Translation of "Erken" in English

0.017 sec.

Examples of using "Erken" in a sentence and their english translations:

- Erken geldim.
- Erken ulaştım.

I arrived early.

- Tom erken yatar ve erken kalkar.
- Tom erken yatıp, erken kalkar.

Tom goes to bed early and gets up early.

Erken başlayan erken yol alır.

Sooner begun, sooner done.

Jane erken yatar erken kalkar.

Jane goes to bed early and gets up early.

- Çok erken.
- Bu çok erken.

- It's too early.
- It's very early.
- That's too soon.

Erken kalkan erken yol alır.

The early bird catches the worm.

Erken uyarılan erken önlem alır.

Forewarned is forearmed.

- Erken gelebilirim.
- Ben erken gelebilirim.

I can come in early.

Jane erken yatıp erken kalkar.

Jane keeps early hours.

- Erken ayrılmam gerekiyor.
- Erken ayrılmalıyım.

I need to leave early.

Erken ayrılalım.

- Let's start early, shall we?
- Let's leave early.

Erken kalk.

Get up early.

Erken kalkmam.

- I do not get up early.
- I don't get up early.

Çok erken.

- It is so early.
- It's so early.

Erken uyanırım.

I wake up early.

Erken gel.

- Come soon.
- Come early.

Erken kalkmalısın.

You should get up early.

Erken kalktın.

You're up early.

Vakit erken.

It's early.

Erken geldin.

- You are early.
- You're early.

Hâlâ erken.

It's still early.

Erken yatacağım.

I'm going to hit the sack early.

Erken uyandım.

I woke up early.

Erken çıkmalıyız.

- We've got to leave early.
- We have to leave a bit earlier.

Nispeten erken.

It's relatively early.

Erken geldik.

We're back early.

Erken kapatıyoruz.

We're closing early.

Erken kalktık.

We're up early.

Erken kapattık.

We closed early.

Erken geliyorum.

- I arrived too early.
- I'm coming early.

Oldukça erken.

It's pretty early.

Gerçekten erken.

- It's really early.
- It's very early.

Erken kalkmalıyım.

I have to get up early.

Erken gidelim.

Let's go early.

Erken ayrıldım.

I left early.

Erken geleceğim.

- I'll come early.
- I'm going to come early.

Erken yatarım.

I go to bed early.

Erken ayrılmalıydın.

- You should've left early.
- You should have left early.

Erken ayrılmamalıyız.

We shouldn't leave early.

Erken ayrılmayabilirim.

I might not leave early.

Erken ayrılmalısın.

You should leave early.

Erken ayrılmalıydım.

- I should've left early.
- I should have left early.

Erken ayrılmalıyız.

We should leave early.

Erken ayrılmadık.

We didn't leave early.

Erken ayrılmayacağız.

We won't leave early.

Erken ayrılabiliriz.

We might leave early.

Erken gidemeyiz.

We can't leave early.

Erken ayrılmadım.

I didn't leave early.

Erken ayrılmayacağım.

I won't leave early.

Erken ayrılabilirim.

- I might leave early.
- I may leave early.

Erken ayrıldık.

We left early.

Erken gelmesi istendiği için, erken geldi.

He came early, as he had been asked to do.

Yarın erken başlarım, belki erken uyumalıyım.

I start early tomorrow, maybe I should go to sleep soon.

- Neden daha erken gelmiyorsun?
- Daha erken gelsene.

Why don't you come earlier?

- Okulu erken terk ettim.
- Okulu erken bıraktım.

I left school early.

Yarın erken başlayacağım belki de erken uyumalıyım.

I will start early tomorrow, maybe I should go to bed soon.

- Sen çok erken geldin.
- Çok erken geldin.

You've arrived too early.

- Eve erken geldim.
- Ben eve erken geldim.

I came home early.

- Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
- Ne kadar erken başlarsak o kadar erken bitiririz.

The sooner we start, the sooner we'll finish.

Bu erken bağlantılar,

These early affiliations,

Daha erken gelmeliydin.

- You should have come earlier.
- You should've come earlier.

Daha erken kalkacaksın.

You are to get up earlier.

Daha erken gelmeliydim.

- I should have come earlier.
- I should've come earlier.

Otobüs erken ayrıldı.

The bus left early.

Niçin erken geldin?

Why did you come early?

Annem erken kalkar.

- My mother is an early riser.
- My mother gets up early.

Gençken erken kalkardı.

He used to get up early when he was young.

Sabah erken kalk.

Get up early in the morning.

Sabah erken kalkıyordum.

I got up early in the morning.

Erken kalkmaya alışkınım.

I'm used to keeping early hours.

Erken kalkmaya inanıyorum.

I believe in early rising.

Erken kalkmak iyidir.

It is good to get up early.

Ben erken kalktım.

I got up early.

Bugün erken kalktım.

- Today I got up early.
- I woke up early today.

Biz erken çıkmalıyız.

We must leave early.

Yarın erken ayrılmalıyım.

I must leave early tomorrow.

Erken yatmaya alıştım.

- I've got used to going to bed early.
- I've gotten used to going to bed early.

Çok erken geldin.

You've come too early.

Hâlâ çok erken.

- It is still too early.
- It's still too early.

O erken kalkar.

- She gets up early.
- He gets up early.

Yatmaya erken gitmelisin.

You should go to bed early.

Ayrılamam. Çok erken.

I cannot leave. It's too early.

Sadece çok erken.

It's just too soon.

Erken kalkmaya alışkındı.

He was in the habit of getting up early.

Çok erken kalkarım.

I wake up very early.