Translation of "Geçirdi" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Geçirdi" in a sentence and their japanese translations:

Fikrini gözden geçirdi.

彼は自説を修正した。

- Hayatını gerçeğin peşinde geçirdi.
- Hayatını gerçeği aramakla geçirdi.

彼女は一生を真実を追い求めて過ごした。

Dünyanın varlıklarını ellerine geçirdi.

世界の富は独占されるに至った

Zor zaman geçirdi mi?

彼女はつらい目にあったか。

O bir şok geçirdi.

彼女はショックから立ち直った。

O, raporumu gözden geçirdi.

彼は私のレポートにざっと目を通した。

Ofisten zimmetine para geçirdi.

彼は会社の帳簿に穴を開けた。

Kedi patilerini elime geçirdi.

猫が私の手につめを立てた。

O, kolunu onunkine geçirdi.

彼女は自分の腕をすばやく彼の腕にすべりこませた。

Tom trafik kazası geçirdi.

トムは交通事故に遭った。

Kanser onu ele geçirdi.

ガンが彼の命を奪った。

O bir kaza geçirdi.

彼は事故にあった。

Tom geceyi karavanda geçirdi.

トムは自分のバンで一夜を明かした。

- Susan yaz tatilini büyükannesinin evinde geçirdi.
- Suzan yaz tatilini anneannesinde geçirdi.
- Susan yaz tatilini babaannesinde geçirdi.

スーザンは夏休みをおばあさんのところで過ごしました。

Bu yayıldı, sonra dönüşüm geçirdi.

それが インターネットで急に広がり 皆を変えたのです

Bir adam onu ele geçirdi.

一人の男が彼女に追いついた。

Herkes iyi bir yıl geçirdi.

みんないい年を過ごした。

Herkes partide iyi vakit geçirdi.

パーティーでは、誰もが楽しい時を過ごした。

Öğretmen sınav kağıtlarını gözden geçirdi.

その先生は答案を調べた。

O onlarla iyi vakit geçirdi.

彼女は彼らと楽しいひとときを過ごした。

O, çocuğun gözyaşlarını öperek geçirdi.

彼女は泣いている男の子にキスをしてなだめた。

Birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.

彼は星を見上げて、幾晩も幾晩も過ごした。

O gençliğinde birçok zorluklar geçirdi.

- 彼は若い時分に多くの苦難を味わった。
- 彼は若い頃多くの困難を経験した。
- 彼は若いころ多くの苦難を受けた。
- 彼は若いころの苦難を経験した。
- 彼は若いころ、多くの苦難を経験した。

Çok zor bir zaman geçirdi.

彼はとても辛い体験をした。

Onun konuşması bizi harekete geçirdi.

- 彼のスピーチは心を打った。
- 彼のスピーチは私たちの心を打った。

Asiler yayın istasyonunu ele geçirdi.

反乱軍は放送局を占拠した。

Eve giderken bir kaza geçirdi.

- 彼は帰宅途中で事故にあった。
- 彼は帰宅する途中事故に遭った。

Televizyon izleyerek iki saat geçirdi.

彼女はテレビを見て2時間ほど時間をつぶした。

Tom bir trafik kazası geçirdi.

トムは交通事故に遭った。

Bu benim korkularımı harekete geçirdi.

私に恐怖を感じさせた。

O kamu parasını zimmetine geçirdi.

彼は公金を着服した。

O bir trafik kazası geçirdi.

彼は交通事故に遭った。

Tom bir iş kazası geçirdi.

トムは仕事中に事故にあった。

Beklerken, dergi okuyarak vakit geçirdi.

彼女は待っている間雑誌を読んでひまをつぶした。

O riskli bir ameliyat geçirdi.

彼は危険な手術を受けた。

Tom bir sıcak çarpması geçirdi.

トムって、熱中症になったんだよ。

O, kötü bir vakit geçirdi.

彼はひどい目にあった。

Hafta sonunu tek başına geçirdi.

彼女はその週末を一人で過ごした。

Bütün bir günü boşa geçirdi.

彼は一日を遊んで過ごした。

Tom Boston'da bir hafta geçirdi.

トムはボストンで一週間過ごした。

Tom, kötü bir hafta geçirdi.

- トムの一週間は最悪だった。
- トムは最悪の一週間を過ごした。

O bir sinir krizi geçirdi.

彼は神経衰弱になっていた。

Tom hastanede üç gün geçirdi.

- トムは3日間入院してたんだ。
- トムは病院で3日過ごしました。

Hayatını sürüngen araştırmalarında öncülük ederek geçirdi

爬虫類研究の先駆者として 生涯を貫き―

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

このナマケモノは両腕切断から 回復しました

Öğretmenimiz önemli noktaları çabucak gözden geçirdi.

先生はもう一度重要な箇所を要約した。

Aile, savaştan sonra zor günler geçirdi.

一家は戦後ひどく辛い目にあった。

Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.

彼は不注意な運転で事故を起こした。

- Düşüncelerini defterine yazdı.
- Düşüncelerini defterine geçirdi.

彼は自分の考えをノートに書き留めた。

Bütün geceyi test için çalışarak geçirdi.

彼は一夜づけの試験勉強をした。

O, kötü bir soğuk algınlığı geçirdi.

彼は悪い風邪をわずらった。

O, akşamı bir kitap okuyarak geçirdi.

彼は夕方本を読んで過ごしました。

Çocuk göle taşlar fırlatarak zaman geçirdi

少年は湖に石を投げて時間を過ごした。

O, araba kazasında iç yaralanma geçirdi.

