Translation of "Vardır" in Italian

0.008 sec.

Examples of using "Vardır" in a sentence and their italian translations:

- Allah vardır.
- Tanrı vardır.

Dio esiste.

Allah vardır.

Dio esiste.

Herkesin zayıflıkları vardır.

- Tutti hanno delle debolezze.
- Hanno tutti delle debolezze.

Çok para vardır.

- Ci sono molti soldi.
- C'è molto denaro.

Herkesin hataları vardır.

- Tutti hanno difetti.
- Tutti hanno dei difetti.

Kuşların kanatları vardır.

- Gli uccelli hanno delle ali.
- Gli uccelli hanno le ali.
- Gli uccelli possiedono delle ali.

Duvarın kulakları vardır.

I muri hanno orecchie.

Herkesin sırları vardır.

- Tutti hanno dei segreti.
- Hanno tutti dei segreti.

Onun cesareti vardır.

- Ha del fegato.
- Lui ha del fegato.
- Ha le palle.
- Lui ha le palle.
- Ha i coglioni.
- Lui ha i coglioni.

Duvarların kulakları vardır.

- I muri hanno orecchie.
- I muri hanno le orecchie.

Standart davranışlar vardır.

Ci sono dei comportamenti standard.

Onun Alzheimeri vardır.

- Ha il morbo di Alzheimer.
- Lui ha il morbo di Alzheimer.

Tom hırsı vardır.

Tom ha ambizione.

Birçok başkaları vardır.

- Ce ne sono molti altri.
- Ce ne sono molte altre.

Sessizlikte kuvvet vardır.

Il silenzio è forza.

Herkesin sorunları vardır.

Tutti hanno dei problemi.

Hâlâ sorunlar vardır.

Ci sono ancora dei problemi.

Noel Baba vardır.

Babbo Natale esiste.

Zebraların çizgileri vardır.

Le zebre hanno le strisce.

- Tom'un kaptan rütbesi vardır.
- Tom'un yüzbaşı rütbesi vardır.

Tom ha il grado di capitano.

- Japonya'da 43 makam vardır.
- Japonya'da 43 vilayet vardır.

Ci sono 43 prefetture in Giappone.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

I conigli hanno le orecchie lunghe.

- Onun üç çocuğu vardır.
- Onun üç tane çocuğu vardır.

- Ha tre bambini.
- Lei ha tre bambini.

- Sinekkuşlarının 340 türü vardır.
- 340 tür sinek kuşu vardır.
- 340 tane sinek kuşu türü vardır.

- Esistono 340 specie di colibrì.
- Ci sono 340 specie di trochilidi.
- Esistono 340 specie di trochilidi.
- Ci sono 340 specie di colibrì.

Bir örneğe ihtiyaçları vardır.

Hanno bisogno di un esempio.

Ve kaynaklara ihtiyacı vardır.

per realizzarli.

Dolayısıyla haber değerleri vardır.

e quindi fanno notizia.

Ancak bazı riskler vardır.

Ma hanno un certo rischio.

Hayatta birçok gizemler vardır.

Ci sono molti misteri nella vita.

İnsanoğlunun konuşma yeteneği vardır.

L'uomo ha l'abilità di parlare.

İnsanların iki ayağı vardır.

L'uomo ha due piedi.

Kyoto'da birçok tapınak vardır.

Ci sono molti santuari a Kyoto.

Meyvelerin içinde tohumları vardır.

I frutti contengono dei semi.

Dedektifin birçok macerası vardır.

Il detective ha molte avventure.

Kelimenin değişik anlamları vardır.

La parola ha diversi significati.

Masanın üzerinde yiyecek vardır.

C'è del cibo sulla scrivania.

Onun güzellik avantajı vardır.

- Ha il vantaggio della bellezza.
- Lei ha il vantaggio della bellezza.

Dünyada birçok kültür vardır.

Ci sono molte culture sulla Terra.

Her insanın hataları vardır.

Ogni uomo ha le sue colpe.

Bu odanın kliması vardır.

Questa stanza ha l'aria condizionata.

Onun kısa saçı vardır.

- Ha i capelli corti.
- Lei ha i capelli corti.

Onun 2.000 kitabı vardır.

- Ha duemila libri.
- Lei ha duemila libri.

Halasının üç kedisi vardır.

Sua zia ha tre gatti.

Latincede beş çekim vardır.

- Il latino ha cinque declinazioni.
- Ci sono cinque declinazioni in latino.

Büyük bir süpermarket vardır.

C'è un grande supermercato.

Şehrimizde bir kütüphane vardır.

