Translation of "Yapmaya" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Yapmaya" in a sentence and their japanese translations:

- Ne yapmaya çalışıyorsun?
- Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

あなたは何をしようとしているのですか。

Yapmaya değer bir şey iyi yapmaya değer.

いやしくもなすに足る事なら立派にやるだけの価値がある。

Sörf yapmaya bayılıyor.

彼はサーフィンにすっかり夢中だ。

Onu yapmaya çalış.

- それをやってごらんなさい。
- やってみなよ。

Eğer bir şey yapmaya değiyorsa, kötü olarak yapmaya değer.

なす価値のあることはしくじる価値がある。

O istediğini yapmaya çalışacak.

自分の思い通りにしようとする。

Onu yapmaya hakkın yok.

- 君にはそんなことをする権利は無い。
- 君にそんなことをする権利はない。

Düzenli egzersiz yapmaya inanıyorum.

規則正しく運動するのは良い事だと思う。

Onu yapmaya devam et.

もう一踏ん張り!

Tom sörf yapmaya düşkündür.

トムはサーフィンに熱中している。

Çocuk gürültü yapmaya başladı.

その少年は騒ぎ始めた。

Hokkaido'da kayak yapmaya gideceğim.

北海道にスキーに行く。

O, hata yapmaya eğilimlidir.

彼女は失敗しそうだ。

O, konuşmalar yapmaya alışkındır.

彼は演説するのに慣れている。

O, seyahat yapmaya alışkındır.

- 彼は旅をする事に慣れています。
- 彼は旅慣れている。

O resim yapmaya düşkündür.

彼は絵を描くのが好きだ。

Onu ödevimi yapmaya zorladım.

無理やり彼女に宿題をさせた。

Beni konuşma yapmaya zorladı.

彼は無理やりに私に演説させた。

Şekerleme yapmaya karar vermiştim.

- 仮眠をとることにした。
- お昼寝をすることにしたよ。

Ev ödevini yapmaya git.

さあ自分の用事をしろ。

Elimden geleni yapmaya çalışacağım.

私は最善を尽くすよう努力をします。

Kışın kayak yapmaya giderdim.

私はよく冬にスキーにいったものだ。

Ben güveç yapmaya başladım.

私はシチューを作り始めた。

Yürüyüş yapmaya ne dersin?

- 散歩に出かけてはどうですか。
- 散歩しませんか。

Bugün paten yapmaya gitmiyorum.

今日はスケートをしに行きません。

Bekle, ne yapmaya çalışıyorsun?

ちょっと待って、何しようとしてるの?

Herkes panik yapmaya başladı.

みんなパ二くり出した。

Keşke kayak yapmaya gidebilsem.

スキーに行けれさえすればいいのだけど。

Bunu yapmaya hazır mısınız?

心の準備はいいですか?

Onu yapmaya söz verdim.

それをやるのは約束した。

Bunu yapmaya alışkın değilim.

慣れないことやるもんじゃないな。

Her şeyi doğru yapmaya çalışmıştı.

何もかもを正しくこなそうとしたのです

Bilim için henüz yapmaya başladı.

ちょうど同じ影響が 科学に起こり始めたのです

Hepimiz hata yapmaya karşı yükümlüyüz.

人はだれでも誤りを犯しやすい。

Lütfen bir öneri yapmaya çekinmeyin.

どうぞ遠慮なく提案して下さい。

Öğrenciler aynı hataları yapmaya eğilimlidir.

その学生たちは同じ間違いを犯しがちだ。

Babam kamp yapmaya gitmemizi önerdi.

父はキャンプに出かけようと提案した。

O, bir konuşma yapmaya korkuyordu.

彼女は話をするのが恐かった。

Onu senin için yapmaya istekliler.

彼らはあなたのために快くそれをするでしょう。

O Hokkaido'da kayak yapmaya gitti.

彼は北海道へスキーに行った。

Kış boyunca kayak yapmaya gitti.

彼は冬の間中スキーに出かけた。

Her zaman imkansızı yapmaya çalışıyor.

彼はいつも不可能なことをしようとしている。

Onun ne yapmaya çalıştığı belli.

彼が何をしようとしているのかは明白だった。

Amerikada tıp eğitimi yapmaya niyetlendim.

- 私はアメリカで医学を学ぶつもりだったんですが。
- 私はアメリカで医学を学ぶつもりでした。

Burada herkes kayak yapmaya gider.

当地では誰でもスキーをします。

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

私たちはカナダへスキーに行った。

Onunla kayak yapmaya gitmek istiyorum.

私は彼女とスキーに行きたい。

Ben kışın kayak yapmaya giderdim.

- 私はよく冬にスキーに出かけたものだった。
- 私はよく冬にスキーにいったものだ。

O, geçici işler yapmaya isteklidir.

彼女は雑用をするのをいとわない。

O, onu yapmaya devam etti.

- 彼はそれをし続けた。
- 彼はやり続けた。

O bunu yapmaya devam etti.

彼はやり続けた。

Ben onu bilerek yapmaya çalışmıyordum.

わざとじゃないんです。

Ağustos ayında kamp yapmaya gittik.

私たちは8月にキャンプに行った。

Burada, herkes kayak yapmaya gider.

