Translation of "Alamayacağını" in German

0.002 sec.

Examples of using "Alamayacağını" in a sentence and their german translations:

Tom'un kredi alamayacağını biliyordum.

Ich wüsste, dass Tom den Kredit nicht bekommen würde.

Paranın mutluluğu satın alamayacağını söylemeye gerek yok.

Es versteht sich von selbst, dass Geld alleine kein Glück bringt.

Tom bana arabamı ödünç alıp alamayacağını sordu.

Tom fragte mich, ob er sich meinen Wagen ausleihen könne.

Neden Tom'a bisikletini ödünç alabilip alamayacağını sormuyorsun?

Frag Tom doch, ob du dir sein Fahrrad ausleihen darfst!

Bir garaj inşa etmeyi göze alamayacağını söylediğini düşündüm.

Du hast doch gesagt, du könnest dir nicht leisten, eine Garage zu bauen.

Biraz para ödünç alıp alamayacağını Tom'a sormadın mı?

- Hast du Tom nicht gefragt, ob du dir etwas Geld borgen kannst?
- Haben Sie Tom nicht gefragt, ob Sie sich etwas Geld borgen können?

Tom Mary'ye onun bisikletini ödünç alıp alamayacağını sordu.

Tom fragte Mary, ob er sich ihr Fahrrad ausleihen dürfe.

Tom Mary'ye Fransızca ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.

Tom fragte Maria, ob er sich ihr Französischlehrbuch ausleihen dürfe.

Tom, kardeşine düğününe katılmayı göze alamayacağını söylemek zorunda kaldı.

Tom musste seinem Bruder mitteilen, dass er es sich nicht leisten konnte, zu dessen Hochzeit zu kommen.

Tom Mary'ye onun İngilizce ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.

Tom fragte Mary, ob er sich ihr Englischbuch ausleihen dürfe.

Mary Alice'e dansta giymek için bir elbise ödünç alıp alamayacağını sordu.

Maria fragte Elke, ob sie sich für den Tanz ein Kleid ausleihen dürfe.

Paranın mutluluğu satın alamayacağını söyleyen her kimse, nereden alışveriş yapacağını bilmiyormuş.

Wer sagt, Geld bringe kein Glück, weiß nur nicht, wo man hingehen muss, um es zu kaufen.