Translation of "Yapmaya" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Yapmaya" in a sentence and their chinese translations:

Öyle yapmaya hazırlanıyoruz.

我们准备去做。

Düzenli egzersiz yapmaya inanıyorum.

我相信規律的運動。

Hokkaido'da kayak yapmaya gideceğim.

去北海道滑雪。

O, konuşmalar yapmaya alışkındır.

他習慣於作演說。

O, seyahat yapmaya alışkındır.

他習慣了旅行。

Sanırım bunu yapmaya hazırız.

我认为我们准备好了。

Hepimiz hata yapmaya karşı yükümlüyüz.

我們都會犯錯。

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

我們去了加拿大滑雪。

Onunla kayak yapmaya gitmek istiyorum.

我想和她去滑雪。

Bunu tek başına yapmaya çalışma.

别想靠你自己做这事。

Ağustos ayında kamp yapmaya gittik.

我們八月去了露營。

Kitap okumak yolculuk yapmaya benzer.

阅读一本书可以比作一次旅行。

Hokkaido'ya kayak yapmaya gitmeyi düşünüyorum.

我打算去北海道滑雪。

Ben bunu yapmaya devam edeceğim.

我要一直做下去。

Onu bu şekilde yapmaya çalışalım.

试试这样做吧。

Hokkaido'da kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

我打算去北海道滑雪。

İşimizi yapmaya devam etmek zorundayız.

我们要继续我们的工作。

Her hafta sonu paten yapmaya giderdik.

过去我们每个周末都去溜冰。

Parkta bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?

去公园散步你觉得怎么样?

Dikkatsiz bir insan hata yapmaya eğilimlidir.

粗心大意的人很容易犯錯。

Onlar neden bunu yapmaya ihtiyaç duyarlar?

为什么他们会需要那么做呢?

Bunu yapmaya teşebbüs ettiğin doğru mu?

你真的要试着那样做吗?

Tom bunu yapmaya istekli olacağını söyledi.

汤姆说他乐意做这事。

Geçen kış Zao'ya kayak yapmaya gittim.

我去年冬天去藏王滑雪。

Ailem her kış kayak yapmaya gider.

我的家人每年冬天去滑雪。

Her Kış Nozawa'ya kayak yapmaya giderler.

他們每年冬季去野澤滑雪。

Yurt dışında öğrenim yapmaya karar verdi.

她决定到国外留学。

Onlar bir köprü yapmaya karar verdi.

他們決定建一座橋。

- Ne yapmaya niyet ediyorsun?
- Ne yapmak niyetindesin?

你想做什麼?

Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.

他們總是在冬天去滑雪。

Akşam yemeğinden hemen sonra ödevini yapmaya başladı.

晚饭后,她马上开始做作业。

Eğer kayak yapmaya gitmezsen, ben de gitmem.

要是你不去滑雪我也不去。

Bugün ben de elimden geleni yapmaya çalışacağım.

今天我也会努力的。

Tom ve Mary dağlarda kamp yapmaya gittiler.

湯姆和瑪麗去山裡露營。

Bir daha ki sefer daha iyi yapmaya çalışın.

嘗試在下一次做得更好。

Ben senin için herhangi bir şeyi yapmaya hazırım.

我甘心为你做任何事。

O, otuz yaşına girmeden önce resim yapmaya başladı.

他到了三十歲才開始畫畫。

Bu mesleği yapmaya karar veren sendin, değil mi?

你是决定做这个工作的那个人,对吗?

- Ben ailemle birlikte kampa gittim.
- Ailemle kamp yapmaya gittim.

我和家人去露營。

Yaramazlık yapmaya başlar başlamaz Noel Baba seni görmeye gelmeyecek.

你一旦不做个乖孩子,圣诞老人就不会来噢。

Tom Mary'yi çocukları için çocukbakıcılığı yapmaya nasıl ikna etti?

汤姆是怎么说服玛丽照顾他的小孩的呢?

O hiç yüzemiyor ama kayak yapmaya gelince o en iyidir.

他完全不會游泳,但卻是一個滑雪高手。

Eğer bu yapmaya değer bir işse hakkını vererek yapmak lazım.

如果值得一做,就值得做好。

Ona ne sıklıkta söylersem söyleyeyim, o aynı hatayı yapmaya devam ediyor.

不管我跟她说了多少次,她还是继续犯同样的错误。

Birazcık İspanyolca bilgi Meksika yolculuğunu keyifli yapmaya doğru uzun bir yol gidecektir.

懂一點西班牙語的話,你去墨西哥一定會玩得更愉快。

Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

就算你明天起床,發現整個宇宙消失了,還有一門科學是可以繼續研究的 ﹣ 那就是數學了。