Translation of "Onun" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Onun" in a sentence and their japanese translations:

Onun öyle söylemesi onun kalpsizliği.

そんなことを言うなんて彼はつれない。

Onun başarısı, onun çabalarının sonucudur.

彼女の成功は努力の賜物だ。

Onun başarısızlığı onun bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır.

彼の失敗は無知のせいである。

Onun, onun babası olduğunu öğrendik.

彼は彼女の父親であることがわかりました。

Onun teklifini reddetmek onun aptallığıydı.

彼女の申し出を断るとは、彼は愚かであった。

Onun fikirleri onun deneyimine dayanmaktadır.

彼の思想は彼の体験に基づいている。

Onun teminatçısı.

安全性を保証するものです

Onun yerine...

‎しかし…

Onun tılsımıydı.

彼はそのお守りでした。

Onun masasındadır.

- 彼は机に向かっている。
- 彼は自分の席にいますよ。

Onun lehindeyim.

賛成。

- Onun masumiyetinden yararlanmamalısın.
- Onun saflığından yararlanmamalısın.

君は彼女の無邪気さに付け込んではいけない。

Onun görüşleri hakkında onun ağzını aradım.

遠まわしに彼の意見を探った。

Onun yokluğunda onun hakkında kötü konuşma.

陰で彼の悪口を言うな。

Onun şaşkınlığı onun yalanını açığa vurdu.

ろうばいしたため、彼のうそが暴露された。

Onun ailesi onun üniversiteye gitmesini istiyor.

両親は、彼に大学へ行ってもらいたいと思っている。

Onun hastalığı onun partiye katılmasını engelledi.

彼女は病気でパーティーに出席できなかった。

Onun cehaleti onun sorunlarına neden oluyor.

彼女は彼の無知に困っている。

Onun bütün yapabildiği onun uzaklaşmasını izlemekti.

彼女は彼が去っていくのを見るだけで精一杯だった。

Onun taliplerinin hepsi onun parasının peşindeydi.

彼女の求婚者は皆彼女の金が目当てだった。

Onun göz yaşları onun aklını karıştırdı.

彼女が泣いたので彼は困った。

Onun burnu onun en iyi özelliğidir.

彼は鼻がいちばん立派だ。

- Onun kalbi kırıktır.
- Onun kalbi kırık.

彼は悲しみにうちひしがれている。

Onun sürekli hakaretleri onun öfkesini uyandırdı.

彼の絶え間ない侮辱が彼女の怒りを掻き立てた。

Onun samimiyetini sorguluyorsan onun yardımını isteme.

彼の誠実さを疑うのなら彼に援助を求めるな。

Onun başarısızlığı onun tembelliğinden dolayı idi.

彼が失敗したのは怠けたせいだ。

- Onun ailesini tanıyorum.
- Onun ailesini biliyorum.

私は彼の家族を知っている。

Onun, onun babası olduğu ortaya çıktı.

彼は彼女の父親であることがわかりました。

- Onun adını unuttum.
- Onun ismini unuttum.

彼の名前を忘れてしまった。

- Onun güzelliği kıyaslanamaz.
- Onun güzelliği eşsizdir.

彼女の美しさはたとえようもない。

- Onun kazanmasını istiyordu.
- Onun kazanmasını istiyordum.

彼女に勝ってほしかった。

Onun odası onun tarafından temiz tutulur.

彼女は彼の部屋を清潔にしている。

Onun arabası maviydi. Onun arabası kırmızıydı.

彼の車は青で、彼女のは赤だった。

- Onun adını hatırlayamam.
- Onun adını hatırlayamıyorum.

どうしても彼女の名前が思い出せない。

- Onun saçlı uzun.
- Onun saçı uzun.

彼女の髪の毛は長い。

- Onun teklifini reddetti.
- Onun önerisini reddetti.

- 彼女は彼の結婚の申し込みを断った。
- 彼女は彼のプロポーズを断った。

- Onun tavsiyesini almalıydın.
- Onun tavsiyesine uymalıydın.

君は彼の忠告を受け入れるべきだったのに。

Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.

彼女の笑顔が感謝の気持ちを表した。

- Onun dediğine inanırım.
- Onun söylediğine inanırım.
- Onun söylediği şeye inanırım.

私は彼の言うことを信じます。

Onun görünüşüne bakılırsa, onun zengin olduğunu düşünüyorum.

身なりから判断すると彼女が金持ちだと思います。

Onun gururu onun parayı almasına izin vermedi.

自尊心があるから彼はそのお金を受け取らなかった。

Onun babası onun evliliğine isteksizce razı oldu.

父親はしぶしぶ娘の結婚に同意した。

Onun dahiliği onun deneyim eksikliğini telafi eder.

彼女の非凡な才能が経験不足を補う。

Onun ölümü onun için büyük bir darbeydi.

彼女の死は彼には大打撃だった。

Onun söylediğinden onun suçlu olduğu sonucu çıkıyor.

- 彼女の言うことから判断すると彼は有罪ということになる。
- 彼女の言うことから判断すると彼は有罪である。

Onun ani gelişi onun dışarı çıkmasını engelledi.

