Translation of "Bulmalıyız" in German

0.003 sec.

Examples of using "Bulmalıyız" in a sentence and their german translations:

Onu bulmalıyız.

- Wir müssen es finden.
- Wir müssen ihn finden.
- Wir müssen sie finden.

Onları bulmalıyız.

Wir müssen sie finden.

Katilleri kesinlikle bulmalıyız.

Wir müssen dir Mörder unbedingt finden.

Hepimiz gidip onu bulmalıyız.

Wir müssen alle losgehen und sie finden.

- Onu durdurmanın bir yolunu bulmalıyız.
- Onu durdurmak için bir yol bulmalıyız.

Wir müssen sie irgendwie aufhalten.

Başka şeyler, başka yollar bulmalıyız.

Wir müssen was anderes finden. Einen anderen Weg.

Bence Tom'un nerede olduğunu bulmalıyız.

Ich glaube, wir müssen herausfinden, wo Tom ist.

O bulmadan önce onu bulmalıyız.

Wir müssen es vor ihm finden.

Sonra ne yapmamız gerektiğini bulmalıyız.

Man sollte festlegen, was man danach tun sollte.

Onları durdurmanın bir yolunu bulmalıyız.

Wir müssen sie irgendwie aufhalten.

Tamam, onun yanına inmenin bir yolunu bulmalıyız.

Okay, wir müssen einen Weg zu ihr nach unten finden.

Kazancımız ve giderimiz arasında orta yolu bulmalıyız.

Wir müssen eine Balance zwischen Ausgaben und Einnahmen finden.

Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.

Wir müssen etwas finden, um dieses Loch zu stopfen.

Ne bulacağımızı bilmiyorum ama bir şey bulmalıyız.

Ich weiß zwar nicht, was, irgendwas werden wir aber sicher finden.

Bence Tom'un onu kime vermeyi planladığını bulmalıyız.

Ich finde, wir müssen herausfinden, wem Tom das zu geben beabsichtigt.

Bence dün Tom'un niçin burada olmadığını bulmalıyız.

Ich finde, wir müssen herausfinden, warum Tom gestern nicht hier war.

Aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmalıyız.

Wir müssen ihn finden, bevor er noch eine Dummheit begeht.

Bu ürünler için yeni bir pazar bulmalıyız.

Wir müssen einen neuen Markt für diese Produkte finden.

Biz biraz para kazanmak için bir yol bulmalıyız.

Wir müssen uns eine Möglichkeit überlegen, wie wir etwas Geld verdienen.

Bu makinenin su altında çalışması için bir yol bulmalıyız.

Wir müssen uns eine Möglichkeit überlegen, wie wir erreichen könnten, dass diese Maschine unter Wasser funktioniert.

- Onu durdurmanın bir yolunu bulmalıyız.
- Onu durdurmak için bir yol bulmak zorundayız.

Wir müssen einen Weg finden, das zu stoppen.

Pekâlâ, kendimize daha iyi bir yemek bulmak için bu leşi kullanmanın yolunu bulmalıyız.

Okay, wir müssen versuchen, mit diesem Kadaver etwas Besseres zu fangen.