Translation of "çalarak" in German

0.002 sec.

Examples of using "çalarak" in a sentence and their german translations:

- Tom ekmeğini gitar çalarak kazanıyor.
- Tom geçimini gitar çalarak sağlıyor.

Tom verdient sich seinen Lebensunterhalt als Gitarrenspieler.

Neşeli şekilde ıslık çalarak caddede yürüdü.

- Fröhlich vor sich hin pfeifend, lief er die Straße entlang.
- Er pfiff fröhlich vor sich hin, während er die Straße entlangging.

Tom ukelelesini çalarak masanın kenarında oturuyordu.

Tom saß auf der Tischkante und spielte auf seiner Ukulele.

Tom her gün fagot çalarak pratik yapar.

Tom übt täglich Fagott.

Mary çit konusunda komşusu ile çene çalarak birkaç saat geçirdi.

Maria klatschte einige Stunden lang mit ihrem Nachbarn am Zaun.

Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,

Als altbekannter Taktiker bezwang Christoph Columbus einst eine ganze Piratenflotte, indem er all ihre Obst- und Gemüsevorräte stahl und ihnen damit Skorbut verpasste.