Translation of "Cesareti" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Cesareti" in a sentence and their japanese translations:

Huzurlarında kalabilme cesareti,

たとえそれが不快になろうとも

Cesareti, övgüye değer.

彼の勇気は賞賛に値する。

Onun cesareti vardır.

彼は腹が据わっている。

Cesareti ile zaman kazandı.

‎勇気ある行動で切り抜けた

Onu söyleme cesareti vardı.

彼女は勇敢にもその事をはっきり言った。

Teklifi reddedecek cesareti vardı.

彼は勇敢にもその申し出を断った。

Onu söyleyecek cesareti vardı.

彼女は勇敢にもその事をはっきり言った。

Sınavdaki başarısızlığından dolayı cesareti kırıldı.

彼は試験に失敗して気を落としている。

Onun asla cesareti eksik değil.

- 彼は決して勇気が欠けているわけではない。
- 彼は決して勇気がないのではない。

Onun cesareti yüksek övgüye layıktır.

彼のその勇気は激賞に値する。

Onun cesareti için ona hayranım.

彼の勇気には感服する。

Skandalı ortaya çıkaracak cesareti vardı.

彼は勇敢にもそのスキャンダルを暴露した。

O cesareti için John'a hayrandır.

彼女はジョンの勇敢さに感服している。

Ama bunu menajerime söyleme cesareti bulduğumda --

ところがマネージャーに 思い切ってそんな話をすると—

Biz onun cesareti için ona hayranız.

我々は彼女の勇気に感心する。

Onun parayı istemek için cesareti vardı.

彼はずうずうしくも金を貸せといった。

Tom'un tetiği çekmek için cesareti yoktu.

トムには引き金を引く勇気がなかった。

Tom'un Mary'ye gerçeği söyleyecek cesareti yoktu.

トムさんはメアリーさんに本当のことを言う勇気がなかったです。

Ken'in onu tekrar denemek için cesareti yoktu.

- ケンは再度試みる勇気がない。
- ケンはもう一度やってみる度胸がなかった。

Onun öğretmenin tavsiyesini görmezden gelme cesareti vardı.

彼は厚かましくも先生の助言を無視した。

Erkek kardeşimin nehri yüzerek geçmeye cesareti yoktu.

弟はその川を泳いで渡る勇気がなかった。

Tom'un Mary'ye arkadaşlık teklif edecek cesareti yoktu.

トムにはメアリーをデートに誘う勇気がなかった。

Tek bir hatayla cesareti kırılacak bir adam değildi.

彼は、たった一回の失敗でくじけるような男ではない。

Çocuğu boğulmaktan kurtarmak için onun cesareti övgü üstü.

子供の溺れるところを救った彼の勇気には賞賛の言葉もない。

Onun cesareti ona güvenmem için beni yeterince etkiledi.

彼の勇気に感動して、信頼するに足ると思います。

Tom'un yapmak istediği şeyi yapmak için cesareti yoktu.

トムには自分のやりたいことをする勇気がなかった。

. Ney'in o günki cesareti hayranlık uyandırdı, ancak kararları Fransızların

その日のネイの勇気は畏敬の念を起こさせました、しかし彼の決定はフランスの 敗北

O tür bir şeyi yapmaya ancak Tom'un cesareti vardı.

トムだけがそういったことをする度胸があるだろう。