Translation of "Geçirdi" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Geçirdi" in a sentence and their spanish translations:

Kongre tasarıyı geçirdi.

El congreso aprobó el proyecto de ley.

Geceyi hapiste geçirdi.

Él pasó la noche en el calabozo.

- Geceyi teyzesinin evinde geçirdi.
- Geceyi halasının evinde geçirdi.

Él pasó la noche en casa de su tía.

Dünyanın varlıklarını ellerine geçirdi.

que han capturado la riqueza del mundo.

Tom panik atak geçirdi.

Tom tuvo un ataque de pánico.

Tom geceyi hapishanede geçirdi.

- Tom pasó la noche en la cárcel.
- Tom pasó la noche en prisión.

Kötü bir gün geçirdi.

Él tuvo un mal día.

İskoçya'da birkaç ay geçirdi.

Pasó unos meses en Escocia.

O, balayını Maldivler'de geçirdi.

Él pasó la luna de miel en las Maldivas.

Marslılar dünyayı ele geçirdi.

Los marcianos se han apoderado de la Tierra.

Onlar geceyi birlikte geçirdi.

Pasan la noche juntos.

Politikacı işçileri harekete geçirdi.

El político agitó a los trabajadores.

Birliklerimiz şehri ele geçirdi.

Nuestras fuerzas ocuparon la ciudad.

Tom beyin kanaması geçirdi.

Tom tuvo un golpe.

Herkes iyi zaman geçirdi.

Todos pasamos un buen rato.

Tom bir kaza geçirdi.

Tom tuvo un accidente.

Tom muhteşem zaman geçirdi.

Tom la pasó genial.

O bir kaza geçirdi.

Él tuvo un accidente.

Kızım beyin sarsıntısı geçirdi.

Mi hija tuvo una concusión.

Sami, günü kızıyla geçirdi.

Sami pasó el día con su hija.

- Susan yaz tatilini büyükannesinin evinde geçirdi.
- Suzan yaz tatilini anneannesinde geçirdi.
- Susan yaz tatilini babaannesinde geçirdi.

Susana pasó las vacaciones de verano en casa de su abuela.

Bu yayıldı, sonra dönüşüm geçirdi.

y al viralizarse, se transformó.

Herkes iyi bir yıl geçirdi.

Todos tuvieron un buen año.

Herkes partide iyi vakit geçirdi.

Todos se divirtieron mucho en la fiesta.

Tom, Mary ile zaman geçirdi.

Tom pasó tiempo con Mary.

Tom cezaevinde üç yıl geçirdi.

Tom estuvo tres años en la cárcel.

Tom Boston'da üç hafta geçirdi.

Tom estuvo tres semanas en Boston.

Tom gerçekten muhteşem zaman geçirdi.

Tom la pasó realmente bien.

Tom büyük bir kaza geçirdi.

Tom tuvo un grave accidente.

Tom zor bir gün geçirdi.

Tom tuvo un día arduo.

Eve giderken bir kaza geçirdi.

Él tuvo un accidente de camino a casa.

Tom bir kalp krizi geçirdi.

Tom tuvo un paro cardíaco.

Tom bir astım krizi geçirdi.

Tom tuvo un ataque de asma.

Tom Boston'da bir hafta geçirdi.

Tom pasó una semana en Boston.

Avrupa'da dolaşarak birkaç ay geçirdi.

Pasó un par de meses vagando por Europa.

O kamu parasını zimmetine geçirdi.

Malversó dinero público.

O bir trafik kazası geçirdi.

Él tuvo un accidente de tráfico.

Tom bir iş kazası geçirdi.

Tom tuvo un accidente en el trabajo.

Tom neden hapishanede zaman geçirdi?

¿Por qué estuvo en la cárcel Tom?

Beklerken, dergi okuyarak vakit geçirdi.

- Ella mató el tiempo leyendo una revista mientras esperaba.
- Ella hizo tiempo leyendo una revista mientras esperaba.

Tom bütün günü plajda geçirdi.

Tom pasó todo el día en la playa.

İngilizler Breed's Hill'i ele geçirdi.

Los británicos capturaron la colina de Breed's.

Remington Havana'da birkaç ay geçirdi.

Remington pasó varios meses en la Habana.

O, Boston'da biraz zaman geçirdi.

Ella pasó algún tiempo en Boston.

Tom yoğun bir hafta geçirdi.

Tom tuvo una semana ajetreada.

Tom, kötü bir hafta geçirdi.

Tom ha tenido una mala semana.

Tom zor bir hafta geçirdi.

Tom tuvo una semana ardua.

Tom kötü bir gün geçirdi.

- Tom tuvo un mal día.
- Tom tuvo un día malo.

Tom telefonda otuz dakika geçirdi.

Tom pasó treinta minutos al teléfono.

Tom gerçekten güzel vakit geçirdi.

Tom pasó un rato realmente bueno.

Sami bir panik atak geçirdi.

