Translation of "Yapmaya" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Yapmaya" in a sentence and their arabic translations:

yapmaya gitmiyorsun?

وتذهب لتقوم بأمرٍ إيجابي؟

Onu yapmaya başladım.

بَدأتُ فِعلَ ذلِك

Yapmaya çalıştığımız şey bu.

وهذا ما بدأنا في القيام به.

Seni gözlem yapmaya zorlarlar.

إنّها تجبرك على المراقبة.

Ek işler yapmaya başlıyor

البدء في القيام بعمل إضافي

6 yıldız yapmaya çalışıyorduk

كنا نحاول صنع 6 نجوم

Ne yapmaya çalıştığını biliyorum.

أنا أعرف ما الذى تحاول فعله.

Yapmaya niyet ettiğim bu.

هذا ما اقصد أن أفعل.

Onu yapmaya gerek yoktu.

لم يكن من الضروري القيام بذلك.

Onu yapmaya gerek yok.

ليس من الضروري فعل ذلك.

Bunu yapmaya hazır mısınız?

هل نحن مستعدين لفعل ذلك؟

Onu yapmaya alışkın değiliz.

ليس من عادتنا فعل ذلك.

Ve bunu yapmaya devam edersen

ومع التدريب المناسب

Her şeyi doğru yapmaya çalışmıştı.

حاولت أن تفعل كل شيء بشكل صحيح.

Bir program yapmaya karar verdim.

حول نشر الوعي على الوقاية الجنسيّة والاغتصاب.

Kedinizin banyo yapmaya çalışmasını izlerken

عندما تشاهدون قطتكم تحاول الاستحمام

Bilim için henüz yapmaya başladı.

ما قدمه الهاتف الذكي لوسائل التواصل الاجتماعي

Çekinerek de olsa yapmaya başladım

رغم ترددي بدأت الأمر،

Etkinlikler yapmaya, kurslar açmaya başladım.

وبدأت في عمل دورات من أجل خلق أنشطة.

Bunu her gün yapmaya başlayın.

يجب أن تبدأو القيام بذلك يومياً

Değerli olan şeyi yapmaya odaklanmak

التركيز على ما هو قيّم

Ve sadece işini yapmaya çalışan bizleri

ونحن الذين نحاول ببساطة القيام بعملنا

Ne gerekiyorsa yapmaya hazır bir insan.

لتكريم رحلة أبٍ آخر.

Adalet mücadelemde yapmaya çalıştığım ilk şey

فأول شيء أحاول القيام به في حملتي المُنصفة

Fakat; iyilik yapmaya, hatalarımızı geçmişte bırakmaya,

ولكن في رغبتنا اللامحدودة في فعل الخير،

yapmaya devam edersek doğal ekosistem tarafından

ما إن كان سيتم إنقاذنا من قبل الأنظمة البيئية الطبيعية

O yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

لقد فعل ما وعد ان يقوم به

Ne yapmaya çalışıyorsun? Beni çıldırtmaya mı?

ما الذي تحاول فعله؟ أتريدني أن أُجنّ؟

Ne zaman bunu yapmaya vaktin oldu?

متى كان لديك الوقت لتفعل ذلك؟

Aslında, hadi şu an yapmaya başlayın.

في الواقع٫ لنبدأ في إعدادها الآن.

Leyla para için fahişelik yapmaya başladı.

بدأت ليلى ممارسة الدّعارة من أجل المال.

Sami ve Leyla kamp yapmaya gittiler.

ذهب سامي وليلى للتخييم.

Bunu yapmaya devam ediyorum çünkü bildiğiniz gibi,

أستمر بفعل هذا، لأن كما تعلمون، إذا كنت أملك قوى سحرية حقيقية،

Öyleyse gülümseyen bir yüzün yapbozunu yapmaya başlarsak

لذا إذا بدأنا ببناء لُغز على وجه مبتسم

Insanlığımız ve özgürlüğümüz arasında seçim yapmaya zorluyor.

يتم إجبارنا على الاختيار بين إنسانيتنا وحريتنا.

- Ne yapmaya niyet ediyorsun?
- Ne yapmak niyetindesin?

ما الذي تنوي فعله؟

Bu,yalnız yapmaya ihtiyaç duyduğum bir şey.

هذا شيء اريد ان اعمله لوحدي.

Yapmak istemediğim bütün şeylerin listesini yapmaya başladım.

بدأت بإعداد قائمة بجميع الأشياء التي لم أعد مجبر على القيام بها بعد الآن

Ve opiyat bağımlılığına yaklaşımımızda değişiklik yapmaya kararlı olmalıyız.

لنلتزم بتغيير الطريقة التي نتعامل بها مع إدمان المواد الأفيونية.

