Translation of "Süre" in Arabic

0.023 sec.

Examples of using "Süre" in a sentence and their arabic translations:

Süre.

٢- المدة

- Bir süre dinlenmem gerekiyor.
- Bir süre dinlenmeliyim.

علي أن أرتاح لدقيقة.

Uzunca bir süre

ولوقت طويل،

Bir süre önce,

منذ مدة قصيرة،

Bir süre bekleyin.

انتظر لحظة.

Uzun süre görüşmedik.

لم أرك منذ زمن.

Burada uzun süre kalmayacaklar

ولكن لا يبقون معنا كثيرًا

Bunu bir süre yaptım,

قمت بهذا لمدّة قصيرة،

Kısa bir süre sonra

وبعد مدة قصيرة،

Uzun bir süre tartıştı.

ولماذا كان ناجحًا للغاية.

Sanırım bir süre kalacağım.

أظن أنني سأبقى لفترة.

Uzun süre Tom'u bekledim.

انتظرت توم لوقت طويل.

Biz bir süre konuştuk.

تحدثنا لفترة.

Ya da ne kadar süre.

‫أو لكم من الوقت.‬

Bunu uzun bir süre unutmuştum.

نسيت هذه الذكرى لفترة طويلة.

Kısa süre sonra , şehir düştü.

بعد فترة وجيزة، سقطت المدينة

Bir süre hiçbir şey yapmadı,

لم يفعل أي شيء لفترة،

Artıklar açlıklarını uzun süre bastırmayacaktır.

‫لن يُشبع هذا الفتات جوعها طويلًا.‬

Davanın süre aşımına uğrayarak kapatılması

إغلاق القضية مهلة

Bunlar bir süre sonra çarpışabilir

قد تصطدم هذه بعد فترة

Burada ne kadar süre kalacaksın?

ماهي مدة إقامتك هنا؟

Ne kadar süre için buradasın?

منذ متى وأنت هنا؟

Bir süre için gitmiş olabilirim.

ربما ذهبت لفتره

Bir süre sonra, o geldi.

- و بعد قليل أتى.
- ثم جاء بعد فترة قصيرة.

Ne kadar süre futbol oynadın?

منذ متى وأنت تلعب كرة القدم؟

Bir süre yürümeye devam etti.

واصل المشي لفترة.

Tekelde o kadar uzun süre tutunur.

كلما احتفظوا باحتكارهم.

Çok üzülüyorum, aradan bir süre geçiyor

أشعر بالحزن الشديد، بعد فترة

Ancak bir süre sonra ilaçlar tükendi

ولكن بعد ذلك نفد الدواء من صيدلية الدولة،

Bu kurdu uzun süre uzak tutamayız.

‫لا يمكننا منع هذا الذئب‬ ‫أكثر من هذا.‬

Yirmi yıldan uzun bir süre sonra,

بعد أكثر من 20 سنة،

Kısa süre önce üniversiteden mezun olmuştum

كنت قد تخرجت للتو من الكلية

Bunun nedenini anladıktan kısa süre sonra

بإخباركم أنه لم يمض وقت طويل بعد أن اكتشفت سبب ذلك،

Bunun üstüne, uzun bir süre gülümsedim.

ابتسمت طويلًا بسبب هذا الحدث.

Ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar

وبعد فترة بدأوا القتال

Bir süre sonra hammaddesiz kalan ülkeler

البلدان التي بقيت بدون مواد خام بعد فترة

Ama uzun süre utanç içinde kalmadı.

لكنه لم يبق في الخزي لفترة طويلة.

Ben ve takımım bir süre önce

و شيء اكتشفته أنا وفريقي مؤخرًا

Kısa süre zarfında gelecek belirsiz kaldı.

ظل المستقبل غير مؤكد لفترة وجيزة...

Bir süre sonra adam odaya girdi.

بعد لحظة، دخل الرجل الى الغرفة.

Bir süre bu ata binebilir miyim?

أيمكنني ركوب هذا الحصان قليلاً؟

O, bir süre yürümeye devam etti.

