Translation of "Geçimini" in German

0.005 sec.

Examples of using "Geçimini" in a sentence and their german translations:

Tom geçimini kampüsten sağlıyor.

Tom lebt außerhalb der Universität.

Tom geçimini sağlamaya çalışıyor.

- Tom kämpft, um über die Runden zu kommen.
- Tom müht sich ab, um über die Runden zu kommen.
- Tom strampelt sich ab, um über die Runden zu kommen.

O ailesinin geçimini sağlamaktadır.

Er sorgt für seine Familie.

...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.

weil sie ihre Familien unterstützen müssen.

O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

Er verdient seinen Lebensunterhalt mit Singen.

Sen oradayken geçimini neyle sağlayacaksın?

Wovon willst du leben, während du dort bist?

Bir baba ailesinin geçimini sağlar.

Ein Vater sorgt für seine Familie.

O, geçimini öğretmenlik yaparak kazanır.

Er verdient sich seinen Lebensunterhalt als Lehrer.

Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

Er verdient sich seinen Lebensunterhalt als Verkäufer.

O, tablolarını satarak geçimini sağlıyor.

Sie verdient ihren Lebensunterhalt durch den Verkauf ihrer Bilder.

Geçimini bir mühendis olarak sağladı.

Er war von Beruf Ingenieur.

Tom şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

Tom verdient seinen Lebensunterhalt mit Singen.

Kendi geçimini yapacak kadar yaşlıdır.

- Du bist alt genug, um deinen eigenen Lebensunterhalt zu bestreiten.
- Ihr seid alt genug, um euren eigenen Lebensunterhalt zu bestreiten.
- Sie sind alt genug, um Ihren eigenen Lebensunterhalt zu bestreiten.

Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.

Sally bestreitet ihren Lebensunterhalt mit Klavierunterricht.

O, ailenin geçimini sağlayan tek kişi.

- Er ist der einzige Brötchenverdiener in der Familie.
- Er ist der einzige Brotverdiener in der Familie.

O bir şarkıcı olarak geçimini sağladı.

- Er bestritt seinen Lebensunterhalt als Sänger.
- Er verdiente seinen Lebensunterhalt als Sänger.

Tom bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

Tom verdient sich seinen Lebensunterhalt als Verkäufer.

Geçimini sağlayacak büyük bir ailem var.

Ich habe eine große Familie zu versorgen.

Bazı youtuberlar sadece bunun üzerinden geçimini sağlıyor

Einige Youtubers leben nur davon

Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürüyor.

Tom ist von Beruf Fernfahrer.

Tom ailede evin geçimini sağlayan tek kişi.

- Tom ist der einzige Ernährer der Familie.
- Tom ist der einzige Brotverdiener der Familie.

Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.

- Tom ist LKW-Fahrer von Beruf.
- Tom ist Fernfahrer von Beruf.

- Geçimini nasıl sağlarsın?
- Geçinmek için ne yaparsın?

- Was machst du beruflich?
- Was machen Sie beruflich?
- Was machst du denn beruflich?

Tom bir seyyar satıcı olarak geçimini sağlıyor.

Tom verdient sich seinen Lebensunterhalt als Handelsreisender.

Ebeveynlerin geçimini sağlamak için ne iş yapıyor?

Was sind deine Eltern von Beruf?

O beyefendi geçimini sağlamak için ne işle meşgul?

Wie verdient der Herr seinen Lebensunterhalt?

Tom yirmili yaşlarının başında iken geçimini güçlükle sağlıyabiliyordu.

Tom kam kaum über die Runden als er Anfang zwanzig war.

- Tom geçimini neyle sağlar?
- Tom ne işle meşgul oluyor?

Was macht Tom beruflich?

- Tom ekmeğini gitar çalarak kazanıyor.
- Tom geçimini gitar çalarak sağlıyor.

Tom verdient sich seinen Lebensunterhalt als Gitarrenspieler.

- O geçinmek için zor bir zaman geçirdi.
- Geçimini sağlamakta zorluk çekti.

Er hatte Mühe, sein Auskommen zu sichern.

- Bakması gereken büyük bir ailesi var.
- Geçimini sağlaması gereken büyük bir ailesi var.

Er muss eine große Familie unterhalten.

- Mary emekli maaşı ile geçimini sağlayamıyor. Bu yüzden bir restoranda yarım gün bir temizlikçi kadın olarak çalışıyor.
- Mary emekli maaşı ile iki yakasını bir araya getiremiyor. Bir restoranda yarım gün temizlikçi bir kadın olarak çalışmasının nedeni bu.

Maria kommt mit ihrer Rente nicht über die Runden. Deshalb arbeitet sie halbtags als Putzfrau in einem Restaurant.