Translation of "Elinden" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Elinden" in a sentence and their japanese translations:

Elinden geleni yap!

当たって砕けろ。

Elinden geleni yaptın.

- がんばりましたね。
- やれる事はやったよ。

Elinden geldiğince çabala.

精一杯やってみなさい。

Kralın gücü elinden alındı.

王は権力を剥奪された。

Michael onu elinden yakaladı.

マイケルは彼女の手を捕まえた。

Adam çocuğu elinden tuttu.

その男は少年の手をつかまえた。

O, onu elinden tuttu.

彼女は彼の手をつかんだ。

Elinden geldiğince sıkı çabala.

精一杯やってみなさい。

O elinden geleni yaptı.

彼は最善をつくした。

O, elinden geleni yapacaktır.

彼は最善を尽くすだろう。

Lütfen elinden geleni yap.

- 頑張ってください。
- 頑張って下さい。

Küçük kızı elinden tuttum.

私は、その幼い少女の手を取った。

Tom elinden geleni yaptı.

トムは最善を尽くした。

Bardak onun elinden düştü.

コップが彼の手から落ちた。

Elinden geleni yaptığını biliyorum.

きみが全力をつくしたことをぼくは知っている。

Rüzgar şemsiyeyi elinden uçurdu.

風でかさが彼女の手から吹き飛んだ。

Ama her seferinde elinden kaçtılar.

‎だが何度も逃す

Bir insan elinden geleni yapmalı.

人は最善を尽くすべきだ。

Her zaman elinden geleni yapmalısın.

常にベストを尽くしなさい。

Her şeyde elinden geleni yapmalısın.

- 何事にせよ最善を尽くしなさい。
- どんなことでもベストを尽くさなきゃ駄目よ。

Elinden geleni yap ve endişelenme.

ベストをつくしたら後はくよくよ考えないことさ。

Elinden geldiği kadar çok çalış.

できるだけ一生懸命、働きなさい。

Her oyuncu elinden geleni yaptı.

それぞれの選手がベストをつくした。

Islanmamak için elinden geleni yaptı.

彼は出来るだけ濡れないようにした。

Sanırım o elinden geleni yapacaktır.

彼は最善を尽くすだろう。

İçmek için elinden geleni yaptı.

彼は一生懸命飲んだ。

Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.

彼はできるだけ長く生きたいと思っている。

Elinden geldiğince çok İngilizce çalıştı.

彼女は出来るだけ一生懸命英語を勉強した。

O elinden geldiğince hızlı koştu.

- 彼は一生懸命走った。
- 彼はできる限り早くはしりました。
- 彼はできるだけ速く走った。
- 彼は全速で駆けた。

Bir insan elinden geleni yapmalıdır.

人はベストを尽くさなくてはならない。

Elinden geldiğince odanı temiz tut.

- 自分の部屋は出来るだけきちんとしておきなさい。
- 自分の部屋はできるだけ整理整頓しておきなさい。

Elinden geldiğince hızlı koşmaya çalıştı.

彼女はできるかぎり速く走ろうとした。

Elinden geldiği kadar yapmaya çalış.

精一杯やってみなさい。

Genlerini aktarmak için elinden geleni yapıyor.

‎遺伝子を後世に残すためだ

Sakin ol ve elinden geleni yap.

焦らずに頑張ってね。

Şüphesiz elinden geleni yaptı ama başarmadı.

確かに彼は最善を尽くしたが、成功しなかった。

Yaptığın bir şeyde elinden geleni yap.

- やることは何でも全力をつくせ。
- やることには何でも全力を尽くせ。

Elinden geldiğince açık konuşsan iyi olur.

できるだけ明確に話したほうがいい。

Elinden geldiği kadar onu baharatlı yap.

できるだけ辛くしてください。

O elinden geldiği kadar güzel oluyor.

彼女はできるだけ優しくふるまっている。

Elinden geldiğince çok kitap okumaya çalışır.

彼女はできるだけたくさんの本を読もうとしている。

Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

彼は全力を尽くして彼女を救った。

O, benim için elinden geleni yaptı.

彼は私のために全力を尽くしてくれた。

O sonuna kadar elinden geleni yaptı.

彼はその目的のために全力をつくした。

Naomi çantasını bir elinden diğerine aldı.

直美は鞄をもう一方の手に移した。

Önemli olan elinden geleni yapıp yapmadığındır.

大事なのは全力を尽くすか否かだ。

Sakin kal ve elinden geleni yap.

焦らずに頑張ってね。

Eğer kazanmak istiyorsan, elinden geleni yapmalısın.

- もし勝つつもりなら、最善の努力をしなさい。
- 勝とうと思うのならベストを尽くしなさい。

Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.

トムは全力で走った。

Tabak elinden kaydı ve yere düştü.

皿が彼女の手から滑り、床に落ちて割れた。

İşi bitirmek için elinden geleni yapacak.

彼は仕事を終えるよう全力を尽くすだろう。

Onu düşünmemek için elinden geleni yaptı.

彼は二度と彼女のことは考えまいと精一杯努力した。

O, sonuna kadar elinden geleni yaptı.

最後まで彼は最善を尽くした。

O, elinden geldiği kadar hızlı koştu.

- 彼女は一生懸命に走った。
- 彼女はできるだけ速く走った。

Elinden geleni yap ve başarılı ol.