واصل المشي لبعض الوقت.

O sınıfın kısa süre içerisinde yaptıklarını yapabilecek,

إذا كان هناك في العالم فصل في المرحلة الإبتدائية يستطيع تقديم

Bunun üzerinde çok uzun bir süre düşündüm.

حسنًا، لقد فكرت لوقت طويل بهذا الأمر.

40 yıl veya daha uzun bir süre.

بل لمدة 40 سنة أو أكثر.

Ne hakkında konuşayım diye düşündüm uzun süre.

فكرت لفترة طويلة عن ماذا سأتحدث.

Bu kurdu çok uzun süre uzak tutamayız.

‫لا يمكننا ردع الذئب مطولاً‬

Millenium Challenge Corporation kısa süre önce bize

منحتنا مؤخرًا شركة التصدي لتحديات الألفية بطاقة الإنجازات الخضراء

MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız

ماثيو: إذا كنت تتقلب في فراشك لفترة طويلة مستيقظًا،

Bir süre sonra aklıma bir şey geldi.

وصلني هذا الشرح مؤخرًا.

Kısa bir süre sonra suyun dibini boylamıştım.

وسرعان ما أصبحتُ تحت الماء،

Mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım,

لأطول مدة ممكنة

Ve uzun süre ayakta kalacak bir binadır.

أيضًا من أجل الناس.

-- Nijerya iç savaşından kısa bir süre sonraydı --

كان ذلك بعد الحرب الأهلية النيجيرية بوقتٍ قصير،

çok uzun bir süre kendini belli etmeden

لمدة طويلة

İslamiyet'e göre ölüler gömüldükten bir süre sonra

وفقا للإسلام ، دفن بعض الوقت بعد الموتى

Uygulayalım uygulayalım. Bir süre sonra ne olacak?

دعنا نطبق. ماذا سيحدث بعد فترة؟

Uzun bir süre yobaz kelimesi bizim gündemimizdeydi

كانت كلمة التعصب على جدول أعمالنا لفترة طويلة

Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.

‫ستتمكن من حبس أنفاسك لوقت أطول.‬

Planlandığı gibi, üç aylık bir süre zarfında...

كانت مدة الخطة ثلاثة أشهر‏.‏.‏.

Şu çocuk güneşte çok uzun süre bırakıldı.

تُرك ذاك الطفل في الشمس مدة طويلة للغاية.

Her gün ne kadar süre tenis oynarsın?

كم ساعة في اليوم تلعب التنس؟

Tom'un ne kadar süre nefesini tutabileceğini düşünüyorsun?

برأيك، لكَم من الوقت يستطيع توم حبس نفَسه؟

Affedersiniz, sizinle kısa bir süre konuşmak istiyorum.

أود التحدث معك للحظة لو سمحت.

Dizüstü bilgisayarınızı bir süre ödünç alabilir miyim?

- هل بإمكاني أن أستعير حاضونك لدقيقة؟
- هل لي أن أستعير حاضونك للحظة؟

Sami bir süre hapishanede kalmak zorunda kaldı.

اضطرّ سامي كي يقضي بعض الوقت في السّجن.

22 ay gibi kısa bir süre sonra buradayım

وها أنا أقف، بعد 22 شهرًا قصارًا،

Bu, göz kırpmanızdan bile daha kısa bir süre.

هذا أسرع من غمضة عينيك.

öğrencilerin zor kısımlarla uzun süre vakit geçirmesi gerekiyor.

ليقدروا الجمال عندما تترابط الأمور معًا.

Zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.

هي فقط نتيجة دراستي لها لفترة كافية كي أقدرها.

Ve maluliyet maaşları kısa süre içinde gelmeyi bıraktı.

ومنذ وقت قريب لم تعد تصيبني أي إعاقة.

Gözcüler kısa süre içinde iyi bir haberle dönüyor.

