Translation of "Zamandır" in English

0.008 sec.

Examples of using "Zamandır" in a sentence and their english translations:

Uzun zamandır!

Such a long time!

Ne zamandır?

How long?

Soru ne zamandır.

The question is when.

Uzun zamandır evlisiniz.

You've been married a long time.

Uzun zamandır deniyorum.

I have tried for a long time.

Uzun zamandır evliyim.

I've been married too long.

Uzun zamandır bekliyorum.

I've been waiting a long time.

Ne zamandır Boston'dasın?

How long have you been in Boston?

Ne zamandır Şangay'dasın?

For how long are you in Shanghai?

Ne zamandır aşağıdaydın?

How long were you down there?

Ne zamandır buradasın?

How long have you been here for?

Uzun zamandır gittim.

- I've been gone for a long time.
- I've been gone a long time.

Uzun zamandır yüzmüyorum.

I haven't been swimming in a long time.

- Çiçeklerle ne zamandır ilgileniyorsun?
- Çiçekleri ne zamandır seviyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır önem veriyorsun?
- Çiçekleri ne zamandır önemsiyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır ilgi duyuyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır özen gösteriyorsun?

Since when do you care about flowers?

- Onca zamandır bekliyorum.
- Çok uzun zamandır bekliyorum.
- Epeydir bekliyorum.

I've been waiting for such a long time.

- Onu uzun zamandır tanıyorum.
- Onu uzun bir zamandır tanıyorum.

- I have known him a long time.
- I've known him a long time.

- Tom'u uzun zamandır hor gördüm.
- Tom'u uzun zamandır küçümsedim.

I've despised Tom for a long time.

O, ne zamandır hasta?

How long has she been sick?

Uzun zamandır burada yaşıyorum.

- I have been living here for a long time.
- I've been living here for a long time.

Ne zamandır Ankara'da yaşıyor?

Since when has he been living in Ankara?

Seni uzun zamandır görmedim!

I haven't seen you for so long!

O uzun zamandır hastaydı.

She was ill for a long time.

Çok zamandır kuşkonmaz yemiyorum.

I haven't eaten asparagus in a long time.

Uzun zamandır gitar çalmadım.

I haven't played guitar in ages.

Tek soru ne zamandır?

The only question is when.

Tom ne zamandır buralarda?

How long has Tom been around?

Ne zamandır kasabadasın Tom?

How long are you in town, Tom?

Ne kadar zamandır hastaydın?

How long were you sick?

Çok uzun zamandır yoktum.

- I've been away far too long.
- I've been gone too long.

Uzun zamandır buraya gelmemiştim.

I haven't been here in a long time.

Uzun zamandır bunu bekliyorum.

I've been waiting a long time for this.

Uzun zamandır seni tanıyorum.

I've known you for a long time.

Tom'u uzun zamandır tanıyordum.

I knew Tom a long time.

Sonsuzluk, uzun bir zamandır.

Eternity is a long time.

Uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz.

- We've known each other for a long time.
- We have known each other for a long time.
- We've known each other a long time.

Ne zamandır Boston'da buradasın?

How long have you been here in Boston?

Onu uzun zamandır tanıyorum.

- I've known her for a long time.
- I've known him for a long time.

Tom uzun zamandır bekliyor.

Tom has been waiting for a long time.

Tom ne zamandır böyle?

- How long's Tom been like this?
- How long has Tom been like this?

Kuyu uzun zamandır kurudu.

The well has long since dried up.

Ne zamandır bu iştesin?

How long have you been at this?

Uzun zamandır görmüyordum seni.

- Long time, no see.
- It's been ages since I saw you.
- Been a while since I saw you.

Çok uzun zamandır beklemiyorum.

I haven't been waiting so long.

Uzun zamandır seni seviyorum.

I've loved you for a long time.

Uzun zamandır seni bekliyordum.

- I've been waiting for you a long time.
- I've been waiting a long time for you.

Ne kadar zamandır birliktesiniz?

How long have you been together?

Uzun zamandır seni görmüyorum!

I haven't seen you for so long!

Sizi uzun zamandır görmedik.

We haven't seen you in a while.

Uzun zamandır kuşkonmaz yemedim.

I haven't eaten asparagus in a long time.

Uzun zamandır onları görmedim.

I haven't seen them in ages.

Uzun zamandır onu görmedim.

I haven't seen him in ages.

Onları uzun zamandır tanıyorum.

I knew them a long time.

Onu uzun zamandır tanıyordum.

I knew him a long time.

Tom uzun zamandır hasta.

Tom has been sick for a long time.

Bu önemli bir zamandır.

This is an important time.

Uzun zamandır istediğim budur.

This is what I've long wanted.

Hey, uzun zamandır görüşemedik.

Hey, long time no see.

Bu, bileğimi yaraladığım zamandır.

That's when I injured my ankle.

Ne zamandır ona âşıksın?

How long have you been in love with her?

Ne zamandır burada oturuyorsunuz?

For how long have you been living here?

Ne kadar zamandır gebesin?

How long have you been pregnant?

Ne zamandır İspanyolca öğretiyorsun?

How long have you been teaching Spanish?

Uzun zamandır Tom'a yazmadım.

- I haven't written to Tom in a long time.
- I haven't written Tom in a long time.

Uzun zamandır Tom'u görmedik.

We haven't seen Tom in a long time.

Uzun bir zamandır oradaydık.

We were there for a long time.

Uzun zamandır bunu bekliyoruz.

We've been waiting for this for ages.

Ne zamandır beni izliyorsun?

How long have you been watching me?

Noel neşeli bir zamandır.

- Christmas is a joyful time.
- Christmas is a happy time.

Bunu uzun zamandır biliyorum.

- I've known that a long time.
- I've known that for a long time.

Uzun zamandır birbirimizle konuşmadık.

We haven't spoken to each other in a long time.

Biz uzun zamandır konuşmadık.

We haven't had a talk for ages.

Ne kadar zamandır buradayım?

How long have I been here?

Ne kadar zamandır ayaktasın?

How long have you been up?

Çok uzun zamandır bekliyoruz.

We've been waiting a very long time.

Ne kadar zamandır cezaevindesiniz?

How long have you been in prison?

Bunu uzun zamandır yapamadım.

I haven't been able to do that in a long time.

Onu uzun zamandır yapmadım.

I haven't done that in a long time.

Ne zamandır Sabah'ta öğretiyorsun?

How long have you been teaching in Sabah?

Ben uzun zamandır yazmıyorum.

I haven't written for a long time.

Leyla uzun zamandır bekardı.

Layla was single for so long.

Ben uzun zamandır Boston'daydım.

I was in Boston for a long time.

Tom uzun zamandır bekar.

Tom has been single for a long time.

Uzun zamandır evli misin?

Have you been married for a long time?

Uzun zamandır arabamı yıkamadım.

I haven't washed my car in a long time.

Tom'la uzun zamandır arkadaşız.

- Tom and I've been friends a long time.
- Tom and I've been friends for a long time.

Uzun zamandır bunu arıyordum.

I've been looking for this for a long time.

Odamı uzun zamandır temizlemedim.

I haven't cleaned my room in a long time.

Tom uzun zamandır ağlıyor.

- Tom has been crying for a long time.
- Tom has been crying a long time.

Tom uzun zamandır gülmüyor.

Tom hasn't laughed in a long time.

Bunu uzun zamandır yapıyorum.

I've been doing that a long time.

Uzun zamandır burada değilim.

I haven't been here long.