Translation of "Parçası" in Hungarian

0.006 sec.

Examples of using "Parçası" in a sentence and their hungarian translations:

Parçası olduğunu anlayacaksınız.

egy darabból alkották.

Bu, işimin parçası.

- A munkámmal jár.
- Ez a munkám része.

Bu grubun parçası mısınız?

A része vagy ennek a csoportnak?

Bu, sorunun bir parçası.

Ez a probléma része.

Biz bunun bir parçası değiliz.

Nem vagyunk a része.

O, planın bir parçası mıydı?

Ez benne volt a tervedben?

Artık hayatımın bir parçası değilsin.

- Már nem vagy az életem része.
- Már nem vagy része az életemnek.

Hepsi benim planımın bir parçası.

Ez mind része a tervemnek.

- Bu grubun parçası olmak hoşuma gidiyor.
- Bu grubun parçası olmaktan memnuniyet duyuyorum.

Szeretek része lenni ennek a csapatnak.

%97'nin bir parçası da olabilirsiniz.

akik végül ennek a 3%-nak dolgoznak majd.

Ve bu hayatımın en önemli parçası.

Ez életem legfontosabb része.

Sadece ağartılmış Honduras Maunu'nun bir parçası.

Ez egyetlen darab fehérített Honduras-mahagóni.

Ve bu kurucu etiğin bir parçası,

Ez alapító elveink része,

Bunun bir parçası olacak biçimde tasarlayın.

Tervezzünk úgy, hogy a tárgy szétszedhető legyen.

Hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

aki azt az ajándékgazdaság részének tekinti.

Buranın bir parçası olduğumu hissetmeyi öğretti.

része vagyok ennek a helynek, nem csak egy látogató.

O, yararlı bir bilgi parçası değil.

Ez nem valami hasznos információ.

Son kek parçası Tom tarafından yendi.

Az utolsó darab süteményt Tom ette meg.

Tom kırık bir ayna parçası aldı.

Tom felszedett egy tükörcserepet.

Bu problemin sadece küçük bir parçası.

Ez csak egy kis része a problémának.

Amaçlarını bir kağıt parçası üzerine yaz.

Írd össze a céljaidat egy papírlapra.

Bunun en iyi parçası olduğunu düşünüyorum.

Szerintem ez a legjobb rész.

Müziğin artık hayatımın bir parçası olmayacağı fikri

teljesen elment az életkedvem már a puszta a gondolattól is,

Klasik bir müzik parçası olarak hayata başladı.

klasszikus zeneként kezdte az életét.

Acı çekmenin hayatın bir parçası olduğunu bilirler.

Tudják, hogy a szenvedés az élet része.

Ve bunun anahtar parçası ise polislerin sendikasıdır.

és ebben a rendőrszakszervezeteknek fontos szerepe lesz.

Bugün bunun bir parçası olduğunuz için teşekkürler.

Köszönjük a mai napot.

Bir parçası da hatalıysanız bunu kabul etmektir.

hogy beismerjük, amikor tévedünk.

Vücudumun yara almayan bir parçası bile kalmadı.

Nincs olyan része a testemnek - legalábbis az elején - ami ne hordozna sebet.

Beni av stratejisinin bir parçası olarak kullandı.

A vadászstratégiája részeként használt engem.

Tom Hawaii'nin ABD'nin bir parçası olduğunu bilmiyordu.

Tom nem tudta, hogy Hawaii az Egyesült Államok része.

Bu tam olarak bir kek parçası değildi.

Hát ez nem volt piskóta.

Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.

Büszke vagyok rá, hogy a része vagyok ennek a projektnek.

Günde bir çikolata parçası doktoru uzak tutar.

Napi egy csokoládé, és nem lesz szükséged orvosra.

Korku ve cesaret arasındaki denge bunun bir parçası.

valamint meg kell találnunk hozzá a félelem és bátorság közti egyensúlyt.

Büyüyen gizli multi milyar dolarlık bir endüstrinin parçası.

a növekvő, több milliárd dolláros titkolózó iparág részét képezik.

Rusya, Avrupa'nın parçası olsun istiyor. Ta Vladivostok'a kadar.

Hogy Oroszország Európa részévé váljon. Vlagyivosztokig.

Sorunun bir parçası haline geldiğimi kabul etmek zorundaydım.

és akaratlanul váltam a probléma okozójává.

Avrupa'daki bazı ülkeler, Avrupa Birliği'nin bir parçası değildirler.

Néhány európai ország nem tagja az Európai Uniónak.

Daha geniş bir dizi koruyucu önlemlerin parçası olmasıdır.

mint amilyen a társadalmi távolságtartás és az alapos kézmosás.

İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar

az emberek nemzedékük tagjaként kezdtek viselkedni,

Kendi ulusal kimliğimizin parçası olarak gördüğümüz pek çok şey

nemzeti identitásunk legfőbb összetevőinek javarésze

çünkü siyaset bizim için önemli ve kim olduğumuzun bir parçası.

mert számunkra fontos a politika, és része annak, akik vagyunk.

İstersen oraya kendin gidebilirsin ama ben bunun bir parçası olmak istemiyorum.

Menj el oda magad, ha akarsz, de én nem akarok részt venni benne.