Translation of "Zamandır" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Zamandır" in a sentence and their japanese translations:

Ne zamandır?

どれくらい?

Uzun zamandır bekliyorum.

- 長い間、待ってたんだぞ。
- ずっと待ってたんだ。

O, ne zamandır hasta?

彼女はいつから病気ですか。

Ne zamandır Latince öğreniyorsun?

いつからラテン語を勉強してるの?

Uzun zamandır burada yaşıyorum.

わたしは長い間ここに住んでいる。

O uzun zamandır hastaydı.

彼女は長い間病気でした。

Uzun zamandır sigara içmedim.

私は長い間たばこを吸っていません。

Uzun zamandır seni bekliyordum.

長い間、待ってたんだぞ。

Uzun zamandır istediğim budur.

これは私が長い間欲しかったものだ。

Hey, uzun zamandır görüşemedik.

- ねえ、久しぶりだね。
- よう、久しぶり。

Ne zamandır Fransızca öğreniyorsun?

いつからフランス語勉強してるの?

Ne kadar zamandır gebesin?

妊娠何か月ですか。

Ne kadar zamandır orada bilmiyorum.

いつの物かは知らない

Bu senin kalkman gereken zamandır.

もう起きる時間ですよ。

Hazine uzun zamandır gizli kalmış.

その財宝は長い間隠されていた。

On yıl uzun bir zamandır.

- 10年といえば相当な時間だ。
- 10年というのは、長い年月だ。

Gece birçok insanın uyuduğu zamandır.

夜はたいていの人が寝る時である。

Onu ne kadar zamandır tanıyorsun?

彼女と知り合ってからどれくらいになりますか。

Uzun zamandır onu tanıyor musun?

彼と知り合ってもう長いのですか。

Ne kadar zamandır seyahat ediyorsun?

もうどのくらい長くご旅行中なんですか。

Ne kadar zamandır keman çalıyorsun?

いつからヴァイオリンをやっているんですか?

Şimdi, birlikte çalışmamız gereken zamandır.

今こそ私たちが協力しなくてはならないときである。

Ben uzun zamandır burada yaşıyorum.

わたしは長い間ここに住んでいる。

Bu onun normal geldiği zamandır.

この時間にいつも彼はきます。

Ne kadar zamandır Tom'u tanıyorsun?

トムと知り合ってどれくらいになりますか?

Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.

長いこと働きづめで 心身がすり減っていた 長いこと働きづめで 心身がすり減っていた クレイグ・フォスター

O uzun zamandır hastaymış gibi görünüyordu.

彼女はまるで長い間病気であったかのような顔つきであった。

Cumartesi en az meşgul olduğum zamandır.

土曜日は、僕の最も暇な日である。

Mary'den bahsetmişken, uzun zamandır onu görmedim.

メアリーと言えば、しばらく会ってないな。

Sonbahar, yiyeceklerin özellikle lezzetli olduğu zamandır.

秋は食べ物が特に美味しい時である。

Biz birbirimizi uzun bir zamandır görmedik.

私たちは長い間会っていない。

Uzun zamandır o kelimeyi duyduğumu sanmıyorum.

その言葉久しぶりに聞いた気がします。

Ne zamandır bu cep telefonun var?

その携帯いつから使ってるの?

Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.

これがまさに私が長い間欲しいと思っていたカメラだ。

Yanaklarınızda ne kadar zamandır şişlik var?

頬の腫れは、どれくらい続いていますか?

- Uzun süredir seni görmedim.
- Seni uzun bir zamandır görmedim.
- Sizi uzun bir zamandır görmedim.

- 久しく会っていませんね。
- 久しぶりだね。
- お久しぶり。
- 久しぶり。
- 久しぶりです。

- Oraya uzun zamandır gitmek istemiştin, değil mi?
- Oraya uzun zamandır gitmek istemiştiniz, değil mi?

あなたは以前からずっとそこへ行きたがっていましたからね。

Ayrıca o kadar uzun zamandır inceleme yapmıyoruz.

