Translation of "Vurduğunu" in German

Senin kapıyı vurduğunu duymadım.

- Ich habe dich nicht klopfen gehört.
- Ich habe dein Klopfen nicht gehört.
- Ich habe nicht gehört, dass du geklopft hast.

Tom'un Mary'ye vurduğunu gördüm.

Ich sah Tom Maria schlagen.

Tom Mary'nin neden John'a vurduğunu biliyordu.

Tom wusste, warum Mary John geschlagen hatte.

Tom, Mary'nin onu ​​vurduğunu iddia etti.

Tom behauptete, Mary hätte auf ihn geschossen.

Tom neden Mary'ye vurduğunu merak ediyorum.

Ich wüsste gerne, warum Tom Maria geschlagen hat.

Tom kendini korumak için Mary'yi vurduğunu iddia ediyor.

- Tom behauptet, er habe Maria aus Notwehr erschossen.
- Tom behauptet, Maria aus Notwehr erschossen zu haben.

Tom, Mary'yi kendini savunmak için vurduğunu iddia ediyor.

Tom behauptet, er habe Maria aus Notwehr erschossen.

Hem Tom hem de Mary John'un Alice'e vurduğunu gördüklerini söylediler.

Tom und Maria haben beide gesagt, sie hätten gesehen, wie Johannes Elke geschlagen habe.

- Tom birisinin kapıyı üç kez çaldığını duydu.
- Tom birisinin kapıya üç kez vurduğunu duydu.

Tom hörte, wie jemand dreimal an die Türe klopfte.