当地では誰でもスキーをします。

Hokkaido'ya kayak yapmaya gitmeyi düşünüyorum.

北海道にスキーに行くつもりです。

Sadece tesadüfen, ne yapmaya çalışıyorsun?

一応聞きますが、なにをするつもりですか。

Hokkaido'da kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

北海道にスキーに行くつもりです。

Değerli olan şeyi yapmaya odaklanmak

価値あることに注力することで

Elinden geldiği kadar yapmaya çalış.

精一杯やってみなさい。

Yapmaya kalktığın şeyi başardın mı?

目的は果たせたんですか?

Hiç onu yapmaya çalıştın mı?

今までそれやってみたことあるの?

Bunu tekrar yapmaya ne dersin?

もう一度やってみませんか?

Bunu bugün yapmaya karar verdim.

今日はそれをしないことにした。

- Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.
- Kışın sık sık kayak yapmaya giderdim.

- 私はよく冬にスキーに出かけたものだった。
- 私はよく冬にスキーにいったものだ。
- 前は冬になると、しょっちゅうスキーに行ってたんだ。

- Gelecek ay Zao'da kayak yapmaya gidebilirim.
- Gelecek ay Zao'ya kayak yapmaya gidebilirim.

私は来月蔵王にスキーに行くかも知れない。

Ne gerekiyorsa yapmaya hazır bir insan.

他の誰かの人生に敬意を示すために

Adalet mücadelemde yapmaya çalıştığım ilk şey

私が 公平さを追求するうえで まず心がけていることは

Fakat; iyilik yapmaya, hatalarımızı geçmişte bırakmaya,

ところが 良いことをしようとか

yapmaya devam edersek doğal ekosistem tarafından

今まで通りの生活を続けるとしたら

Tek başına onu yapmaya çalışman çılgınlık.

君がそれをたった一人でやろうなんてむちゃだ。

Öğretmen, öğrencilerini iyi yapmaya teşvik etti.

教師は生徒に善行をするように説き勧めた。

Eğer işbirliği yaparsan, işi yapmaya hazırım.

協力してくださるなら喜んでその仕事をします。

Bir seferde bir şey yapmaya çalış.

一度にひとつのことをするようにしなさい。

Sık sık gölde paten yapmaya giderdim.

よく湖へスケートに行ったものだ。

Onlar petrol için sondaj yapmaya niyetlendiler.

- 彼らは穴をあけて石油を掘り当てようとした。
- 彼らは石油を掘り当てる思惑だった。

O sonunda yapmaya başladığı şeyi başardı.

彼はついに目的を果たした。

Her hafta sonu paten yapmaya giderdik.

- 私たちは毎週末にきまってスケートに行ったものです。
- 私たちは毎週末になるとよくスケートに行っていました。

Emekli olduktan sonra bahçıvanlık yapmaya başladı.

彼は退職後庭いじりを始めた。

Kız arkadaşımla kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

- 僕はガールフレンドと一緒にスキーに行く予定です。
- 俺さ、彼女とスキーに行くつもりなんだ。

Herkesin önünde konuşma yapmaya alışkın değilim.

私は公衆の面前で演説するのに慣れてない。

Otuz yaşına kadar resim yapmaya başlamadı.

彼は30歳になってから絵をかき始めた。

İki şeyi aynı anda yapmaya çalışma!

- 一度に2つのことをしようとするな。
- 1度に2つの事をしようと思うな。

Her gün biraz egzersiz yapmaya çalışıyorum.

毎日ちょっとした運動をするようにしている。

Göl üzerinde buz pateni yapmaya gittim.

私はスケートをしに湖に行った。

Kendiniz için bir şeyler yapmaya çalışın.

物事を自分でするよう努めなさい。

Onlar bir köprü yapmaya karar verdi.

彼らは橋をつくることに決めた。

Tom yarın paten yapmaya gidecek mi?

トムは明日スケートに行く予定なの?

Parkta bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?

- 公園を散歩でもしませんか。
- 公園を散歩するのはいかがですか。

Yılda kaç kez kayak yapmaya gidersin?

- あなたは毎年何回スキーに行きますか。
- 一年にどのくらいスキーに行きますか?
- 年に何回スキーに行くの?

Dikkatsiz bir insan hata yapmaya eğilimlidir.

不注意な人間は過ちを犯しがちである。

Bunu yapmaya teşebbüs ettiğin doğru mu?

あなたはそれをしようとしているというのは、本当ですか。

Geçen kış Kanada'da kayak yapmaya gittim.

この前の冬、私はカナダへスキーに行った。

Tom bunu yapmaya istekli olacağını söyledi.

トムはこれをやってもいいと言っていた。

Ben çok sık kayak yapmaya giderim.

しょっちゅうスキーに行きます。

Sam, ocak ayında kayak yapmaya gitti.

サムは一月にスキーに行った。

Geçen kış Zao'ya kayak yapmaya gittim.

この前の冬私は蔵王へスキーに行った。

Ailem her kış kayak yapmaya gider.

- うちは家族で毎年冬スキーに行きます。
- 私の家族は毎年冬になるとスキーに行きます。

Kışın sık sık kayak yapmaya gittik.

- 私達は冬にしばしばスキーにいった。
- 冬、僕らはよくスキーに出かけた。

Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.

冬にはよくスキーに行きました。