Translation of "Politikaya" in English

Politikaya kayıtsız görünüyor.

He seems to be indifferent to politics.

Politikaya olan ilgisini kaybetti.

He has lost interest in politics.

Politikaya hiç ilgim yok.

I'm not interested in politics at all.

Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.

After the war, Ford entered politics.

Oğlum politikaya erken ilgi duydu.

My son took an early interest in politics.

- Siyasete katılmak istiyorum.
- Politikaya girmek istiyorum.

I want to get involved in politics.

Yeni bir politikaya acil bir ihtiyaç vardır.

There is an urgent need for a new policy.

- Onun politikaya ilgisi yok.
- Onun siyasete ilgisi yok.

He has no interest in politics.

- Siyasete girmeye karar verdim.
- Politikaya girmeye karar verdim.

I've decided to get into politics.

- Tom politika ile ilgilenmiyor.
- Tom'un politikaya ilgisi yok.

- Tom has no interest in politics.
- Tom is not interested in politics.
- Tom isn't interested in politics.

- Tom yine politikaya burnunu soktu.
- Tom yine politikaya bulaştı.
- Tom yine siyasete burnunu soktu.
- Tom yine siyasete bulaştı.

Tom got involved in politics again.

Ve onun yürüttüğü politikaya yapılan her türlü rasyonal eleştiri

And every rational critic against his economic policy will

- Hiçbir namuslu insan politikaya girmez.
- Hiçbir dürüst insan siyasete atılmaz.

No honest person goes into politics.

Bugün öğrencilerin daha fazla boş zamanı olsa, onlar politikaya daha fazla ilgi duyarlar.

If students today had more free time, they might show more interest in politics.

Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.

My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.