Translation of "Verilmeyecek" in English

0.003 sec.

Examples of using "Verilmeyecek" in a sentence and their english translations:

Ödül ona verilmeyecek.

The prize won't be given to her.

Buna izin verilmeyecek.

That will not be permitted.

Sana zarar verilmeyecek.

You will not be harmed.

Gitmene izin verilmeyecek.

You won't be allowed to leave.

Tom mahkemeye verilmeyecek.

Tom won't be sued.

Onun olmasına izin verilmeyecek.

That won't be allowed to happen.

Tom'un gitmesine izin verilmeyecek.

Tom won't be allowed to leave.

Tom'un onu yapmasına izin verilmeyecek.

Tom won't be allowed to do that.

Artık bunu yapmaya izin verilmeyecek.

- You're not allowed to do that anymore.
- You aren't allowed to do that anymore.

Tom'un bunu yapmasına izin verilmeyecek.

Tom won't be permitted to do that.

Tom'un oraya yalnız gitmesine izin verilmeyecek.

Tom won't be allowed to go there alone.

Tom'un bunu burada yapmasına izin verilmeyecek.

Tom won't be allowed to do that here.

Tom'a bunu yapma şansı asla verilmeyecek, değil mi?

Tom is never going to be given the chance to do that, is he?

- Tom'a bir süreliğine araba kullanma izini verilmeyecek.
- Tom bir süre araba sürmekten men edilecek.

Tom won't be allowed to drive for a while.