最善を尽くしなさい、そうすれば成功するでしょう。

Tom ağlamamak için elinden geleni yaptı.

トムは必死に涙をこらえた。

- Komşularına elinden gelen bütün yardımı yapmalısın?
- Komşularına yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapmalısın.

あなたがたの近所の人たちをできるだけ助けてあげるようにしましょう。

Elinden geleni yaptığın sürece sana yardım edeceğim.

君が最善を尽くすかぎりは君を援助してあげよう。

Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

パリは自由を守るために最善をつくした。

Ev ödevini elinden geldiğince kısa sürede yaptır.

できるだけ早く宿題を終わらせなさい。

Trene zamanında yetişmek için elinden geleni yaptı.

彼は列車に間に合うように最善をつくした。

O, elinden geleni yaptı, ancak başarısız oldu.

彼は最善を尽くしたが失敗した。

Onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.

彼は、彼女の説得に最善を尽くした。

Bir şans daha verilirse elinden geleni yapar.

もう一度チャンスが与えられれば、彼は最善を尽くすだろう。

Onu zamanında bitirmek için elinden geleni yapacaktır.

彼はそれを時間通りに終えるよう全力をつくすだろう。

Elinden geleni yap ve daha sonra üzülme.

最大限の努力をすればあとで後悔しないから。

Sanırım elinden gelen en kısa sürede gelmelisin.

さっさと出ていけばいいと思う。

O elinden geleni yaptı ama sonunda yenildi.

彼は頑張ったが結局負けた。

İleride pişmanlık duymak istemiyorsan elinden geleni yapmalısın.

あなたは後で後悔しないように出来るだけのことをしなければならない。

Ona yardım etmek için elinden geleni yaptı.

彼は彼女を助けるために全力を尽くした。

Ona yardımcı olmak için elinden geleni yaptı.

彼女は彼を助けようと最善を尽くした。

Biri insan her zaman elinden geleni yapmalıdır.

- 人はいつも全力を尽くすべきです。
- わたしたちはいつもベストを尽くすべきである。

Elinden her iş gelir ama hiçbirinde uzman değildir.

- 多芸は無芸。
- 何でもこなす者は名人にはなれない。
- あらゆる職業に手を出す者は何の熟練工にもなれない。

- O elinden geleni yaptı.
- O canı gönülden yaptı.

それに全身全霊を傾けた。

Polis, çocuklarla elinden geldiğince samimi bir şekilde konuştu.

その警官は、子どもたちにできるだけやさしく話した。

O bulaşıkları yıkamak istemedi ama elinden geleni yaptı.

彼女は皿洗いはいやだったが、我慢してやった。

O, tekrar başarısız olmak için elinden geleni yaptı.

彼は全力を尽くしたが失敗しただけだった。

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde bana doğru koştu.

- 彼はできるだけ速く私の方へ走ってきた。
- 彼はできるかぎり速く私の方へ走ってきた。

Ödül almak için elinden gelen her şeyi yaptı.

- 彼はその賞を得られるようになんでもやった。
- 彼はその賞をとられるように何でもやった。
- 彼はその賞を手に入れるために何でもした。

Biri her şeyde elinden gelenin en iyisini yapmalı.

何事にも最善を尽くさなければならない。

Lütfen bana elinden geldiğince kısa süre içinde yaz.

出来るだけはやくお手紙をください。

Ben her zaman elinden geleni yapanlara saygı duyarım.

誰であれ、常にベストを尽くす人を俺は尊敬する。

- Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.
- Elinden geldiğince çok çalış.

できるだけ一生懸命に勉強しなさい。

- Polis soyguncunun elinden tuttu.
- Polis soyguncunun kolunu yakaladı.

警官は泥棒の腕をつかんだ。

Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.

ジェーンは一生懸命鹿を追いかけました。

Bay Green'in önünde elinden geldiğince kibar olmaya çalış.

グリーンさんの前では、できるだけ礼儀正しくするよう心がけなさい。

Hükümet konut sorununu çözmek için elinden geleni yapmıyor.

住宅問題を解決するために、政府が最善を尽くしているとは思えない。

Lütfen elinden gelenin en iyisini yapmaya devam et.

これからも頑張ってくださいね。

Her ne yaparsan yap, elinden gelenin en iyisini yapmalısın.

何をするにしても、全力を尽くさなければならない。

Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.

医者は最善を尽くしたが患者の回復は思わしくなかった。

Mochida'nın elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi.

なるほど持田は最善を尽くしたが、注意力が足りなかった。

O diğerlerine yetişmek için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

彼女は他の人に追いつくためにできるかぎり速く走った。

O sadece tekrar başarısız olmak için elinden geleni yaptı.

彼は最善を尽くしたが、結果は再び失敗に終わっただけだった。

Ne yaparsan yap önemi yok, elinden geleni yapmak zorundasın.

何をするにしても、全力を尽くさなければならない。

Lütfen elinden geldiği kadar kısa zamanda cevap verir misin?

至急御返事いただけませんか。

- Tom hep telefonuyla oynuyor.
- Tom'un elinden telefonu düşmüyor hiç.

トムはいつもスマホをいじっている。

Bir misk kedisi bu ağacı sahiplenmek için elinden geleni yapıyor.

‎ジャコウネコが この木を ‎独り占めしようとしている

Ne yaptığın önemli değil, ama elinden gelenin en iyisini yapmalısın.

たとえ何をしようとあなたは最善を尽くさなければならない。