Translation of "Süre" in Chinese

0.019 sec.

Examples of using "Süre" in a sentence and their chinese translations:

Bir süre kalın.

再坐一会儿吧。

Bir süre bekleyin.

- 請稍等。
- 等一下。

Uzun süre görüşmedik.

- 好久不見。
- 真是好久不见啊

Bir süre dinlenelim.

我们休息一会儿吧。

Niçin bir süre kalmıyorsun?

你為什麼不留下來一會兒?

O bir süre dinlendi.

他休息了一会儿。

Onlar bir süre dinlendiler.

他們休息了一會兒。

Uzun süre onu bekledim.

我等她好长时间了。

Uzun bir süre yürüdük.

我們走了很久。

Bir süre kalabilir misin?

你能待一会吗?

Sanırım bir süre uzanacağım.

我觉得我要躺一下了。

Biz bir süre dinlendik.

我們休息了一會兒。

Tom uzun süre ağladı.

湯姆哭了很長時間。

Burada uzun süre kalamayız.

我們不能在這裡待很長時間。

Burada uzun süre kalmayacağım.

我不会在这里呆很久。

Bir süre gitmiş olacağım.

我要暂时离开。

- Bir müddet burada olacağım.
- Bir süre burada kalacağım.
- Bir süre için burada kalacağım.
- Bir süre için burada bulunacağım.

我在这待一会。

İşi bitirmek uzun süre almayacaktır.

完成这个工作不会花太长时间。

Yirmi yıl uzun bir süre.

二十年是一段漫長的歲月。

Odanın dışında bir süre bekleyin.

在房間外面等待片刻。

O, bir süre burada yaşadı.

他在这儿住了有一段时间了。

Çok uzun süre güneşte kalma.

不要在陽光下逗留太久。

O uzun bir süre yaşadı.

她活了很久。

Ne kadar süre Oxford'da kalacaksın?

你會待在牛津多久?

Bekle, sadece bir süre bekle.

等等。

Nefesini ne kadar süre tutabilirsin?

你能屏住呼吸多久?

Onu uzun bir süre görmedim.

我很久没见过他了。

Uzun bir süre sorunu tartıştık.

我們討論那個問題討論了很久。

Ne kadar süre Japonya'da olacaksın?

- 你會在日本多久?
- 你會待在日本多久?

Parkta uzun bir süre bekledik.

我们在公园等了好久。

O, bir süre orada kaldı.

她在那裡留了一會。

O, bir süre orada durdu.

他在那裏站了一會。

Bir süre daha bekleyemez miyiz?

咱们能不能再等一会儿?

Tom kısa süre göz attı.

汤姆瞥了一眼就移开目光了。

Ne kadar süre Tokyo'da olacaksın?

你會在東京待多久?

Tom uzun süre burada olmayacak.

湯姆不會在這裡久留。

Bu dava bir süre çözülemeyebilir.

這個案件可能不會在短時間內就解決。

Bir süre beklemek umurumda değil.

我不介意等一會兒。

Ne kadar süre Boston'da yaşadın?

你在波士顿住了多久?

Bir süre sonra onu unutursun.

很快你就会不想她了。

Biz bir süre sohbet ettik.

我們聊了一會兒。

Bu sabah bir süre çalıştım.

我今天早上讀了一會兒書。

Çok uzun süre kalmayı planlamıyorum.

我沒有打算停留太久。

Çok çalışıyorsun. Bir süre ağırdan al.

你工作得太辛苦了。放輕鬆一下。

Uzun bir süre önce bana söylemeliydin.

很久以前你就應該告訴我的。

Ben uzun bir süre onu görmedim.

我很久没见过他了。

Beni az ama uzun süre sev.

淡淡地爱我,长久地爱我。

O, ne kadar süre orada duracak.

它將停在那裡多久?

Ted onu uzun bir süre bekledi.

Ted 等了她很久。

Kısa bir süre sonra, uyuklamaya başladım.

然後我很快就睡著了。

İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

我两个礼拜就会回来。

Onlar İngiltere'de ne kadar süre yaşadılar?

他們在英國住了多久?

Yurt dışında ne kadar süre kaldın?

你在国外待了多久?

Oraya vardığın zaman bir süre bekle.

你到了以后等一会儿。

Polis onu uzun bir süre kovalayacak.

