Translation of "Sürece" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Sürece" in a sentence and their japanese translations:

Görevlendirdiğimiz sürece,

考えている限り

Bunu yaptığımız sürece,

それをしている限り

Çok koklamadığınız sürece...

あまり嗅がないで…

Hayatta olduğum sürece.

私が死なない限り。

Sadece sahip olduğum sürece,

ただ一時でも

Zorluklarla karşılaşmadıkları sürece öğrenemezlerdi.

実際に苦闘することができず 習得できていなかったのです

Burada kaldığın sürece güvendesin.

君はここに居るかぎり安全です。

İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.

- 生きている限りご恩は決して忘れません。
- 私は生きている限り、あなたのご親切は忘れません。
- ご親切は生きてる限り決して忘れません。

İstediğin sürece evimde kalabilirsin.

好きなだけ長く私たちの家に滞在しなさい。

Rüzgarlı almadığı sürece olur.

風が強くなりさえしなければいいですよ!

- Sessiz kaldığın sürece burada kalabilirsin.
- Sessiz durduğun sürece burada kalabilirsin.

- 静かにしてさえいればここに居てもよろしい。
- 静かにしていれば、ここに居てもよろしい。
- 静かにしている限り、ここに居てもよろしい。
- 静かにしていさえすれば、ここに居てもよい。

Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.

生きているかぎり彼女は彼の親切を忘れなかった。

Yaşadığımız sürece çalışmaya devam etmeliyiz.

我々は生きている限り学び続けなければならない。

Sistem çalıştığı sürece ısıtmayı kapatamazsın.

その装置が作動している間は暖房を止めることはできない。

Yaşadığım sürece size yardımcı olacağım.

- 私の生きている限り、君を援助しよう。
- 私が生きている限りは君を援助してあげよう。
- 私が生きている間は援助しましょう。

Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.

彼はできるだけ長く生きたいと思っている。

Sana söylemediğim sürece hareket etme.

私が言わない限り、動かないで。

Yaşadığım sürece sana destek olacağım.

私は生きている限りあなたを援助する。

Yaşadığım sürece, bir şey istemeyeceksin.

私が生きている限りお前に不自由はさせないぞ。

Yaşadığım sürece onu asla unutmayacağım.

- 私が生きている限り彼のことは決して忘れません。
- 私が生きている間は彼の事は決して許しません。
- 私が生きている間は彼のことを決して忘れません。
- 私が生きている間は彼のことだけは決して忘れません。

Yaşadığım sürece komünizme asla ulaşılmayacak.

私の生きているうちに共産主義が効力を持つことは無いだろう。

Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.

私が生きている限り、あなたの親切は忘れません。

Denedikleri sürece bunu herkes yapabilir.

誰でもやってみればそれはできる。

Bunu herkes yapabilir, denedikleri sürece.

誰でもやってみればそれはできる。

Çok sıcak olmadığı sürece yürürdüm.

歩いてもいいんだが、暑すぎる。

- Umudun olduğu sürece, bir şans vardır.
- Umudun olduğu sürece bir şans kalır.

希望がある限り、可能性はある。

- Yaşadığım sürece hiçbir şey istemeyeceksin.
- Ben yaşadığım sürece hiçbir şeyin eksikliğini hissetmeyeceksin.

- 私が生きてる限り君に何も不自由はさせない。
- 私が生きている限り君には何も不自由はさせない。
- 私が生きている限りは、お前には何も不自由させない。
- 私が生きている間はきみに不自由はさせない。
- 私が生きているかぎりあなたに不自由はさせない。
- 私が生きているうちは、お前に不自由はさせない。

Burada bulunduğum sürece daha çok üşüyorum

ここにいると 体が冷えてくる

Sessiz olduğun sürece bu odada kalabilirsin.

- 静かにしていさえすれば、この部屋にいてもよろしい。
- 静かにしていられるんだったら、この部屋にいてもいいよ。

Sen mutlu olduğun sürece umurumda değil.

君が幸せならそれでかまわない。

Sen burada olduğun sürece, ben kalacağım.

君がここにいる限り、僕はのこる。

Temiz tuttuğun sürece bu kitabı alabilirsin.

汚さない限り、この本を持ち帰ってもいいですよ。

Treni kaçırmadığın sürece oraya zamanında varırsın.

その電車に乗り遅れない限り、そこへ間に合って着くでしょう。

Yatakta para kazanamadığınız sürece, yatakta kalmayınız.

寝てるな、寝ながらお金を稼げるなら別だが。

Sağlıklı kalabildiğim sürece uzun yaşamak isterim.

私は健康でいられる間は生きていたい。

Yaşadığım sürece, hiçbir şey için istemeyeceksin.

私が生きている間は君には何一つ不自由させません。

Ben yaşadığım sürece, nezaketini asla unutmayacağım.

- 私が生きている限り君の親切は決して忘れないつもりです。
- 私が生きている限り、君の親切を決して忘れないつもりです。
- 私が生きている間はあなたのご親切は決して忘れません。
- ご親切は一生忘れません。

Onu dikkatli sürdüğün sürece arabamı kullanabilirsin.

注意して乗ってくれるなら僕の車を使ってもいいよ。

Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.

あなたは彼と一緒にいるかぎり、幸福にはなれません。

Saldırılmadığı sürece bir köpek nadiren ısırır.

