Translation of "Yer" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Yer" in a sentence and their japanese translations:

- Et yer misin?
- Et yer misiniz?

肉を食べますか。

- Atlar ot yer.
- Atlar çimenleri yer.

馬は草を食べる。

- Şüpheye yer yok.
- Şüphe için yer yok.

- 疑問の余地がない。
- 疑う余地はない。
- 疑いの余地はない。

...saklanacak yer yoktur.

‎隠れる場所はない

Değerler gerçekleri yer

その人の価値観が事実を蝕みます

Hataya yer kalmaz.

エラーの余地はありません。

Şüpheye yer yok.

- 疑問の余地がない。
- 疑う余地はない。
- 疑いの余地はない。

Koyunlar ot yer.

羊は草を食べる。

Yanıldığın yer odur.

そこがあなたの間違っているところです。

İnekler ot yer.

牛は草を食べる。

Yer sarsılmaya başladı.

地面が揺れ始めた。

Köpekbalıkları balık yer.

- 鮫は魚を食べます。
- サメは魚を食べるんだ。

Kim arı yer?

誰がハチを食べる?

Yanıldığın yer budur.

ここが君の間違っている点です。

O, çok yer.

彼はたくさん食べる。

Her yer sessizdi.

すべてのものが静かだった。

Salata yer misin?

サラダを食べますか。

Makarna yer misin?

パスタを食べますか。

Tom'a yer ayırdım.

トムのために席をとっておいた。

Kurt ne yer?

オオカミは何を食べるの?

Martılar ne yer?

カモメは何を食べるの?

- Yaşayacak bir yer bulmam gerekiyor.
- Yaşayacak bir yer bulmalıyım.

住む場所を探す必要がある。

Buraya doğru yer değiştirmedik.

ここで戻らなかったから

Çünkü şimdi olduğumuz yer

なぜなら 私たちは 今まさに

O derin yer altındaydı,

地下深いところ

Ve yer altına kilitliyorlardı.

地下に閉じ込められて いるのです

Gözlerimizin üzerinde yer alan

ここで重要になってくるのが 前頭前皮質と呼ばれる

Ginza, Tokyo'da yer alıyor.

東京の銀座にあります

Oy pusulasında yer alır .

が投票用紙に記載されてい ます。

Yer çok temiz olmalı.

床はとてもきれいでなければならない。

Amerikalılar çok et yer.

アメリカ人は肉を多く食べる。

Onu sınıfta yer misin?

教室で食べるの?

Bagaj için yer açın.

荷物を置く場所を空けてくれ。

Ev gibi yer yoktur.

- 家程良いところはない。
- わが家にまさる所はない。
- わが家にまさる所なし。

Her yer kalabalık görünüyor.

どこもかしこも人が混んでいるようだ。

Televizyon için yer açmalısın.

テレビをおくための場所がなければいけないよ。

Üç yer ayırtmak istiyorum.

チケットを3枚予約したいのです。

Yer kesinlikle görülmeye değer.

その場所は一見の価値がある。

Makine çok yer kaplar.

その機械は場所をとる。

Tablo çok yer kaplamaz.

そのテーブルは場所を取らない。

Kanepe çok yer kaplıyor.

そのソファーは場所をとりすぎる。

O doyuncaya kadar yer.

彼は腹いっぱい食べる。

Dana eti yer misin?

仔牛肉を食べますか。

Onu gördüğüm yer burasıydı.

私が彼女を見たのはここでした。

Sorunun olduğu yer orasıdır.

そこに問題がある。

Çinliler kahvaltıda ne yer?

中国人は朝食に何を食べますか。

Büyük balık küçüğü yer.

大魚は小魚を食う。

Köpek balıkları balık yer.

- 鮫は魚を食べます。
- サメは魚を食べるんだ。

Sincaplar meşe palamudu yer.

リスはドングリを食べます。

Biri bunu nasıl yer?

これどうやって食べるんですか?

Bu yer boş mu?

- この席は空いていますか。
- この席空いてますか?

Bu yer güvenli mi?

この場所は大丈夫なんですか?

Japonya Asya'da yer almaktadır.

- 日本はアジアにあります。
- 日本はアジアにある。
- 日本はアジアに位置している。

Çalışacak hiçbir yer yok.

逃げ道がない。

Ülkende pirinç yer misiniz?

- 君の国では、お米をたべますか。
- あなたの国では米を食べますか?

Sınıfta yemek yer misin?

教室で食べるの?

Yaşayacak bir yer buldum.

住む場所を見つけた。

Tom kahvaltıda ne yer?

トムは朝ごはんに何を食べますか。

Epeyce yer ziyaret ettik.

私たちはかなりいろんな所を訪ねました。

Yer kar ile kaplıdır.

地面は雪で覆われている。

Yer tamamen kanla kaplıydı.

床は一面血まみれだった。

Tanrım, bu yer kocaman!

広いな!

Kalp, göğüste yer alır.

心臓は胸の中にある。

Tokyo Japonya'da yer almaktadır.

東京は日本にあるんだ。

Yatak çok yer kaplar.

このベッドはとても場所を取る。

Burası babamın doğduğu yer.

- ここが父の生まれたところです。
- ここが父が生まれた場所です。

Biraz kek yer misin?

ケーキを少し召し上がりませんか。

Tezgahta yer var mı?

カウンターはあいてますか。

Yaşadığı yer kasabadan uzaktır.

- 彼が住んでいる所は町から遠い所に在ります。
- 彼が住んでいる場所は町から遠いところです。

Bu konuşmada yer almadım.

私はその会話に参加できなかった。

Tom balık yer mi?

トムは魚を食べるかな?

Dışarıda çok yer misin?

よく外食しますか。

Bu şüpheye yer bırakmıyor.

それで疑いをさしはさむ余地はなくなる。

- Bu, annenin çalıştığı yer midir?
- Annenin çalıştığı yer burası mı?

ここがあなたのお母さんが働いている所ですか?

- Kazanın olduğu yer bu mu?
- Kazanın olduğu yer burası mı?

ここは事故が起こった場所ですか。

- Olayın meydana geldiği yer burası.
- Burası olayın meydana geldiği yer.

ここがその事件の起こった場所である。

- Artık şüphe için herhangi bir yer yok.
- Artık şüpheye yer yok.

もはや疑いの余地はない。

- Avustralya'da insanlar kahvaltıda ne yer?
- Avustralya'da insanlar kahvaltı için ne yer?

オーストラリアでは人々は朝食に何を食べるんですか?

Burası uygun bir yer değil.

ねどこにはならない

Ideal bir yer. Hem evlerde,

絶好の場所だろう

İnsanlar için bir yer daha.

ここも人々のための場所です

"ev gibi bir yer arıyorum"

私の家と呼べる場所

...Ay'ın ışığının hükmünde olduğu yer.

‎月光に支配される

...yaşaması kolay bir yer değildir.

‎住みやすい場所ではない

Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.

‎必死に静かな場所を探す

İşte toprağın devreye girdiği yer:

ここで土壌の登場です

Kampüste yer yerinden oynamıştı tabii.

それでキャンパスは 完全に大騒ぎになりました

Ama çok eski bir yer.

とても古い村です

Öğretmen çocukların oyunlarında yer aldı.

先生は子供たちの遊びに加わった。

Duvarlar sarıyken, yer yeşile boyanmıştı.

床は緑色に塗られていたが、一方壁は黄色だった。

İlkbaharda her yer güzel görünüyor.

春になるとどこも美しく見える。

Arabanızda ayıracak yer var mı?

車に空きはありますか。

Arabada bir kişilik yer vardı.

車には一人分の空きがあった。