Translation of "Yaşadılar" in French

0.004 sec.

Examples of using "Yaşadılar" in a sentence and their french translations:

Onlar burada yaşadılar mı?

- Ils ont habité ici ?
- Ont-ils habité ici ?
- Habitaient-ils ici ?
- Vivaient-ils ici ?

Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.

- Ils ont vécu en Espagne pendant plusieurs années.
- Elles ont vécu en Espagne pendant plusieurs années.

Onlar mutlu bir hayat yaşadılar.

Ils vécurent une vie heureuse.

Onlar hedeflerine ulaşmakta zorluk yaşadılar.

Ils auront du mal à atteindre leur objectif.

Çiftliklerinde mutlu bir şekilde yaşadılar.

Ils vécurent heureux dans leur ferme.

Savaş sırasında, onlar kırsal kesimde yaşadılar.

Pendant la guerre, ils vivaient à la campagne.

Onlar İngiltere'de ne kadar süre yaşadılar?

Combien de temps ont-ils vécu en Angleterre ?

Çok mutlu bir evlilik hayatı yaşadılar.

Ils vécurent une union très heureuse.

Çiftliklerde ya da küçük kasabalarda yaşadılar.

Ils vivaient dans des fermes ou de petits villages.

6. yüzyılın başlarında yaklaşık aynı zamanda yaşadılar.

Ils vivaient à peu près à la même époque au début du 6e siècle.

O günden sonra mutlu bir şekilde yaşadılar.

À partir de ce jour ils vécurent heureux.

İki kız kardeş çok barışçıl bir biçimde yaşadılar.

Les deux sœurs vivaient très tranquillement.

Böylece, evlenmediler ve mutlu mesut ömürlerinin sonuna kadar yaşadılar.

Ainsi, ils ne se marièrent pas et vécurent heureux et satisfaits jusqu'à la fin de leurs jours.

Bir yılda yüzde beş daha fazla koroner plak rahatsızlığı yaşadılar

présentaient 5 % de plaque coronaire en plus au bout d'un an

Uzun bir süre yaşadılar ve bir sürü çocuk sahibi oldular.

Ils vécurent longtemps et eurent beaucoup d'enfants.

Evlendiler, çoluk çocuk sahibi oldular ve hayatları boyunca mutlu yaşadılar.

Ils se marièrent, eurent beaucoup d’enfants et vécurent heureux toute leur vie.

Tom ve Mary evlendikten sonraki ilk üç yıllarında bir karavanda yaşadılar.

Tom et Mary ont vécu dans un mobile home pendant les trois premières années qui ont suivi leur mariage.

İki küçük tavşan, beyaz tavşan ve siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.

Deux petits lapins, un lapin blanc et un lapin noir, vivaient dans une grande forêt.

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Il y a très très longtemps en Indes, un singe, un renard et un lapin vivaient ensemble heureux.