Insanların yaklaşık %3'ü farklı şeyler yapmaya meyillidir.

حوالي ثلاثة بالمئة من الناس يميلون للقيام بالأمور على نحو مختلف.

Birincisi acayip başarı kazandı sonra ikincisini yapmaya başladık.

نجحت أول مسابقة نجاحاً كبيراً، ثم أقمنا ثاني مسابقة.

Ve akademiye dönüyorum, yüksek lisansımı yapmaya karar veriyorum.

وأعود إلى الأكاديمية، قررت أن أقوم بدراسة الماجستير.

Ve kendi kendime bir deney yapmaya karar verdim.

وقررت بدلًا من ذلك أن أجري شيئًا من التجربة الذاتية.

Yapmaya çalıştığım şey, bunu can yeleği gibi kullanmak.

‫ما أحاول عمله‬ ‫أن أستخدمها كما لو كانت سترة نجاة.‬

Ortaya çıkmaması için yatırım yapmaya teşvik etmiş olmuyoruz

على التوجه لمنع تلك الكوارث قبل حدوثها،

Ben de küçük çaplı bir deney yapmaya karar verdim.

لذلك، قررت أن أجري تجربة صغيرة.

Ve beni her gün dört saat alıştırma yapmaya zorladı

وأجبرني بشكل أساسي أن أتمرن على الغناء ساعاتٍ وساعات كلّ يوم.

Plato'nun yapmaya karar verdiği şey eski dostu Socrates'ı çağırmak

الذي قرر بليتو فعله هو دعوة صديقه القديم، سقراط،

Sonra bütün jüri üyeleri büyük deneyimimizle şunu yapmaya başladık;

ثم بدأ كل الحكام في التصفية بناءً على خبرتهم الكبيرة

İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar

وهي أن الناس سيتفاعلون كأنهم جزء من ذلك الجيل

Hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.

لم يجرؤ أي منهم على مناقشة ما كان يحدث معي.

Yeni bir bisiklet istiyorsan tasarruf yapmaya başlasan iyi olur.

إذا أردت الحصول على دراجة جديدة، من الفضل لك أن تبدأ بتوفير النقود.

- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

أنا أفضل السباحة على التزلج.

Birisi bize yapamayacağımızı söyleyinceye kadar bunu yapmaya devam edeceğiz.

سنستمر في هذا حتى يمنعنا أحدهم.

Şimdi iklim göçü için plan yapmaya başlarsak ne anlama gelir?

ماذا لو قمنا بالتخطيط لهجرة المناخ الآن؟

2 lider, orduların arasında şövalyevari bir düello yapmaya karar verirler

اختارا القائدان ان يتابارزا تحت وسط هتاف

Ve bu bağlamda liderliği gözeterek bir proje yapmaya karar verdi.

وقرر القيام بمشروع يسلط الضوء على القيادة في هذا السياق.

Bu yüzden, daha fazla yardım için bir şey yapmaya mecburdum.

لذا كنت مجبرةً على فعل أكثر من هذا لأساعدهم.

Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.

‫ثم أخرجت كاميرتي مجددًا‬ ‫وبدأت أفعل ما أحبه وما أجيده.‬

Tom neredeyse her şeyi benim için yapmaya istekli olduğunu söylüyor.

يقول توم بأنه على استعداد لعمل أي شيء من أجلي

önümüzdeki birkaç ay boyunca güneyde Osmanlı topraklarına baskın yapmaya devam etti.

وواصل غارتة الى الجنوب باتجاه الأراضي العثمانية خلال الأشهر القليلة المقبلة

En sonda dinini bozdun mu zaten bir şey yapmaya gerek yok

هل كسرت دينك في النهاية ، لا حاجة لفعل أي شيء

Flaminius'a gelirsek her şey peşi sıra geldiğinden onun da bunu yapmaya vakti yoktu.

خاصة وأن فلامينيوس كان متحمسا لم يكن لديه الكثير من الوقت أيضا

Hannibal geçidi geçmeye ve ordusuyla birlikte kaçıp el değmeden yağmasını yapmaya muvaffak oldu.

تمكن حنبعل من الصعود والهرب مع جيشه والنهب بدون الإصابة بأدنى خدش.

Böylelikle Irak, Suudi Arabistan ve İran destekli karşıt grupların vekalet savaşlarına ev sahipliği yapmaya başladı.

العراق فجأة اصبح منطقة حرب بالنيابة بين السعودية و ايران التي تدعم الاطراف المختلفة

Leonardo Da Vinci yine aynı dönem dünyanın en çok bilinen tablosu olan Mona Lisa'yı yapmaya başladı

بدأ ليوناردو دا فينشي في صنع اللوحة الأكثر شهرة في العالم ، الموناليزا ، في نفس الفترة