彼女が突然来たので彼は外出することができなかった。

- Onun ailesi çiftçiydi.
- Onun anne-babası çiftçiydi.

彼の両親はお百姓でした。

Onun arkadaşlarının hepsi onun mutlu olduğunu düşündü.

彼の友人はみんな彼が幸福であると思っていた。

Onun arkadaşlarının çoğu onun planına destek oldu.

彼の友人のうちには彼の案を支持する者が多かった。

Onun köpeğine onun tarafından Popeye adı verildi.

彼の犬は彼にポパイと名付けられた。

Onun yüzüne bakarak onun sinirlenmiş olduğunu söyleyebilirsin.

彼の顔を見るといらいらしているのがわかった。

Onun yüzünü hatırlayabiliyorum ama onun adını hatırlayamıyorum.

彼の顔は覚えているんだが、名前を思い出せない。

- Ben onun fikrine katılıyorum.
- Onun görüşüne katılıyorum.

彼の意見に賛成です。

- Onun görüşü önyargısızdır.
- Onun görüşü önyargıdan azadedir.

彼の意見には偏見がない。

Onun gösterdiği fotoğraf onun hikayesine renk kattı.

- 彼が写真を見せると真実味が出た。
- 彼が写真を見せると、彼の話に真実味が出た。

- Onun hiç parası yoktu.
- Onun parası yoktu.

彼はお金がなかった。

Onun onun babasına yardım ettiğini asla görmedim.

私は彼女が父親を手伝うのを見たことがない。

Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.

窓の外の騒音のために、彼は眠ることができなかった。

- Ben onun adresini unuttum.
- Onun adresini unuttum.

- 私は彼の住所を忘れてしまった。
- 彼の住所を忘れてしまった。

Onun hastalığı onun tüm umutlarını boşa çıkardı.

病気のために彼の希望はすべて挫折した。

- Onun tahminleri gerçekleşti.
- Onun tahminleri doğru çıktı.

彼の予感があたった。

- Onun örneğini izleyin.
- Onun örneğini takip edin.

彼を手本にしなさい。

Onun başarılı olup olmayacağı onun çabalarına bağlıdır.

彼が成功するか否かは、彼の努力次第である。

Onun çok kızgın olduğunu onun ifadesinden anladım.

彼の表情から本当に怒っているのだと推察した。

- Onun şakası beni öldürdü.
- Onun şakası harikaydı.

- 彼のジョークは最高だ。
- 彼のジョークに笑ったよ。

Onun başarılı olup olmayacağı onun sağlığına bağlıdır.

- 彼が成功するか否かは、彼の健康の如何によります。
- 彼が成功するかいなかは、彼の健康次第です。

- Onun terk etmesini istiyorum.
- Onun gitmesini istiyorum.

彼には出て行ってもらいたい。

Ben onun hikayesini duyduğumda onun için üzüldüm.

彼女の話を聞いて胸が痛んだ。

Onun gelirinin çoğunluğu onun kirasını ödemeye gider.

彼の収入の大部分は家賃で消える。

- Onun yardımına güvenmeyin.
- Onun yardımına bel bağlamayın.

彼の援助をあてにするな。

- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Onun hakkında neler düşünüyorsun?

- 彼をどう思いますか。
- 彼のことどう思う?

Onun için endişeliydim

私は気が気でなりませんでした

Bu onun tasması!

発信器だ

Öğrenmek onun işi.

今は学ぶことが仕事です

Onun tadı mükemmel.

申し分のない味です。

Onun anavatanı Almanya'dır.

彼の故国はドイツだ。

Onun kabalığına dayanamadım.

私は彼の失礼な態度に我慢できなかった。

Onun tarafından aldatıldın.

君は彼女にだまされたのだ。

Onun konuşması doğrudur.

彼女の話は本当である。

Onun kütüphanesinden yararlanabilirsin.

君は彼の蔵書を利用して良い。

Onun teklifini gerçekleştirmelisin.

君は最初の計画を実行すべきだ。

Onun önerisini reddetmeliydin.

君は、彼の申し出を断るべきだった。

Siz onun kızlarısınız.

貴方達は、彼女の娘です。

Biz onun emrindeyiz.

我々は彼の指揮下にいる。

Onun kaçtığını gördüm.

わたしは彼が逃げていくのを観た。

Onun üstünde uyuyacağım.

よく考えておきましょう。

Bu onun hakkında.

まずその辺です。

Onun konvülsiyonları var.

ひきつけを起こします。

Onun onayına sırıttı.

にやりと笑って賛成の意思を示した。

Zaten onun farkındaydı.

とっくに彼はそれに気づいていた。

Onun gelmeyeceğini söylemeliyim.

たぶん、彼は来ないでしょう。

Onun için suçlanacağım.

- 私にその責任があります。
- それは私が責めを負うべきだ。
- それは私が悪いのだ。

Onun rengi kırmızıdır.

それの色は赤い。

Onun paralelliği yok.

それに匹敵する物がない。

Yeni araba onun.

その新しい車は彼女の物です。

Kanıt onun lehineydi.

その証拠は彼に有利であった。

Onun sağlığı kötü.

彼は体の具合がよくありません。