Translation of "Olduğunu" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Olduğunu" in a sentence and their arabic translations:

Erkek olduğunu bilmeyene kadın olduğunu inandırabilirdiniz.

لدرجة أنّ من لا يعرفهم قد يخالهم نساءً.

Nasıl olduğunu bilirsiniz.

أعني أنتم تعلمون كيف تجري الأمور:

Kimler olduğunu biliyorum.

وأنا أعلم من هم.

Nasıl olduğunu anlatayım.

دعوني أخبركم عمّا حدث.

Şans olduğunu düşünmüştüm

اعتقدتُ أنه الحظ،

Parçası olduğunu anlayacaksınız.

هو منحوتة مكونة من قطعة واحدة.

Kötü düşüncelerim olduğunu

وكانت عندي الأفكار السيئة

Birçok müşterimizin olduğunu,

أن إيراداتنا كانت تتضاعف كل عام،

Sıkışma olduğunu biliyoruz

نعلم أن هناك مربى

Kim olduğunu sanıyorsun?

- من تظن نفسك؟
- من تحسب نفسك؟

İstisnalar olduğunu unutma.

لا تنس أنّه توجد حالات استثنائيّة.

Boston'da olduğunu biliyorum.

أعرف أنك كنت في بوسطن.

Tamam olduğunu sanıyorum.

أظن أنها لا بأس بها.

Sen olduğunu biliyordum.

كنت أعلم أنه أنت.

Nerede olduğunu biliyorum.

أنا أعلم أين أنت

- Robert'n hasta olduğunu duydum.
- Robert'ın hasta olduğunu duyuyorum.

سمعت أن روبرت مريض.

Kuşkusu olduğunu hissetsem de

عن كيفية تحقيق هذا،

çok fazla olduğunu anlamıyor.

وليس حرّاً لأن يعيش على سجيته.

Sanırım bu olduğunu düşünüyorsunuz.

ربما تفكرون أنها هذه.

Biraz yüksek olduğunu görüyor.

تبدو مرتفعة بعض الشيء.

Bunun gerçek olduğunu düşünemiyorlardı

لم يفكروا به كشيء حقيقي،

Bir bağlantı olduğunu doğruladı.

وبين تفكيرهم بالانتحار.

Bunun son olduğunu düşünmüştüm.

وظننت أنها النهاية.

Bunun aydınlatıcı olduğunu düşünüyorum.

لقد وجدت هذا التوضيح.

Uykuya ihtiyacınız olduğunu biliyoruz,

لتجهيز عقلك،

Mesleğimin bu olduğunu düşündüm.

اعتقدت أن ذلك كان ندائي

Sizin seçiminiz olduğunu unutmayın.

‫لا تنس أن هذا خيارك.‬

İçeride ne olduğunu göremiyorum.

‫لا يمكنني رؤية ما بها.‬

Hikâyelerimizin değeri olduğunu kanıtladık.

لقد أثبتنا أن هناك قيمة لقصصنا،

Müziğin gürültü olduğunu düşünmez.

لا يعتقد أن الموسيقى نوع من الضجيج.

Uzman olduğunu iddia edenler

وأولئك من يدّعون منا انهم خبراء

Neler olduğunu çözmeye çalışıyordum.

محاولًا فهم ما يحدث.

Bir medeniyet olduğunu zannedebilirsiniz.

محمية خلف صورها العظيم.

Engellemeye yardımcı olduğunu gösterdiler.

ما يجعل ظهوره فجأة أقل احتمالية.

Onların sorunu olduğunu düşünüyoruz,

نعتقد أنها مشكلتهم

...bir tanrısı olduğunu unutmayalım.

‫غالباً ما يكون بعض الجزء الخلفي للعنق...‬

Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.

‫يمكنها الشعور بوجود الأسود،‬

Neler olduğunu anlamalarını sağlamalılar.

لكي يفهموا ما يجري.

Nasıl minnettar olduğunu anlattı.

وأنه ممتن جدًا لصبرها.

Sosisin lezzetli olduğunu biliyor

فهو يعلم بأن النقانق طيبة المذاق،

Zeki olduğunu sanıyordum." dedik.

ظننتك ذكيا".

Manyetik alan olduğunu söylesin

دعني أقول أن هناك مجال مغناطيسي

Milyonlarca askeri olduğunu düşünün

تخيل أن هناك ملايين الجنود

3 cm boyunda olduğunu!

يبلغ طوله 3 سم!

Reddetmesine rağmen , vasıfsız olduğunu

من مرة ، معتبراً نفسه غير مؤهل.

Ne olduğunu merak ediyorum.

أتساءل ما الذي حدث.

Ne olduğunu biliyor musun?

هل تعرف ما الذي حصل؟

Onun hasta olduğunu düşünüyorum.

أظن أنها مريضة.

Burada ne olduğunu bilmiyorum.

- أنا لا اعرف ما يحصل هنا.
- أنا لا أعرف ما يجري هنا.
- لا أدري ما يحصل هنا.

Aradığının kim olduğunu biliyorum.

أنا أعرف من هو الذي تبحث عنهُ.

Nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum.

أريد أن أتعلم كيف.

Neler olduğunu kimse anlamıyor.

لا أحد يفهم ماذا يجري.

Onun olduğunu unutabilir miyiz?

هل يمكننا أن ننسى أن ذلك قد حدث؟

Onun hasta olduğunu bilmiyordum.

لم أكن على علم بمرضها.

Artık ne olduğunu hatırlamıyorum.

- لم أعد أذكر ما حدث.
- لم أعد أتذكر ما حصل.

Tom'un nazik olduğunu düşünüyorum.

أظن أن توم لطيف.

Bunun ciddi olduğunu biliyorum.

أنا أعلم أنها كانت خطيرة

Babanın kim olduğunu biliyorum.

أنا أعرف من هو والدك.

Ne olduğunu asla unutmayacağım.

لن أنس أبدا ما حدث.

Tom emekli olduğunu duyurdu.

أعلن توم عن تقاعده.

Saatin kaç olduğunu bilmiyorum.

لا أعرف كم الساعة

Ev ödevimiz olduğunu unutma.

لا تنس أن لدينا واجباً.

Yalnız olduğunu söylediğini sanıyordum.

ظننتك ذكرت أنك وحيد.

Artık ne olduğunu biliyoruz.

عرفنا الآن ما حدث.

Onun meşgul olduğunu biliyorum.

أعلم أنه كان مشغولاً.

Ne olduğunu unutmak zor.

من الصّعب نسيان ما حدث.

Bana ne olduğunu anlat.

- أخبرني ، ما الذي حدث؟
- أخبرني ما حدث.

Grubun çeşitli olduğunu anlayacaksın.

فسوف تدرك سريعًا مدي اختلاف أفراد تلك الطائفة عن بعضهم البعض.

Kaç yaşında olduğunu biliyorum.

أعرف كم عمرك.

Onun doğru olduğunu sanmıyorum.

أشكّ في صحة ذلك.

Sami ne olduğunu görmedi.

لم ير سامي ما حدث.

Tom'un kel olduğunu biliyorum.

أعرف أن توم أصلع.

Kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.

قال بعض الأشخاص أن للأمر علاقة بالعلاقات العامة، وقال آخرون إنها هدية.

Suchet mükemmel bir organizatör olduğunu ve savaşta güvenilir olduğunu kanıtlasa

على الرغم من إثبات نفسه كمنظم ممتاز ويمكن الاعتماد عليه في المعركة ،

- Ben onun doğru olduğunu düşündüm.
- Ben bunun gerçek olduğunu zannediyordum.

ظننته صحيحًا.

- Sami hayatın güzel olduğunu düşündü.
- Sami hayatın güzel olduğunu düşünüyordu.

كان سامي يعتبر حياته ممتعة.

Ve nasıl olduğunu anlamak, ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için önemli.

و فهم هذا الاختلاف، حاسم في فهم مدى خطورته الفعلية

Ve beynim orada olduğunu unutacaktı.

وسينسى عقلي أنها كانت هنا.

%50 civarında olduğunu düşündüğünü varsayalım.

ولنقل أنك تعتقد أنها 50%

Zihinsel bir aktivite olduğunu söyleyebiliriz.

عمل العقل.

Bunun biraz maliyetli olduğunu biliyorum.

أعلم أن هذا يبدو كعمل المرتزقة.

Bunun oldukça umut vadedici olduğunu,

أستطيع القول الآن كم يحدونا الأمل للغاية،

Risk faktörleriyle bağlantılı olduğunu söylüyor.

أو مشاكل مادية أو البطالة.

Önce bir anlamadım ne olduğunu.

أولاً لم أفهم ماذا حدث.

Erkeklerin nasıl daha agresif olduğunu,

كيف أصبح الرجال أكثر عدوانية،

Bunun üçüncü dilim olduğunu düşündüm.

لقد كانت هذه لغتي الثالثة،

Belki de öyle olduğunu düşündüm.

أو هذا ما ظننت.

Takip cihazı burada olduğunu söylüyor.

‫يقول جهاز التتبع إنها هنا.‬

Ne olduğunu çok iyi biliyorum.

‫أعرف جيداً ما سببها،‬

Ne kadar güvenli olduğunu da.

‫ومدى أمانها.‬

Bende bir terslik olduğunu düşündüm.

فلقد اعتقدت بأن خطأ ما يلازمني.

Ne denli önemli olduğunu gösterebilirdim.

الذين لا يجدون العدة والعتاد لذلك.

Dişi olduğunu biliyoruz, değil mi?

نعلم أنها الإناث، صحيح؟

Özel güçlerimizin neler olduğunu biliyorsunuz.

‫أنت مربي ، مزارع ، معالج ،‬

Hepimizin bir bütün olduğunu hatırlatıyor--

‫النساء ، الرجال ، الناس من جميع‬ ‫الهويات الجنسية ، جميع الكائنات ،‬

Stavanger'dekinin beş katı olduğunu görüyoruz.

أكبر بخمسة أضعاف من مُعدَّل إجرائها في ستافانجر.