Translation of "Kazanıyor" in German

0.008 sec.

Examples of using "Kazanıyor" in a sentence and their german translations:

Takımımız kazanıyor.

- Unsere Mannschaft gewinnt gerade.
- Unsere Mannschaft gewinnt.

Kim kazanıyor?

- Wer gewinnt?
- Wer ist am Gewinnen?

Tom kazanıyor.

- Tom gewinnt.
- Tom ist am Gewinnen.

O, hayatını kazanıyor.

Er verdient seinen Lebensunterhalt.

Tom kept kazanıyor.

Tom gewann weiter.

O, avanta para kazanıyor.

Er sahnt ab.

Maaşımın iki katını kazanıyor.

Er verdient das Doppelte meines Gehalts.

Tom kazanıyor gibi gözüküyor.

Tom scheint zu gewinnen.

Tom büyük para kazanıyor.

Tom verdient viel Geld.

Biz tüketiyoruz, onlar kazanıyor.

Wir konsumieren und sie verdienen dran.

Tom bizden para kazanıyor.

Tom verdient an uns.

Borsada çok para kazanıyor.

Er verdient auf dem Aktienmarkt ziemlich viel Geld.

Tom çok para kazanıyor.

Tom verdient viel.

O çok para kazanıyor.

Er verdient viel Geld.

Tom ne kadar kazanıyor?

Wie viel verdient Tom?

Tom nasıl para kazanıyor?

Wie verdient Tom sein Geld?

Hastamız bilincini yeniden kazanıyor.

- Unser Patient kommt wieder zu Bewusstsein.
- Unsere Patientin kommt wieder zu Bewusstsein.

Tom para kazanıyor mu?

Verdient Tom Geld dabei?

Benden daha fazla kazanıyor.

Er verdient mehr als ich.

Tom ve Mary kazanıyor.

Tom und Maria gewinnen!

Tom çuvalla para kazanıyor.

Tom scheffelte haufenweise Geld.

Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.

Er verdient seinen Lebensunterhalt durch Englischunterricht.

Tom ne kadar para kazanıyor?

Wie viel verdient Tom?

Tom maaşımın iki katını kazanıyor.

Tom verdient das Doppelte meines Gehalts.

O, günde 30 dolar kazanıyor.

Sie verdient dreißig Dollar am Tag.

O, maaşımın iki katını kazanıyor.

Er verdient doppelt so viel wie ich.

Tom benim maaşımın iki katını kazanıyor.

Tom verdient das Doppelte meines Gehalts.

O, harcayabileceğinden daha çok para kazanıyor.

Er verdient mehr Geld, als er ausgeben kann.

O, bir yazar olarak hayatını kazanıyor.

Sie verdient ihren Lebensunterhalt als Schriftstellerin.

O harcadığından daha fazla para kazanıyor.

Sie verdient mehr als sie ausgibt.

Benim kocam yılda 100.000 dolar kazanıyor.

Mein Mann verdient hunderttausend Dollar im Jahr.

O benden daha fazla para kazanıyor.

Sie verdient mehr als ich.

Tom, Mary'den daha fazla para kazanıyor.

Tom verdient mehr als Maria.

Tom benden üç kat fazla kazanıyor.

Tom verdient dreimal mehr als ich.

Tom sokak müzisyeni olarak hayatını kazanıyor.

Tom verdient sich seinen Lebensunterhalt als Straßenmusiker.

Mary eşinden daha fazla para kazanıyor.

Maria verdient mehr als ihr Mann.

Bir haftada ortalama 10 pound kazanıyor.

Sie verdient im Durchschnitt 10 Pfund pro Woche.

Tom geçinmek için güçlükle yeterince kazanıyor.

Tom verdient kaum genug, um davon zu leben.

Tom bir saatte otuz dolar kazanıyor.

Tom verdient 30 Dollar pro Stunde.

O işte, ayda 500 doların üzerinde kazanıyor.

Er verdient mehr als 500 Dollar pro Monat mit dieser Arbeit.

Tom, Mary'nin kazandığından daha fazla para kazanıyor.

Tom verdient mehr als Maria.

Tom benden üç kat daha fazla kazanıyor.

Tom verdient dreimal mehr als ich.

O benden çok daha fazla para kazanıyor.

Er verdient weit mehr als ich.

Biz bedava zannederken bizim üzerimizden milyarlarca dolar kazanıyor.

Während wir denken, dass es kostenlos ist, macht es Milliarden von Dollar über uns.

- Tom çok para kazanır.
- Tom çok para kazanıyor.

Tom verdient viel Geld.

Tom şehirde yaşamaya yetecek kadar para kazanıyor mu?

Verdient Tom genug Geld, um in der Stadt zu leben?

Tom benim kazandığımdan üç kat daha fazla para kazanıyor.

Tom verdient dreimal so viel Geld wie ich.

- O iyi bir aylık kazanıyor.
- Güzel bir maaş alıyor.

- Er verdient gutes Geld.
- Er hat ein gutes Einkommen.
- Er bekommt einen guten Lohn.

"Tatoeba ne kadar para kazanıyor?" "Tatoeba hiç para kazanmıyor."

„Wie verdient man bei Tatoeba Geld?“ – „Man verdient bei Tatoeba kein Geld.“

- O, maaşımın iki katını kazanır.
- O, maaşımın iki katını kazanıyor.

Er verdient das Doppelte meines Gehalts.

Erkek kardeşim babamın kazandığının yarısı kadar daha az para kazanıyor.

Mein Bruder verdient halb so viel Geld wie mein Vater.

- İyi para kazandığımı düşünüyor musunuz?
- Sizce iyi para kazanıyor muyum?

Denkst du, ich hab Geld wie Heu?

- Tom ekmeğini gitar çalarak kazanıyor.
- Tom geçimini gitar çalarak sağlıyor.

Tom verdient sich seinen Lebensunterhalt als Gitarrenspieler.

Tom bu yıl muhtemelen benden daha fazla para kazanıyor olacak.

Tom wird dieses Jahr wahrscheinlich mehr Geld verdienen als ich.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

Das kleine Männchen erobert seine Partnerin. In einer lauten Welt kann es sich lohnen, leise zu sein.

Tom, Mary'nin ne kadar para kazandığını bildiğini düşünüyor fakat Mary Tom'un onun kazandığını düşündüğünden çok daha fazla kazanıyor.

Tom glaubt zu wissen, wie viel Geld Maria verdient, aber sie verdient ein ganzes Stück mehr, als er glaubt.