彼は交通事故で内臓にけがをした。

Sol bacağından küçük bir operasyon geçirdi.

左足のちょっとした手術をした。

O iş yerinde bir kaza geçirdi.

彼は仕事中に事故にあった。

Tom geceyi bir arkadaşının evinde geçirdi.

- トムは友達の家で一夜を明かした。
- トムは友人宅で一晩過ごした。

Jane durgun bir hafta sonu geçirdi.

ジェーンはとても退屈な週末を過ごした。

Tom hayatının son yıllarını Boston'da geçirdi.

晩年のトムはボストンで過ごした。

Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.

彼は事故にあって脚を骨折した。

Tom, iş bulurken zor zamanlar geçirdi.

トムはなかなか仕事が見つからなかった。

"Kocan ve oğlun bir araba kazası geçirdi.

「旦那さんと息子さんは 車の事故に巻き込まれて

Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.

雨が降っていたけれども、みんなは楽しい時を過ごした。

En küçük çocuk her sabahı kreşte geçirdi.

一番下の子は毎日午前中を保育園ですごしました。

Bob savaş sırasında pek çok tehlike geçirdi.

ボブは戦争中多くの危険を体験した。

Yaşlı adam zamanının çoğunu gençliğine bakarak geçirdi.

その老人はほとんどの時間を青春時代を回顧して過ごした。

O, hayatının çoğunu yoksul insanlara bakarak geçirdi.

彼女は人生のほとんどを貧しい人々の世話をするために費やした。

İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi.

- 彼外交官として長年人生を送ってきた。
- 彼は外交官として長年人生を送ってきた。

O, Ben hakkında bazı bilgileri ele geçirdi.

- 彼はベンについて少々知識を得た。
- 彼はベンについていくらかの知識を得た。

Polis okulda büyük miktarda uyuşturucu ele geçirdi.

警察は学校で大量の薬物を押収した。

Fred bütün günü bir iş arayarak geçirdi.

フレッドは1日中職探しをした。

Tom iş yerinde kötü bir gün geçirdi.

トムは職場で大変な一日を過ごした。

O, bütün öğleden sonrayı yemek pişirerek geçirdi.

彼女は午後ずっと料理にかかりきりだった。

O beni tepeden tırnağa kadar gözden geçirdi.

彼は私をじろじろ見た。

Jane çok sıkıcı bir hafta sonu geçirdi.

ジェーンはとても退屈な週末を過ごした。

Geçen yıl, o, denizde üç ay geçirdi.

- 昨年彼は航海で3か月を過ごした。
- 昨年かれは航海で三ヶ月をすごした。

Rika, partide şarkı söyleyerek iyi bir zaman geçirdi.

リカさんはパーティーで歌うのを楽しんだ。

Maymunlar niçin diğer hayvanlardan daha çok evrim geçirdi?

なぜ類人猿は他の動物よりも進化したのか。

- Herkes zor zaman geçirdi.
- Herkesin zor zamanları olmuştur.

- 誰でも辛いこともあったさ。
- 誰だって大変な時があったんだよ。

Babasının ölümünden beri o bir sürü zorluklar geçirdi.

父親が亡くなってから、彼女は多くの困難を経験した。

John geçen hafta kötü bir soğuk algınlığı geçirdi.

ジョンは先週ひどい風邪をひいた。

Tom dün bütün günü boş boş oturarak geçirdi.

トムは昨日1日中、だらだらして過ごした。

Dişi, zehirli dişini bir geçirdi mi yolun sonu gözükür.

‎牙で噛まれたら命はない

Soyuldu ve kirli bir hastanede günlerce ıstırap içinde geçirdi -

彼は強盗に遭い、不潔な病院で何日も苦しみました 。これは、ソウルトが後に正面からリードすることを躊躇した

Genç Martin Atlanta, Georgia'da oldukça sakin bir çocukluk geçirdi.

若きマーテインは、ジョージア州アトランタで、比較的平穏な子供時代を過ごした。

Polis evi araştırdı ve iki kilo eroin ele geçirdi.

警察は家宅捜査をし2キロのヘロインを押収した。

Kaneko yeni işinde o kadar stresliydi ki sinir krizi geçirdi.

兼子は新しい仕事で非常に緊張して、神経衰弱にかかってしまった。

Tom son treni kaçırdı ve geceyi bir internet kafede geçirdi.

トムは終電を逃し、ネットカフェで一夜を過ごした。

- Dick, bir trafik kazası geçirdi.
- Dick bir trafik kazasına karıştı.

- ディックは交通事故に遭った。
- ディックは交通事故にあった。

Tom ve Mary hayvanat bahçesinde birlikte keyifli bir gün geçirdi.

トムとメアリーは一緒に動物園で楽しい日を過ごした。

O bir tenis oyuncusu olarak hayatını bitiren bir kaza geçirdi.

彼女はテニス選手としては致命的な事故に会った。

- Normanlar İngiltere'yi 1066'da ele geçirdi.
- Normanlar 1066'da İngiltere'yi fethettiler.

ノルマン人は1066年にイングランドを征服した。

Onun gözleri adının listede olup olmadığını görmek için onu gözden geçirdi.

自分の名前があるかと彼女はリストにざっと目を通した。

Ne yazık ki, komşum bir trafik kazası geçirdi ve komaya girdi.

隣人は残念ながら交通事故に遭って、昏睡状態になってしまった。

O, doğduğu köye geri döndü, orada ömrünün son birkaç yılını geçirdi.

- 彼は生まれた村に戻って、そこで人生最後の数年を過ごした。
- 彼は故郷の村に帰って、そこで最後の数年を過ごした。