Translation of "Oturuyordu" in German

0.018 sec.

Examples of using "Oturuyordu" in a sentence and their german translations:

Yatakta oturuyordu.

Er saß auf dem Bett.

Ailesinin yanında oturuyordu.

Er saß umrundet von seiner Familie.

Tom dik oturuyordu.

Tom saß aufrecht.

Tom masada oturuyordu.

Tom saß auf dem Tisch.

Tom masaya oturuyordu.

Tom saß am Tisch.

O dik oturuyordu.

Er saß aufrecht.

O yerde oturuyordu.

Er saß auf dem Fußboden.

Tom yerde oturuyordu.

Tom saß auf dem Fußboden.

Tom bankta oturuyordu.

Tom saß auf einer Bank.

Kolunu katlamış oturuyordu.

Er saß mit verschränkten Armen da.

Tom köşede oturuyordu.

Tom saß in der Ecke.

Tom sırasında oturuyordu.

Tom saß an seinem Schreibtisch.

Onu gördüğümde kütüphanede oturuyordu.

Er saß in der Bibliothek, als ich ihn sah.

Tom otobüsün önünde oturuyordu.

Tom saß vorne im Bus.

Orada gözleri kapalı oturuyordu.

Sie saß mit geschlossenen Augen da.

O benim yanımda oturuyordu.

Er saß neben mir.

O, bir bankta oturuyordu.

Er saß auf einer Bank.

Tom benim yanımda oturuyordu.

Tom saß neben mir.

Tom Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom saß neben Maria.

Tom yatağın üzerinde oturuyordu.

Tom saß auf dem Bett.

Tom karanlıkta yalnız oturuyordu.

Tom saß allein im Dunkeln.

Divanda dergi okuyarak oturuyordu.

Sie saß auf dem Sofa und las eine Zeitschrift.

Mary kanepede yalnız oturuyordu.

Maria saß allein auf dem Sofa.

Tom kanepede yalnız oturuyordu.

Tom saß allein auf dem Sofa.

Tom benim arkamda oturuyordu.

Tom saß hinter mir.

Tom arabanın kaputunda oturuyordu.

Tom saß auf der Kühlerhaube des Wagens.

Tom, Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom saß neben Maria.

Onun solunda annesi oturuyordu.

Zu seiner Linken saß seine Mutter.

Tom Maria'nın yanında oturuyordu.

Tom saß neben Maria.

Tom Maria'ya yakın oturuyordu.

Tom lebte in der Nähe von Maria.

Tom sürücü koltuğunda oturuyordu.

Tom saß auf dem Fahrersitz.

Tom yatağın kıyısında oturuyordu.

- Tom saß auf dem Rand des Bettes.
- Tom saß auf der Bettkante.

Sami cam kenarında oturuyordu.

Sami saß auf dem Fensterplatz.

- Tom sigara içerek karanlıkta oturuyordu.
- Tom karanlıkta oturuyordu, puro içiyordu.

Tom saß im Dunkeln und rauchte eine Zigarre.

Adam düşmüş ağacın üzerinde oturuyordu.

Der Mann saß auf einem umgestürzten Baum.

Ağzında bir pipoyla orada oturuyordu.

Er saß dort mit einer Pfeife im Mund.

O, bir ağacın altında oturuyordu.

Sie saß unter einem Baum.

Yaşlı adam kollarını bağlamış oturuyordu.

Der alte Mann saß mit verschränkten Armen da.

Tom yakın bir masada oturuyordu.

Tom saß in der Nähe an einem Tisch.

Yaşlı adam bir bankta oturuyordu.

Der alte Mann saß auf einer Bank.

Yaşlı bir adam bankta oturuyordu.

Ein älterer Mann saß auf der Bank.

Tom karanlıkta oturuyordu, sigara içiyordu.

Tom saß im Dunkeln und rauchte eine Zigarette.

Tom odasında tek başına oturuyordu.

Tom saß allein auf seinem Zimmer.

Kadın, iki erkek arasında oturuyordu.

Die Frau saß zwischen zwei Männern.

Tom ve Mary yerde oturuyordu.

Tom und Maria saßen auf dem Boden.

Mary yere bağdaş kurmuş oturuyordu.

Maria saß mit gekreuzten Beinen auf der Erde.

Genç kızlarla çevrili olarak oturuyordu.

Er saß umgeben von jungen Mädchen.

- Tom tam karşıda bakarken tek başına oturuyordu.
- Tom dosdoğru bakarken tek başına oturuyordu.

Tom saß alleine da und blickte starr vor sich hin.

Bir sandalyede oturuyordu ama nefes nefeseydi --

Kurzatmigkeit, als sie mit allen Zeichen

Başkan penceresine sırtını dönerek sandalyede oturuyordu.

Der Präsident saß auf dem Stuhl, mit dem Rücken zum Fenster.

Betty bacak bacak üstünde sandalyede oturuyordu.

- Betty saß im Sessel mit ihren Beinen über Kreuz.
- Betty saß mit überkreuzten Beinen im Sessel.

O, Mary ve Tom'un arasında oturuyordu.

Er saß zwischen Mary und Tom.

O, bir bankta gözleri kapalı oturuyordu.

Er saß mit geschlossenen Augen auf einer Bank.

Bütün aile kamp ateşinin etrafında oturuyordu.

