Translation of "Bisikletini" in German

0.004 sec.

Examples of using "Bisikletini" in a sentence and their german translations:

Mary bisikletini yağladı.

Mary ölte ihr Fahrrad.

Bisikletini kırmızıya boyadı.

Er malte sein Fahrrad rot an.

Bisikletini nereye bıraktın?

Wo hast du dein Fahrrad gelassen?

Tom bisikletini sürüyor.

Tom fährt Fahrrad.

Biri Tom'un bisikletini çaldı.

Jemand hat Toms Fahrrad gestohlen.

Bisikletini bana ödünç verdi.

Sie hat mir ihr Fahrrad geliehen.

Bisikletini ödünç alabilir miyim?

Darf ich mir dein Fahrrad ausleihen?

Tom bisikletini kırmızıya boyadı.

Tom hat sein Fahrrad rot gefärbt.

Bana bisikletini ödünç ver.

Leih mir dein Fahrrad!

Polisler Tom'un bisikletini buldu.

Die Polizei fand das Fahrrad von Tom.

Tom bisikletini tamir ediyor.

Tom repariert sein Fahrrad.

Tom bisikletini maviye boyadı.

Tom hat sein Fahrrad blau angestrichen.

Tom bisikletini kaldırımda sürüyor.

Tom fährt mit dem Fahrrad auf dem Gehsteig.

Bisikletini çalan kişi Tom.

Dein Fahrrad hat dir Tom geklaut.

İzin almadan onun bisikletini kullandı.

Er benutzte ihr Fahrrad, ohne um Erlaubnis zu fragen.

Çocuk yeni bisikletini herkese gösterdi.

Der Junge gab bei allen mit seinem neuen Fahrrad an.

Tom bisikletini Mary'ye ödünç verdi.

- Tom lieh Maria sein Fahrrad.
- Tom hat Maria sein Fahrrad geliehen.

Bana bisikletini ödünç verir misin?

Könntest du mir dein Fahrrad leihen?

Tom her zaman bisikletini kirli bırakır.

- Tom lässt sein Fahrrad immer ungewaschen stehen.
- Tom putzt sein Fahrrad nie.

Bisikletini çalanın Tom olduğunu nasıl öğrendin?

Wie hast du herausgefunden, dass Tom dein Rad gestohlen hat?

Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?

Könntest du mir für ein paar Tage dein Fahrrad leihen?

Bana bisikletini bir saatliğine ödünç verir misin?

Leihst du mir dein Fahrrad für eine Stunde?

Tom'un bisikletini nereden satın aldığını biliyor musun?

Weißt du, wo Tom sein Fahrrad gekauft hat?

Neden Tom'a bisikletini ödünç alabilip alamayacağını sormuyorsun?

Frag Tom doch, ob du dir sein Fahrrad ausleihen darfst!

Tom eski bisikletini birinin satın alacağını umuyordu.

Tom hoffte, jemand würde sein altes Fahrrad kaufen.

Tom, Mary'nin bisikletini nereden aldığını bilmediğini söyledi.

Tom meinte, er wisse nicht, wo Maria ihr Rad gekauft habe.

Tom; Mary'ye bisikletini tamir etmede yardımcı oldu.

- Tom half Maria, ihr Fahrrad zu reparieren.
- Tom hat Maria geholfen, ihr Fahrrad zu reparieren.
- Tom hat Maria bei der Reparatur ihres Fahrrades geholfen.
- Tom half Maria bei der Reparatur ihres Fahrrades.

- Senin bisikletini deneyebilir miyim?
- Bisikletinizi deneyebilir miyim?

Darf ich dein Fahrrad ausprobieren?

Tom Mary'ye onun bisikletini ödünç alıp alamayacağını sordu.

Tom fragte Mary, ob er sich ihr Fahrrad ausleihen dürfe.

Tom elinden geldiğince hızlı bir şekilde bisikletini sürdü.

Tom trat in die Pedale seines Fahrrads so schnell er konnte.

Eski bisikletini istemiyorsan, onu her zaman birine hediye edebilirsin.

Wenn du dein altes Fahrrad nicht mehr willst, kannst du es jederzeit weggeben.

Bisikletini çalanın Tom olduğundan o kadar emin olmanı sağlayan ne?

Wie kannst du sicher sein, dass es Tom ist, der das Fahrrad gestohlen hat?

Sen yanımda olmadığında, adeta bir tandem bisikletini tek başıma kullanıyormuşum gibi oluyor. Her şey az daha zor, daha çok gücümü tüketiyor ve daha ağır yolumu alabiliyorum.

Wenn du nicht bei mir bist, dann ist das ungefähr so, als würde ich alleine Tandem fahren. Alles kostet mich etwas mehr Kraft und ich komme nur schwer voran.