まだ長期間 観測できている わけではありません

Ne kadar zamandır Kobe'de yaşıyorsun, o halde?

君はいつから神戸に住んでいるの。

Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.

人生で一番いい時は、若い時です。

Uzun zamandır görüşmedik. İşini tekrar değiştirdiğini duydum.

ひさしぶりだね。また転職したんだって?

Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.

人生で一番よいときは、我々が若いときです。

Bu kadar zamandır üst katta ne yapıyorsun?

今までずっと2階で何をしていたのですか。

Şimdi ona en çok ihtiyacımız olduğu zamandır.

今は私達が彼を最も必要とする時です。

Bu senin uzun zamandır istediğin şey mi?

これですか、あなたが長い間欲しがっていたものは。

Ne zaman sizin için iyi bir zamandır?

いつが都合がいいですか。

Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?

あなたは以前からずっとそこへ行きたがっていましたからね。

Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.

今僕が欲しいのはお金じゃなくて時間だ。

Sadece bunun ne kadar zamandır burada olduğunu bilmiyorum.

でもいつからあるのか 分からない

Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu

問題はいつからあるのか 分からないこと

Gözyaşları uzun zamandır beni bekliyormuş gibi akmaya başladı.

私のためにとっていたかのような 涙を流しました

Göz önünde bulundurmak zorunda olduğun ilk şey zamandır.

まず最初に考慮に入れなければならないのは時間です。

Noel yeni oyuncaklar pazarlamak için iyi bir zamandır.

クリスマスは新しいおもちゃを売り出すいい機会だ。

İngiltere uzun zamandır ziyaret etmek istediğim bir ülkedir.

イギリスは、長い間私が訪問したいと思っていた国です。

Deneyi bitirebilmek için üç ay çok kısa bir zamandır.

3か月というのは、その実験を終わらせるには短すぎる時間だ。

"Tom'u uzun zamandır tanıyor musun?" "Hayır, daha yeni tanıştım."

「トムとは前から知り合いだったの?」「いやいや、さっき知り合ったばっかりだよ」

Aha, işte ne zamandır ziyaret etmek istediğim o yer.

これこそまさに長い間私が訪ねたいと思っていたところです。

- Boston'da uzun süre bulundun mu?
- Uzun zamandır Boston'da mıydın?

長い間ボストンに居ましたか?

Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.

いつからあのロープが あるか分からない

- Ne kadar süredir bu kasabadasın?
- Ne kadar zamandır bu kasabada bulunuyorsun?

この町にどれくらいおられるのですか。

Uzun zamandır hiç yağmur yağmadı; Aslında, nisan ayının başından beri yağmadı.

長い間、雨が全然降っていません。つまり、4月の初めから降っていないのです。

Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.

‎優れた夜間視力を持つ ‎狩りを学ぶには最適な時間だ

Seni uzun zamandır görmedim. Seni en son ne zaman gördüğümü hatırlıyor musun?

随分久しぶりだね。この前、僕が君に会ったのはいつだったかね。

Mary çok uzun zamandır Japonya'da yaşıyor. Onun Japon geleneklerine uyum sağlamasının zamanının geldiğini düşünmüyor musun?

メアリーももう長く日本に住んでいるんだから、そろそろ日本の習慣とかに合わせたほうがいいんじゃないの?

- O, sadece karısı seyahate çıktığında köpeği besler.
- Onun köpeği beslediği tek zaman karısı seyahate gittiği zamandır.

彼が犬に餌をやるのは、妻が旅行に出かけているときだけだ。

Bu ülkede, biz, yükvücut bir millet, yekvücut bir halk olarak yücelir veya düşeriz. Gelin, siyasetimizi uzun zamandır zehirleyen o aynı partizanlık, detaycılık ve hamlık duygularının cazibesine, hep birlikte karşı koyalım.

この国の私たちは、ひとつの国として、ひとつの国民として、共に栄え、共に苦しむのです。この国の政治をあまりにも長いこと毒で満たしてきた、相変わらずの党派対立やくだらない諍いや未熟さに再び落ちてしまわないよう、その誘惑と戦いましょう。