Translation of "Vardır" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Vardır" in a sentence and their spanish translations:

- Allah vardır.
- Tanrı vardır.

Dios existe.

Tanrı vardır.

Dios existe.

Allah vardır.

Dios existe.

Bir başarı vardır.

aun cuando fracasemos.

Günümüzde hala vardır

todavía existe hoy

Anlaşılamayan algıları vardır

tienen percepciones incomprensibles

Çok para vardır.

Hay mucho dinero.

Erkeklerin bıyıkları vardır.

Los hombres tienen bigotes.

Herkesin hataları vardır.

Todos tienen defectos.

Herkesin sırları vardır.

Todos tienen secretos.

Kuşların kanatları vardır.

Los pájaros tienen alas.

Gerçekten Tanrı vardır.

En efecto, Dios existe.

Sorular hep vardır.

Siempre hay preguntas.

Onun cesareti vardır.

Él tiene agallas.

Duvarların kulakları vardır.

- Las paredes oyen.
- Las paredes tienen oídos.
- Hay paredes indiscretas.

Umarım sigortan vardır.

Espero que tengas seguro.

Sessizlikte kuvvet vardır.

El silencio es la fuerza.

İki böbreğimiz vardır.

Tenemos dos riñones.

- Birçok çeşit kahve vardır.
- Birçok tür kahve vardır.

- Hay muchos tipos de café.
- Hay muchas clases de café.
- Hay muchas variedades de café.

- Onun üç çocuğu vardır.
- Onun üç tane çocuğu vardır.

- Tiene tres hijos.
- Él tiene tres hijos.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

- Los conejos tienen las orejas grandes.
- El conejo tiene orejas largas.

Bir örneğe ihtiyaçları vardır.

solo necesitan un ejemplo.

Ve kaynaklara ihtiyacı vardır.

para hacerla realidad.

Yanlış bir şeyler vardır.

que los llevó a tener esos pensamientos.

Dolayısıyla haber değerleri vardır.

son noticia.

Ancak bazı riskler vardır.

Pero conllevan cierto riesgo.

Günümüzde yine hala vardır

Todavía existe hoy

Nötr olmada fayda vardır

Es bueno ser neutral

Birde hatasız kullar vardır

también hay servidores sin errores

Bunlardan toplumda bolca vardır

hay muchos en la sociedad

Hayatta birçok gizemler vardır.

La vida está llena de misterios.

İnsanoğlunun konuşma yeteneği vardır.

El hombre tiene la habilidad de hablar.

Meyvelerin içinde tohumları vardır.

Las frutas tienen semillas en su interior.

Kralların uzun kolları vardır.

Los reyes tienen los brazos largos.

Holde bir telefon vardır.

Hay un teléfono en el pasillo.

Her gülün dikeni vardır.

Toda rosa tiene su espina.

Kelimenin değişik anlamları vardır.

La palabra tiene varios significados.

Masanın üzerinde yiyecek vardır.

Hay comida en el escritorio.

Onun güzellik avantajı vardır.

Tiene la ventaja de su belleza.

Dünyada birçok kültür vardır.

Hay muchas culturas en la Tierra.

Her insanın hataları vardır.

Todo hombre tiene sus defectos.

Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.

El servicio militar obligatorio existe en Turquía.

Timsahların keskin dişleri vardır.

Los cocodrilos tienen dientes afilados.

Onun kısa saçı vardır.

Ella tiene el cabello corto.

Onun 2.000 kitabı vardır.

Ella tiene 2.000 libros.

Halasının üç kedisi vardır.

Su tía tiene tres gatos.

Avrupa'da kaç kişi vardır?

¿Cuántas personas hay en Europa?

Latincede beş çekim vardır.

Hay cinco declinaciones en el latín.

Büyük bir süpermarket vardır.

- Hay un gran supermercado.
- Hay un supermercado grande.

Şehrimizde bir kütüphane vardır.

Hay una biblioteca en nuestra ciudad.

Tom'un kumar borçları vardır.

Tom tiene deudas de juego.

Kaçınamadığımız bazı sorunlar vardır.

Hay muchos problemas que no se pueden eludir.

Herkes için müzik vardır.

Hay música para todos.

Herkesin, işbirliğine ihtiyacı vardır.

Todo el mundo debe trabajar en conjunto.

Konuşacak çok şeyiniz vardır.

Tenemos mucho de que hablar.

Öğretmenine çok saygısı vardır.

Ella tiene mucho respeto por su profesor.

Galaksimizde kaç yıldız vardır?

¿Cuántas estrellas hay en nuestra galaxia?

Güzel çiçeklerin dikenleri vardır.

Las flores hermosas tienen espinas.

Herkesin kötü rüyaları vardır.

Todos tenemos pesadillas.

Odamda üç pencere vardır.

En mi habitación hay tres ventanas.

Tom'un üç kızı vardır.

Tom tiene tres hijas.

Onun kocaman parmakları vardır.

Tiene dedos enormes.

Hakiki kadınların kıvrımları vardır.

Las mujeres de verdad tienen curvas.

Interlinguanın beş ablası vardır.

Interlingua tiene cinco hermanas mayores.

Her kuralın istisnaları vardır.

Cada regla tiene sus excepciones.

Bir kitabın sayfaları vardır.

Un libro tiene páginas.

Her zaman istisnalar vardır.

Siempre hay excepciones.

Tabii ki orada vardır.

Por supuesto que los hay.

Mars'ta da kediler vardır.

También hay gatos en Marte.

Bir kuşun kanatları vardır.

- Los pájaros tienen alas.
- Un pájaro tiene alas.

Üç erkek kardeşi vardır.

Él tiene tres hermanos.

Onun uzun bacakları vardır.

Él tiene piernas largas.

Tavşanların büyük kulakları vardır.

Los conejos tienen las orejas grandes.

Tavşanların uzun kulakları vardır.

- Los conejos tienen largas orejas.
- Los conejos tienen las orejas grandes.

İsveç'in kendi dili vardır.

Suecia tiene su propia lengua.

Japonların koyu gözleri vardır.

Los japoneses tienen ojos oscuros.

Devrimin kendi yasaları vardır.

La revolución tiene sus propias leyes.

Onun geniş göğüsleri vardır.

Ella tiene pechos grandes.

İzlanda'da birçok yanardağ vardır.

Islandia tiene muchos volcanes.

Odamın iki penceresi vardır.

Mi cuarto tiene dos ventanas.

Esperanto'nun kendi marşı vardır.

El esperanto tiene un himno propio.

İletişimin birçok biçimi vardır.

La comunicación toma múltiples formas.

John'ın iki oğlu vardır.

John tiene dos hijos.

Hayvanların çoğunun kafatası vardır.

La mayoría de los animales tienen caja craneana.

Tehlikede olan hayatlar vardır.

Hay vidas en peligro.

Yeryüzünde yedi kıta vardır.

En la Tierra hay siete continentes.

Zenginin birçok arkadaşı vardır.

Los ricos tienen muchos amigos.

Her yasanın istisnası vardır.

No hay leyes sin excepción.

Okyanusun dibinde kum vardır.

Hay arena en el fondo del mar.

Dünyada iyi insanlar vardır.

Hay personas buenas en el mundo.

Kedilerin iki kulağı vardır.

Los gatos tienen dos orejas.

Tom'un bir piyanosu vardır.

Tom tiene un piano.