الكشافة جلبت أخبارا سارة

Bir süre sonra bu akışkanlık durağan hale geliyor

بعد فترة تصبح هذه السيولة ثابتة

Bir süre sonra artık kendini belli etmeye başlıyor

بعد فترة ، يبدأ في إظهار نفسه

Uzun süre semptom göstermiyor kendini gizliyor bu virüs

هذا الفيروس لا يظهر أي أعراض لفترة طويلة.

Bir süre sonra karıncalar bu yuvalarını terk ediyor

بعد فترة ، يغادر النمل هذه الأعشاش

Ama bir süre sonra, farklı orman türleri görüyorsunuz.

‫لكن بعد فترة،‬ ‫تلاحظ كل أنواع عشب البحر المختلفة.‬

Bir süre sonra, normal hayatına devam etmeye başladı.

‫بعد فترة،‬ ‫كانت تواصل ممارسة أنشطتها المعتادة،‬

Çok fazla çalışıyorsun. Bir süre işi hafiften al.

انت تعمل بمشقة كبيرة . استرح لبعض الوقت .

Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.

أظنه يختلف حين تفكر فيه على المدى البعيد.

Bu adam bunu uzun bir süre önce kanıtladı.

هذا العالم أثبت هذه الحقيقة رياضيا منذ زمن بعيد

Biz bir süre güneşte uzandıktan sonra göle daldık.

نحن اخذنا غطسة في البحيرة بعد الاستلقاء في الشمس لمدة.

Tom uzun süre kalamaz bu yüzden toplantıyı başlatalım.

توم لا يستطيع البقاء طويلا فلنبدأ الاجتماع

Leyla kısa süre içinde kırsal yaşam tarzını benimsedi.

لم تلبث ليلى و أن تبنّت الحياة الرّيفيّة.

1 yıldan kısa bir süre içinde 5 dergi kapağı.

ظهرت على غلاف خمس مجلات في عام تقريبا.

Burada ne kadar uzun süre kalırsam o kadar üşür

‫كلما طالت مدة بقائي هنا،‬ ‫يزداد شعوري بالبرودة‬

Acı çekmenin büyük gücü hayata bir süre ara vermektir.

فالمعاناة هي قوة عظيمة لأنها تقطع الحياة.

Fakat eğer orada uzun bir süre kalacaksanız, keşfe çıkın.

لكن أن كنتم تخططون للبقاء مدة أطول قوموا بالاستكشاف.

En azından bir süre Osmanlı boyunduruğundan özgürlüklerini geri kazandılar.

على الأقل لبعض الوقت استعادوا حريتهم من نير العثمانية

En uzun süre ayakta kalan ibadethane özelliğini korumakla beraber

مع الحفاظ على ميزة أطول غرفة للصلاة قائمة

Bölgesel olarak kalıyor ve yok oluyor bir süre sonra

يبقى إقليمًا ويختفي بعد فترة

öldürebildiğini öldürüp bir süre sonra kendisi de yok olacaktı

كان سيقتل ما كان يمكن أن يقتل وبعد فترة

Aynı noktada ise yine uzun süre aynı nokta olmuyor.

في نفس النقطة ، ليس هو نفسه لفترة طويلة.

Bu antlaşmadan sona Roma'da papalık için bir süre çalıştı

عمل لبعض الوقت للبابوية في روما من نهاية هذه المعاهدة

Motor tam olarak doğru süre boyunca ateşlenmezse Apollo 8

إذا لم يتم إطلاق المحرك على وجه التحديد للوقت الصحيح ، فقد

Ancak, şövalyeler kısa süre sonra keskin, topraklanmış kazıklarla karşılaştı.

ومع ذلك، سرعان ما واجه الفرسان خطًا من الأوتاد الحادة، مثبتة في الأرض

Ama kısa süre sonra durumu değiştiren haberler geldi kafasına.

ولكن سرعان ما وصلت الأخبار التي حولت الوضع على رأسه.

Başka bir ülkeden kısa süre önce ortadan kaybolmaya aday

وكيباتي المشكلتان من جزرٍ في المحيط الهادي الدولتان

Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.

عانى الكثيرون الظلم والبؤس ردحاً من الزمن تحت حكم الإستعمار.