Translation of "Vardır" in Arabic

0.028 sec.

Examples of using "Vardır" in a sentence and their arabic translations:

Bir başarı vardır.

حتى عندما تكون النتيجة المحتملة هي الفشل.

Günümüzde hala vardır

لا تزال موجودة اليوم

Anlaşılamayan algıları vardır

لديهم تصورات غير مفهومة

Duvarların kulakları vardır.

للجدران آذان.

İntikamın sonuçları vardır.

للانتقام عواقب.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

- للأرنب أذنان طويلتان.
- الأرنب لديه أذنان طويلتان.

Bir örneğe ihtiyaçları vardır.

إنّهم يحتاجون فقط إلى مثال واحد.

Ve kaynaklara ihtiyacı vardır.

لكي يتمكنوا فعليًا من إحداث ذلك.

Yanlış bir şeyler vardır.

والتي تقودهم إلى التفكير بالانتحار.

Burada mutlaka işverenler vardır.

بالتأكيد يوجد هنا أصحاب أعمال.

Dolayısıyla haber değerleri vardır.

لهذا نعتبرها أخبار

Ancak bazı riskler vardır.

ولكنّها تحمِل بعض المَخاطر.

Günümüzde yine hala vardır

لا يزال قائما اليوم

Nötr olmada fayda vardır

من الجيد أن تكون محايدًا

Birde hatasız kullar vardır

هناك أيضا خوادم خالية من الأخطاء

Bunlardan toplumda bolca vardır

هناك الكثير منهم في المجتمع

Kyoto'da birçok tapınak vardır.

يوجد الكثير من المعابد في كيوتو.

Kaçınamadığımız bazı sorunlar vardır.

هناك الكثير من المشاكل التي لا يمكننا تجنبها.

Herkesin zayıf noktaları vardır.

لكل شخص نقطة ضعف.

Mars'ta da kediler vardır.

هناك قطط في المريخ أيضًا.

Tavşanların uzun kulakları vardır.

للأرانب آذان طويلة.

John'ın iki oğlu vardır.

لجون إبنان.

Suyun sıfır kalorisi vardır.

الماء به صفر سعرات حرارية.

Onun Tom'a güveni vardır.

لديها ثقة في توم.

Hindistan'da birçok nehir vardır.

في الهند أنهار كثيرة.

Kadınların seçme hakkı vardır.

للنّساء الحقّ في الاختيار.

- Her problemin bir çözümü vardır.
- Her sorunun bir çözümü vardır.

كل مشكل لديه حل.

- Yunanistan'da bir sürü ada vardır.
- Yunanistan'da çok sayıda ada vardır.

هناك الكثير من الجُزُر في اليونان.

Teoriler zaten bu yüzden vardır. Bilim adamları insanlığa hizmet için vardır.

توجد نظريات لهذا السبب. العلماء موجودون لخدمة الإنسانية.

Her öyküde bir kahraman vardır.

في كل قصه يوجد بطل.

Yemek yememizin iki sebebi vardır:

إننا نأكل لسببين.

Onların kendilerine ait yükleri vardır.

يُقبل الجميع بالعائق خاصته.

Beklediğimiz şeylerde bir yanlış vardır.

وتوقعاتنا حول الرجال في المجتمع

Ama aralarında devler de vardır.

‫لكن هناك أيضًا مخلوقات عملاقة.‬

Yarasaların çok değişik huyları vardır

الخفافيش لها خصائص مختلفة

Yarasalarda iki tane tür vardır

هناك نوعان من الخفافيش

Alt dallarında binlerce çeşit vardır

هناك الآلاف من الأصناف في فروعها الفرعية

Günümüzde yine bu da vardır

هناك أيضا هذه الأيام

Eden vardır diye düşünüyorum ama

أعتقد أن هناك شخص ولكن

Vardır her halde bir bildiği

على أي حال ، هو يعلم

Tatillerde kentte birçok turist vardır.

هنالك العديد من السياح في المدينة في العطل .

Masanın üstünde bazı kitaplar vardır.

هناك بعض الكتب على المكتب.

Londra'da birçok güzel park vardır.

هناك العديد من الحدائق الجميلة في لندن.

Bir dakikada altmış saniye vardır.

- هناك ستون ثانية في الدقيقة.
- في الدقيقة ستون ثانية.

Hız ölçmenin birkaç yolu vardır.

هناك عدة طرق لقياس السرعة.

Nerede yaşarsan yaşa sermaye vardır.

أينما كنت تعيش, هناك العاصمة.

Parkta çok sayıda hayvan vardır.

- هناك الكثير من الحيوانات في الحديقة.
- يوجد الكثير من الحيوانات في المنتزه.