警察会追捕她很长时间。

Otobüs ne kadar süre önce ayrıldı?

這輛公車多久前離開的?

George burada ne kadar süre yaşadı?

- George 在這住了多久?
- George住這多久了?

Bir süre sonra adam odaya girdi.

過了一會,那人就走進了房間。

Bir süre bu ata binebilir miyim?

可以让我骑一会儿这匹马吗?

Jane, uzun bir süre sessiz kaldı.

珍保持沉默了很長一段時間。

Ken Kobe'de ne kadar süre yaşadı?

肯已經在神戶住了多久?

Gerçekten uzun bir süre onu bekledim.

我真的等了她很長一段時間。

Bay Yamazaki iyileşmeden uzun süre önce değildi.

山崎先生不久就康復了。

Fırtınadan kısa bir süre sonra gökyüzü aydınlandı.

风暴之后不久,天空就晴朗起来了。

Onu kısa süre içinde yapsan iyi olur.

你最好尽快去做。

Sen ve Tom uzun süre beraber miydiniz?

你和汤姆呆在一起的时间很多吗?

Ben kısa bir süre için burada kalacağım.

我在这待一会。

Bizim dostluğumuz uzun bir süre devam edecek.

我們的友情會長久留存。

Ben bir süre için onun bakımını üstlendim.

我看了他一段时间。

Umarım çok uzun süre beklememize gerek yok.

我希望我们不用等太久。

O, kısa bir süre o bölgede kaldı.

她在那地方待了片刻。

Biz uzun süre bekledik ama o görünmedi.

我們等了好久,但是她還是沒有出現。

Bir süre uyursan çok daha iyi hissedersin.

小睡一会儿,你会好一些。

- Bir süre burada bekle.
- Burada biraz bekle.

在这儿等一会儿。

Cathy, lütfen bir süre için yolumdan çekil.

凱西, 請讓開一下。

Her gün bir süre yalnız yaşamaktan hoşlanır.

他喜歡每天都享受一下一個人的時間。

Ben seni uzun bir süre beklettiğim için üzgünüm.

讓你等了這麼久,真不好意思。

Çok fazla çalışıyorsun. Bir süre işi hafiften al.

你工作太勤奋了。休息一会吧。

Gerçek bir tatil yaptığımdan beri bir süre oldu.

我已經很久沒再真正地放假了。

Ama muhtemelen bir rahatsız edici uzun bir süre.

但这可能会长时间带来不适。

Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.

我认为你考虑久了就会不一样了。

Diğer insanlar beni uzun süre beklettiğinde nefret ederim.

我讨厌别人让我等很久。

Böyle uzun bir süre seni beklettiğim için üzgünüm.

對不起,讓你久等了。

Kısa bir süre için kalemini ödünç alabilir miyim?

我能用一下你的铅笔吗?

Bu semptomlar ne kadar süre boyunca devam edecek?

這種癥狀在我身上將會持續多久?

Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.

Alan Tate和我看了彼此一會兒。

- Son karşılaştığımızdan beri oldukça uzun zaman oldu.
- Son karşılaştığımızdan beri uzun süre oldu.
- Son karşılaştığımızdan beri uzun süre geçti.

真是好久不见啊

Deri çok uzun süre boyunca güneş ışığına maruz bırakılmamalı.

不要把皮肤长时间暴露在阳光里。

- Burada ne kadar kalacaksın?
- Burada ne kadar süre kalacaksın?

- 你會在這裏逗留多久?
- 你会在这儿待多久?

- Sözleşme kısa süre sonra bitecek.
- Mukavele yakında sona erecek.

合同不久就要到期了。

- Boston'da uzun süre bulundun mu?
- Uzun zamandır Boston'da mıydın?

你在波士顿待了很久吗?

Arkadaşımın gelmesini çok uzun süre beklemek zorunda kaldığımda huzursuz hissediyorum.

等朋友等太久时,会感到烦躁.

Burada bir süre kalmamın sizin için bir sakıncası var mı?

你介意我在这儿待一会儿吗?

Ne kadar uzun süre beklediysek, o kadar daha sabırsız olduk.

我们越等越不耐烦。

Onun bu işi bu kadar kısa bir süre içinde bitirebileceğini ummuyorduk.

我们没指望过他在那么短的时间里完成工作。