Die ganze Familie saß um das Lagerfeuer herum.

Tom ve Mary barda beraber oturuyordu.

Tom und Mary sind gemeinsam an der Bar gesessen.

Tom bir bankta tek başına oturuyordu.

- Tom saß allein auf einer Bank.
- Tom saß allein auf der Bank.

Tom Mary'yi beklerken karanlıkta yalnız oturuyordu.

Tom saß allein in der Dunkelheit und wartete auf Maria.

Tom bizden üç masa ötede oturuyordu.

Tom saß drei Tische von uns entfernt.

Tom ve Mary yan yana oturuyordu.

Tom und Maria saßen Seite an Seite.

Tom ukelelesini çalarak masanın kenarında oturuyordu.

Tom saß auf der Tischkante und spielte auf seiner Ukulele.

Tom Mary ile John arasında oturuyordu.

Tom saß zwischen Maria und John.

Tom kendi başına bir masada oturuyordu.

Tom saß allein an einem Tisch.

Tom bir sandığın üzerinde oturuyordu, gitar çalıyordu.

Tom saß auf einer Kiste und spielte Gitarre.

Tom ve Mary uçakta birbirinin yanında oturuyordu.

Tom und Mary saßen im Flugzeug nebeneinander.

Komşu masada Almanca konuşan bir çift oturuyordu.

Am Nachbartisch saß ein deutschsprechendes Ehepaar.

Tom ve Mary kanepede oturuyordu, televizyon izliyordu.

Tom und Maria saßen auf dem Sofa und sahen fern.

Tom ve Mary her zamanki yerlerinde oturuyordu.

Tom und Maria saßen auf ihren üblichen Plätzen.

Tom yatakta bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.

Tom saß im Schneidersitz auf dem Bett.

Mary bir kayanın üzerinde tek başına oturuyordu.

Maria saß allein auf einem Stein.

Kollarını bağlamış olarak Jim tek başına oturuyordu.

Jim saß alleine da, die Arme verschränkt.

Tom bir ağacın altında oturuyordu, şarap içiyordu.

Tom saß unter einem Baum und trank Wein.

Tom kanepede bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.

Tom saß im Schneidersitz auf dem Sofa.

O yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu.

Da er müde war, saß er mit geschlossenen Augen auf dem Sofa.

- Sanırım o İspanya'da oturuyordu.
- Sanırım o İspanya'da yaşıyordu.

Er hat, glaube ich, in Spanien gewohnt.

Tom ve Mary koltukta birbirine çok yakın oturuyordu.

Tom und Mary saßen eng beieinander auf dem Sofa.

Tom akşam gazetesini okurken rahat bir koltukta oturuyordu.

Tom saß in einem bequemen Lehnstuhl und las die Abendzeitung.

Mary içeri girdiğinde Tom mutfak masasında yalnız oturuyordu.

Tom saß allein am Küchentisch, als Maria hereinkam.

Tom ve Mary havuzun yanında bir bankta oturuyordu.

Tom und Maria saßen auf einer Bank nahe am Teich.

Yaşlı bir adam karanlık bir yolda yalnız oturuyordu.

Ein alter Mann saß allein an einem dunklen Weg.

O zaman, Tom, Mary ve John arasında oturuyordu.

Zu der Zeit saß Tom zwischen Maria und Johannes.

Tom elmaya benzer bir şey yerken bankta oturuyordu.

Tom saß auf einer Bank und aß etwas, das wie ein Apfel aussah.

Tom evde televizyon izleyip pizza yiyerek pijamalarıyla oturuyordu.

Tom saß zu Hause im Schlafanzug vor dem Fernseher und aß Pizza.

- İki sıra önümde oturuyordu.
- İki sıra önüme oturdu.

Er saß zwei Reihen vor mir.

Tom bir fincan kahve içerken mutfak masasında yalnız oturuyordu.

Tom saß alleine am Küchentisch und trank eine Tasse Kaffee.

Tom bir köşe standında yalnız oturuyordu, öğle yemeğini yiyordu.

Tom saß allein in einer Sitzecke und nahm sein Mittagessen zu sich.

Tom ve Mary John ve Alice'in karşısındaki masada oturuyordu.

Tom und Maria saßen am Tisch Johannes und Elke gegenüber.

- Yaşlı çift yan yana oturdu.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.

Das alte Ehepaar saß nebeneinander.

Tom masasında oturuyordu ve eski bir foto albümüne göz atıyordu.

Tom saß an seinem Schreibtisch und blätterte durch ein altes Fotoalbum.

- Tom çamaşırları katlarken oturma odasında oturuyordu.
- Tom oturma odasında oturmuş, çamaşırları katlıyordu.

Tom saß im Wohnzimmer und legte Wäsche zusammen.

Tom restoranın sunduğu en pahalı yemeklerden birini yerken özel bir masada tek başına oturuyordu.

Tom saß allein an einem Privattisch und aß das teuerste Gericht, das in dem Restaurant gereicht wurde.

- Tom ve Mary kanepede yan yana oturuyorlardı.
- Tom ve Mary kanepede birbirinin yanında oturuyordu.

- Tom und Mary sind nebeneinander auf der Couch gesessen.
- Tom und Maria saßen nebeneinander auf dem Sofa.