分が選択した結果を甘受しなければならない。

O, emeklilik maaşıyla yaşamak zorunda.

彼女は年金で生計を立てなければならない。

Yaşamak için bir yol bulabilir misin?

生きていく術を見つけてください

Şehirde yaşamak kırsalda yaşamaktan oldukça farklıdır.

街に住むのと田舎に住むのとは大違い。

Yaşamak için yeriz, yemek için yaşamayız.

我々は生きるために食べるのであり、食べるために生きるのではない。

Çift için ​​artık birlikte yaşamak zordur.

その夫婦がこれ以上一緒に暮らすのは難しい。

Yalnız bir hayat yaşamak onun kaderiydi.

彼は孤独な人生を送る運命にあった。

Herkes mutlu bir hayat yaşamak ister.

誰でも幸福な生活をしたいと思っている。

Yaşamak için çok az şeyleri var.

彼らは暮らしに余裕がない。

Kyoto'da ya da Nara'da yaşamak istiyorum.

私は京都か奈良に住みたい。

Daha rahat bir hayat yaşamak istiyordu.

彼女はもっとのんびりした生活をしたかった。

Ailesi onun küçük geliriyle yaşamak zorunda.

彼の家族は彼のわずかな収入で暮らさなければならない。

Sanırım Tom'a nerede yaşamak istediğini sormalıyız.

私たちはトムにどこに住みたいか聞いた方がいいと思う。

Tek başıma yaşamak için yeterince yaşlıyım.

私は1人で生活できる年頃です。

Herkes rahat bir şekilde yaşamak istiyor.

誰だって楽な生活をしたい。

Sağlıklı kalabildiğim sürece uzun yaşamak isterim.

私は健康でいられる間は生きていたい。

Bana kırsalda yaşamak istemenin nedenini söyle.

あなたがいなかに住みたい理由を教えてください。

Ebeveynlerine göre yaşamak için çok çalıştı.

彼は両親の期待に応えようと懸命に努力した。

Boston'da ya da Chicago'da yaşamak istiyorum.

ボストンかシカゴに住みたい。

Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.

この住宅地域は住み心地がよい。

Bu ev yaşamak için çok rahat.

- この家は住むのにとても快適だ。
- この家は住むには快適だ。

Onun yaşamak için fazla zamanı yok.

あの人はあまり先が長くない。

Sakin bir köy hayatı yaşamak istiyorum.

静かな田舎で暮らしたいものだ。

Biz yaşamak için bir şey yemeliyiz.

- 私たちは何か生きていく目標をもたねばならない。
- 私たちは何か生きがいを持たなければならない。

Tom'un yaşamak istediği tek yer Boston'dur.

トムが今までに住んでみたいと思っていた場所はボストンだけだ。

150 yaşına kadar yaşamak imkânsız mı?

150歳まで生きることは不可能ですか?

Bu, içinde yaşamak istediğim bir dünya değil.

そんな世の中に なってほしくはありません

Progeria ile yaşamak her zaman kolay değildi.

プロジェリアのため 苦労をすることもありました

Bir istasyonun yakınında yaşamak büyük bir kolaylık.

駅の近くに住んでいるとたいそう便利だ。

Ne pahasına olursa olsun Amerika'da yaşamak istiyorum.

どうしても私はアメリカに住みたい。

150 yaşına kadar yaşamak neredeyse imkansız mı?

150歳まで生きることはほとんど不可能ですか。

Japonya çoğunlukla yaşamak için iyi bir yerdir.

日本は大体において住み良い所だ。

Tokyo yaşamak için çok pahalı bir yer.

東京は住むのに非常に金のかかる所だ。

Büyük evler yaşamak için mutlaka rahat değildir.

大きな家が全て住み心地がよいとは限らない。

Doksan yaşına kadar yaşamak hiç ender değildir.

90歳以上生きることは決してまれではない。

Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.

90歳以上生きることは決してまれではない。

Küçük emeklilik maaşıyla yaşamak, onun için zordur.

わずかな年金で暮らすのは彼にとってつらいことだ。

İnsan yaşamak için yer, yemek için yaşamaz.

人は生きるために食べるのであって、食べるために生きているのではない。