C'è una biblioteca nella nostra città.

Kırsalda birçok ağaç vardır.

La campagna ha molti alberi.

Kaçınamadığımız bazı sorunlar vardır.

- Ci sono molti problemi che non possiamo evitare.
- Ci sono molti problemi che non riusciamo ad evitare.

Herkesin, işbirliğine ihtiyacı vardır.

- Tutti hanno bisogno di lavorare assieme.
- Tutti devono lavorare assieme.

Her zaman yarın vardır.

C'è sempre domani.

Timsahların keskin dişleri vardır.

I coccodrilli hanno i denti affilati.

Almanya'nın iyi futbolcuları vardır.

- La Germania ha dei bravi calciatori.
- La Germania ha delle brave calciatrici.

Galaksimizde kaç yıldız vardır?

Quante stelle ci sono nella nostra galassia?

Herkesin kötü rüyaları vardır.

- Tutti fanno brutti sogni.
- Tutti fanno dei brutti sogni.

Tom'un balık alerjisi vardır.

Tom è allergico al pesce.

Tom'un soya alerjisi vardır.

Tom è allergico alla soia.

Hakiki kadınların kıvrımları vardır.

Le vere donne hanno le curve.

Interlinguanın beş ablası vardır.

Interlingua ha cinque sorelle più grandi.

Tom'un çift çenesi vardır.

- Tom ha la pappagorgia.
- Tom ha il doppio mento.

Her kuralın istisnaları vardır.

Ogni regola ha delle eccezioni.

Annemin psişik güçleri vardır.

- Mia mamma ha poteri psichici.
- Mia mamma ha dei poteri psichici.

Geleceğin birçok adı vardır.

Il futuro ha molti nomi.

Yeşil ormanlarda altın vardır.

C'è dell'oro nelle foreste verdi.

Bir kitabın sayfaları vardır.

Un libro ha delle pagine.

Her zaman istisnalar vardır.

Ci sono sempre delle eccezioni.

Herkesin bazı hataları vardır.

Tutti hanno qualche difetto.

Bir kuşun kanatları vardır.

Un uccello ha le ali.

Üç erkek kardeşi vardır.

- Ha tre fratelli.
- Lui ha tre fratelli.

Onun uzun bacakları vardır.

- Lui ha le gambe lunghe.
- Ha le gambe lunghe.

Tavşanların büyük kulakları vardır.

- I conigli hanno orecchie grandi.
- I conigli hanno le orecchie grandi.

Tavşanların uzun kulakları vardır.

I conigli hanno le orecchie lunghe.

İsveç'in kendi dili vardır.

La Svezia ha la sua propria lingua.

Japonların koyu gözleri vardır.

I giapponesi hanno gli occhi scuri.

Kedilerin su korkusu vardır.

I gatti hanno il terrore dell'acqua.

Fillerin iki kulağı vardır.

Gli elefanti hanno due orecchie.

Onun geniş göğüsleri vardır.

- Ha il seno grande.
- Lei ha il seno grande.

İzlanda'da birçok yanardağ vardır.

L'Islanda ha molti vulcani.

Güllerin güzel kokusu vardır.

- Le rose hanno un buon odore.
- Le rose hanno un buon profumo.

Paylaşılan bir dil vardır.

- C'è un linguaggio condiviso.
- C'è una lingua condivisa.

Tehlikede olan hayatlar vardır.

Ci sono vite in gioco.

Walt'ın Polonya kökenleri vardır.

Walt ha delle origini dalla Polonia.

Kışın çok karımız vardır.

Abbiamo molta neve in inverno.

Her yasanın istisnası vardır.

Ogni legge ha la sua eccezione.

Hinduizmde birçok mezhepler vardır.

Ci sono molte sette nell'Induismo.

Her zaman seçenekler vardır.

Ci sono sempre delle opzioni.

Herkesin kendi tarzı vardır.

Ognuno ha il suo stile.

Her müşterinin hakları vardır.

Ogni cliente ha dei diritti.

Kedilerin iki kulağı vardır.

I gatti hanno due orecchie.

Sosisli sandviç de vardır.

Anche gli hot dog sono disponibili.

Suyun sıfır kalorisi vardır.

L'acqua ha zero calorie.

Belki Tom'un cevabı vardır.

Forse Tom ha la risposta.

Özgürlüğün bir bedeli vardır.

La libertà ha un prezzo.

Kedilerin yedi canı vardır.

I gatti hanno sette vite.

Her avantajın dezavantajı vardır.

Ci sono sempre pro e contro.