犬は攻撃されなければめったにかまないものだ。

- Kocalar ve karılar yaşadıkları sürece birbirlerine yardım etmeli.
- Eşler yaşadıkları sürece birbirlerine yardım etmeli.

夫婦は生涯助け合うべきです。

Biraz barut kullanıp kapıyı patlatmadığım sürece tabii.

火薬を使って 吹き飛ばすしかない

Bir çiçek kırmızı olduğu sürece işe yarar.

赤くさえあれば、どんな花でも結構です。

Besin maddesi dışarıda kaldığı sürece burada kalın.

食糧の供給が続く限り、ここにとどまりなさい。

Çok fazla yemediğiniz sürece her şeyi yiyebilirsiniz.

食べすぎないかぎり、何を食べてもかまわない。

Elinden geleni yaptığın sürece sana yardım edeceğim.

君が最善を尽くすかぎりは君を援助してあげよう。

Bu kitabı temiz tuttuğunuz sürece ödünç alabilirsiniz.

その本を汚さないように扱ってくれるなら、貸してあげるよ。

Dışarı çıkabilirsin ve avluda kaldığın sürece oynayabilirsin.

庭にいるのならそとであそんでもいいわよ。

Erken dönmeye söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.

早く帰ってくると約束する限り、出かけてもいい。

Herhangi bir gürültü yapmadığın sürece burada kalabilirsin.

物音を立てずにいられるんだったら、ここにいてもいいよ。

Veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

あるいは不幸を 他人や状況のせいにしている限り

RH: Bildiğin üzere ilk şirketim-- sürece çok saplantılıydık.

(リード)私の最初の会社では プロセスにとても拘っていました

Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,

この両翼が等しく強くなければ

- İstediğin sürece burada kalabilirsin.
- Burada istediğin kadar kalabilirsin.

- 好きなだけここにいてよろしい。
- 君がいたいだけここにいてもいいよ。
- あなたは好きなだけここにいてもよい。
- 好きなだけここにいてもいいんですよ。

Ucuz olduğu sürece, herhangi bir saat işimi görür.

安くさえあればどんな時計でもかまいません。

Paranın güvende olduğunu bildiğim sürece onun hakkında endişelenmeyeceğim.

そのお金が無事だとわかりさえすれば、そのお金のことは心配しない。

İlginç olduğu sürece herhangi bir kitap iyi olacaktır.

おもしろければどんな本でもかまいません。

Burada olduğun sürece, bir banyo yapsan iyi olur.

ここにいるからには風呂に入ったほうがいい。

Yiyecek ve su kaynaklarımız dayandığı sürece burada kalabiliriz.

私たちは食料と水の蓄えがもつかぎりここにいられる。

- Yaşadığım sürece onu bir daha görmeyeceğim.
- Yaşadığım sürece onu tekrar hiç görmeyeceğim.
- Hayatım boyunca onunla bir daha görüşmeyeceğim.

私は生きている間は決して再び彼とは会わない。

Büyük güce sahip egemen milletler olduğu sürece savaş kaçınılmazdır.

強大な権力を有する大国が存在する限り、戦争は避け難い。

Biz dışarıda olduğumuz sürece bebeğimize bakacak birine ihtiyacımız var.

私たちが留守の間、赤ちゃんを見てくれる人が必要である。

Kocası hayatta olduğu sürece eli sıcak sudan soğuk suya değmedi.

夫が生きてる間、彼女は何の不自由もしなかった。

Temiz tuttuğun sürece, sana sahip olduğum herhangi bir kitabı veririm.

- あなたが汚しさえしなければ、私の持っているどんな本でも貸してあげますよ。
- 汚さないでいてくれるなら、私の本、どれでも貸してあげるよ。

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.

- 命のある間は希望がある。
- 命ある限り希望あり。

Saat 11'e kadar geri döneceğine söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.

11時までに帰ってくると約束してくれるのなら外出してよろしい。

Diğer bir deyişle, doğal bir sıcaklık olmadığı sürece, güvenilirlik mümkün değildir.

言いかえると、生来の温かさがない限り信頼性は不可能だ。

- Sen istemedikçe dansa gitmemen gerekir.
- İstemediğin sürece dansa gitmek zorunda değilsin.

- 行きたくなければ、君はダンスパーティーに行く必要はない。
- ダンスパーティーに行きたくないなら行かなくてもいいよ。

Bunu kendileri kendilerine yapmadıkları sürece kendine zarar vermeyi kimsenin anlayabileceğini düşünmüyorum.

リスカしてる人の気持ちはしてる人にしか分かんないと思う。

Bir ilişkinin artıları ve eksileri hakkında düşündüğün sürece buna aşk diyebileceğini sanmıyorum.

損とか得とか考えてるうちは恋愛じゃないと思う。

Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir.

ボブにはやさしく接してあげてくれよ。ほら、彼は最近辛いこと続きなのだ。

Onu mutlu eden başka biri olsa da, o mutlu olduğu sürece, bu iyi.

他の誰かが彼女を幸せにしたとしても彼女が幸せなら、それで良い。

- Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- Kısa sürede geldiğin sürece dışarı gidebilirsin.

- すぐ帰ってさえ来るなら君は出かけてもよい。
- すぐに帰ってきてくれさえすれば君は外出してもよい。
- すぐに戻ってくるのなら、外に出てもいいですよ。