Translation of "Vardır" in English

0.018 sec.

Examples of using "Vardır" in a sentence and their english translations:

- Allah vardır.
- Tanrı vardır.

God exists.

Ihtiyacınız vardır.

environment.

Tanrı vardır.

- God is.
- God exists.

İlerleme vardır.

There has been progress.

Allah vardır.

God exists.

İddialar vardır.

There have been allegations.

Duvarların kulakları vardır, shouji'nin gözleri vardır.

Walls have ears, shouji have eyes.

Duvarların kulakları vardır, kapıların gözleri vardır.

The walls have ears, the doors have eyes.

- Sessizlikte kuvvet vardır.
- Sükunette vakar vardır.

Silence is strength.

- Sonsuz olanaklar vardır.
- Sonsuz olasılıklar vardır.

There are infinite possibilities.

Bir başarı vardır.

even when the likely outcome is failure.

Günümüzde hala vardır

still exists today

Anlaşılamayan algıları vardır

they have incomprehensible perceptions

ürünü olan vardır.

HYUNDAI or LG…  

Herkesin zayıflıkları vardır.

- There is no man but has his weak points.
- Everybody has weaknesses.

Çok para vardır.

There is a lot of money.

Erkeklerin bıyıkları vardır.

The men have mustaches.

Herkesin hataları vardır.

Everyone has faults.

Herkesin sırları vardır.

- Everyone has secrets.
- Everybody has secrets.

Kuşların kanatları vardır.

Birds have wings.

Gerçekten Tanrı vardır.

Indeed God exists.

Sorular hep vardır.

There are always questions.

Tebdilimekânda ferahlık vardır.

A change of scenery would provide comfort.

Onun cesareti vardır.

He has guts.

Duvarların kulakları vardır.

The walls have ears.

Umarım sigortan vardır.

I hope you have insurance.

Standart davranışlar vardır.

There are standard behaviors.

Onun Alzheimeri vardır.

He has Alzheimer's.

Tom hırsı vardır.

Tom has ambition.

Birçok başkaları vardır.

There are many others.

Belki umut vardır.

Maybe there is hope.

Sessizlikte kuvvet vardır.

Silence is strength.

Sabrın ödülleri vardır.

Patience has its rewards.

Herkesin sorunları vardır.

Everyone has problems.

Hâlâ sorunlar vardır.

There are still problems.

Basitlikte özgürlük vardır.

In simplicity there is freedom.

Diplomaların değeri vardır.

Diplomas used to have value.

İntikamın sonuçları vardır.

Revenge has consequences.

Noel Baba vardır.

Santa Claus exists.

Sessizliğin gücü vardır.

Silence has strength.

Zebraların çizgileri vardır.

Zebras have stripes.

İki böbreğimiz vardır.

We have two kidneys.

- Onun öğrenme sevgisi vardır.
- Onun öğrenme aşkı vardır.

She has a love of learning.

- Birçok çeşit kahve vardır.
- Birçok tür kahve vardır.

There are many kinds of coffee.

- Hristiyanlığın birçok taraftarı vardır.
- Hristiyanlığın birçok izleyicisi vardır.

- Christianity has many followers.
- Christianity has many adherents.

- Tom'un kaptan rütbesi vardır.
- Tom'un yüzbaşı rütbesi vardır.

Tom has the rank of captain.

- Japonya'da 43 makam vardır.
- Japonya'da 43 vilayet vardır.

There are 43 prefectures in Japan.

- Onun üç çocuğu vardır.
- Onun üç tane çocuğu vardır.

He has three children.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

- A rabbit has long ears.
- Rabbits have long ears.

- Sinekkuşlarının 340 türü vardır.
- 340 tür sinek kuşu vardır.
- 340 tane sinek kuşu türü vardır.

There are 340 species of hummingbirds.

Bir örneğe ihtiyaçları vardır.

they just need one example.

Ve kaynaklara ihtiyacı vardır.

to actually make it happen.

Yanlış bir şeyler vardır.

that lead them to have those thoughts.

Dolayısıyla haber değerleri vardır.

and therefore they are news.

Ancak bazı riskler vardır.

But they carry a certain risk.

Günümüzde yine hala vardır

Still exists today

Nötr olmada fayda vardır

It is good to be neutral

Birde hatasız kullar vardır

there are also error-free servants

Bunlardan toplumda bolca vardır

there are plenty of them in society

Dürüstlüğün ödemediği durumlar vardır.

There are cases where honesty doesn't pay.

Hayatta birçok gizemler vardır.

There are many mysteries in life.

İnsanoğlunun konuşma yeteneği vardır.

Man has the ability to speak.

İnsanların iki ayağı vardır.

Man has two feet.

Kyoto'da birçok tapınak vardır.

There are many shrines in Kyoto.

Meyvelerin içinde tohumları vardır.

Fruits have seeds in them.

Kralların uzun kolları vardır.

Kings have long arms.

Holde bir telefon vardır.

There's a telephone in the hall.

Her gülün dikeni vardır.

- Every rose has its thorn.
- Every rose has its thorns.

Dedektifin birçok macerası vardır.

The detective has a lot of adventures.

Kredinin %8 faizi vardır.

The loan bears an 8% interest.

Kelimenin değişik anlamları vardır.

The word has several meanings.

Masanın üzerinde yiyecek vardır.

There is food on the desk.

Onun güzellik avantajı vardır.

- She has beauty as a point in her favour.
- She has the advantage of beauty.

Tavanda bir lamba vardır.

There is a lamp on the ceiling.

Hırsızlar arasında onur vardır.

There is honor among thieves.

Dünyada birçok kültür vardır.

There are many cultures on Earth.

Herkesin yaşama hakkı vardır.

Everyone has a right to live.

Herkesin erotik rüyaları vardır.

Everybody has wet dreams.

Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.

Compulsory military service exists in Turkey.

Timsahların keskin dişleri vardır.

Crocodiles have sharp teeth.

Bu odanın kliması vardır.

This room has air conditioning.

Onun kısa saçı vardır.

She has short hair.

Onun 2.000 kitabı vardır.

She has 2,000 books.

Odamın iki penceresi vardır.

My room has two windows.

Halasının üç kedisi vardır.

His aunt has three cats.

Hayvanların keskin dişleri vardır.

Animals have sharp teeth.

Avrupa'da kaç kişi vardır?

How many people are there in Europe?

Latincede beş çekim vardır.

In Latin there are five declensions.

Büyük bir süpermarket vardır.

- There is a large supermarket.
- There's a large supermarket.

Şehrimizde bir kütüphane vardır.

There is a library in our city.

Kırsalda birçok ağaç vardır.

The countryside has many trees.

Tom'un kumar borçları vardır.

Tom has gambling debts.

Kaçınamadığımız bazı sorunlar vardır.

- There are a lot of problems we can't avoid.
- There are a lot of problems that we can't avoid.

Herkesin zayıf noktaları vardır.

Everyone has points of weakness.