Sami sufrió un ataque de pánico.

Hayatını sürüngen araştırmalarında öncülük ederek geçirdi

Ha dedicado su vida a la investigación innovadora de reptiles,

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Este perezoso se recuperó de una doble amputación,

Aile, savaştan sonra zor günler geçirdi.

La familia atravesó por un mal tiempo después de la guerra.

O hafif bir kalp krizi geçirdi.

Tuvo un amago de infarto.

O, akşamı bir kitap okuyarak geçirdi.

- Pasó la tarde leyendo un libro.
- Él pasó la tarde leyendo un libro.

Tom üniversitedeyken Boston'da birkaç yıl geçirdi.

Tom pasó algunos años en Boston cuando estaba en la universidad.

Tom, Roma'da bir araba kazası geçirdi.

Tom tuvo un accidente automovilístico en Roma.

Tom bütün sabahı sorgulama odasında geçirdi.

Tom pasó la mañana entera en la sala de interrogación.

O, araba kazasında iç yaralanma geçirdi.

Él sufrió heridas internas en el accidente automovilístico.

Tom hafif bir kalp krizi geçirdi.

Tom tuvo un leve infarto de corazón.

Tom bütün günü odasında yalnız geçirdi.

Tom se pasó todo el día solo en su habitación.

Tom zamanın çoğunu balık tutarak geçirdi.

Tom pasó la mayor parte de su tiempo pescando.

O sınav kağıdını dikkatle gözden geçirdi.

Él revisó su hoja de examen con atención.

Biri onu hızla yeniden ele geçirdi.

Lo volvieron a atrapar rápidamente.

Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.

Tom pasó el día entero en la cama leyendo.

Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.

Las fuerzas de Franco tomaron el control en España.

Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.

Él tuvo un accidente y se fracturó la pierna.

Tom, çok iyi bir zaman geçirdi.

Tom se divirtió mucho.

Tom, iş bulurken zor zamanlar geçirdi.

A Tom le costó encontrar trabajo.

Tom okulda iyi bir gün geçirdi.

Tom tuvo un buen día en la escuela.

Tom çok iyi bir gece geçirdi.

Tom tuvo una noche muy buena.

Tom Boston'da Noel'i Mary ile geçirdi.

Tom pasó la Navidad en Boston con Mary.

Ve korkusuna yeniş düştü kalp krizi geçirdi

y los temores cayeron, tuvo un ataque al corazón

Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.

Aunque llovió, todos la pasaron bien.

O bütün noellerini evde ailesiyle birlikte geçirdi.

Ella pasó toda la Navidad en casa con su familia.

O cinayet için hapiste on yıl geçirdi.

Él ha pasado diez años entre rejas por asesinato.

Polis okulda büyük miktarda uyuşturucu ele geçirdi.

La policía incautó una gran cantidad de droga en la escuela.

Fred bütün günü bir iş arayarak geçirdi.

Fred se pasó todo el día buscando trabajo.

O, bütün öğleden sonrayı yemek pişirerek geçirdi.

Ella se pasó toda la tarde cocinando.

Tom bütün öğleden sonrayı Mary ile geçirdi.

Tom pasó toda la tarde con María.

Jane çok sıkıcı bir hafta sonu geçirdi.

Jane pasó un fin de semana muy aburrido.

Geçen yıl, o, denizde üç ay geçirdi.

- El año pasado él pasó tres meses en el mar.
- El año pasado, él pasó tres meses en el mar.

Tom bütün hayatını insanlara yardım ederek geçirdi.

Tom pasó toda su vida ayudando a gente.

Tom ve Mary otelde geceyi beraber geçirdi.

Tom y Mary pasaron la noche juntos en el hotel.

Adam uyuşturucu bulundurmaktan hapiste 3 yıl geçirdi.

Adam pasó 3 años en prisión por posesión de drogas.

O, onunla konuşarak iyi bir zaman geçirdi.

Ella se lo pasó bien hablando con él.

Tom nihayet istediği nadir pul ele geçirdi.

Tom finalmente consiguió la rara estampilla que quería.

Tom Mary ile konuşarak iyi vakit geçirdi.

Tom la pasó bien hablando con Mary.

Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.

Tom pasó la noche en una vieja chabola de caza.

Tom geçen yıl bir kalp krizi geçirdi.

Tom tuvo un paro cardíaco el año pasado.

Polis başbakana yapılacak suikast planını ele geçirdi.

La policía descubrió una conspiración para asesinar al presidente del gobierno.

- Polisten gizlenen Dima geceyi bir çöp bidonunda geçirdi.
- Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöp konteynerinde geçirdi.

Para esconderse de la policía, Dima pasó la noche en un contenedor.

O, direksiyonda uykuya daldı ve bir kaza geçirdi.

Se durmió al volante y tuvo un accidente.

Bu yazar, birliklerle birlikte arazide birkaç yıl geçirdi

Este escritor pasó varios años en campaña con las tropas.