Her çocuğun bir bisikleti vardır.

كل ولد عنده دراجة.

Onun güzel el yazısı vardır.

خطّها جميل.

Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.

الطفل يحتاج الى الحنان.

Atomlar her şeyin içinde vardır.

الذرات موجودة في كل شيء.

Bir elin beş parmağı vardır.

لليد خمسة أصابع.

Bir haftada kaç gün vardır?

كم عدد الأيام في الأسبوع؟

Jane'in beş el çantası vardır.

جين لديها خمس حقائب يد.

Bu oyunun üç perdesi vardır.

لهذه المسرحية ثلاثة فصول.

Masanın altında bir sepet vardır.

توجد سلة تحت الطاولة.

Estonya'nın kendi milli marşı vardır.

استونيا لديها نشيد وطني الخاص بها .

Onun kaç tane kitabı vardır?

كم كتاباً لديه؟

Bu adamın bir atı vardır.

هذا الرجل لديه حصان.

Uyarı levhaları ve kötü davranışlar vardır.

لدينا إشارات تحذير وسلوكيات سيئة الآن.

Ki bu iç huzurunuzun doğasında vardır.

اللذان يمثلان السلام الداخلي.

"Lütfen korkmayın, tökezlediğiniz yerde hazineniz vardır."

"من فضلك لا تخف، هناك كنز حيث تتعثر."

Burada bizim sürdüğümüz bir araba vardır.

هذه السيارة التي نسوقها.

Timsahların karanlıkta iyi gören gözleri vardır.

‫تعمل أعين التماسيح بشكل جيد في الظلام.‬

çünkü yolda sizi sokma ihtimali vardır,

لأنه من المحتمل ان يلدغك في طريقك للمنزل،

Bunu mutlaka etrafınızda söyleyeceğiniz birisi vardır

هناك شخص ستقول هذا حول

Çünkü kadınlara sonsuz bir güveni vardır

لأن المرأة لديها ثقة لا نهاية لها

Binlerce kat fazla yüreği vardır kadının

المرأة لديها القلب آلاف المرات

Her zaman başarabilen bir arkadaşı vardır.

يجد دائمًا طريقه لجعل الجواب يناسب وجهة نظره.

Kasabada çok eski bir tapınak vardır.

هناك معبد قديم جدا في المدينة.

Bir filin uzun bir burnu vardır.

- لدى الفيل أنف طويل.
- لدى الفيل أنفٌ طويل.

Bu kasabada birçok güzel bina vardır.

هناك العديد من المباني الجميلة في المدينة.

Venedik'te her zaman çok turist vardır.

في البندقية , دائما هنالك الكثير من السياح .

Olan her şeyin bir sebebi vardır.

- كل ما يحصل، يحصل لسبب.
- كل شيء يحدث لسبب ما.

Riski ciddiye almanın bir anlamı vardır.

أنه من المنطقي أن تأخذ المخاطرة على محمل الجد ".

Fransa'nın İtalya'yla ortak bir sınırı vardır.

لدى فرنسا حدود مشتركة مع إيطاليا.

Tom'un yüzünde bir yara izi vardır.

لتوم ندب على وجهه.

Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.

كل شخص لديه ضعف وقوة.

Bu evde kaç tane kedi vardır?

كم عدد القطط الموجودة في هذا المنزل ؟

- Her işte bir hayır vardır.
- Her gecenin bir sabahı vardır.
- Gün gelir, devran döner.

رب ضارّةٍ نافعة.

Kısacası, her hikâyede kahramanlar ve kötüler vardır.

بمعنى آخر، في كل قصة يوجد دائمًا أبطال ويوجد أيضًا الأشرار.

Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.

‫وهو يعني أنه أثناء الليل، ‬ ‫كل هذا الهواء البارد‬ ‫سيجد مكاناً يستقر فيه.‬

Söylemeye çalıştığım şey iki tür zihniyet vardır.

وهذا ما أحاول أن أشرحه أنه رأيين لحياتين مختلفتين.

Akıllı bileklikler gibi değil, belki bazılarınızda vardır

وهي لا تشبه متعقب اللياقة البدنية الذي قد يرتديه بعضكم

1.000 kilometrekarede belki sadece on tane vardır.

‫ربما لا يوجد سوى 10‬ ‫في مساحة ألف كيلومتر مربع.‬

Şehrin içindeki bir vahada yaşamanın kısıtları vardır.

‫للعيش في واحة حضرية حدود.‬

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

‫لدى جلديات القوائم أعين كبيرة...‬ ‫تفتش دائمًا عن مصادر الخطر.‬

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

‫ثمة شيئان يجب أن أتذكرهما ‬ ‫عندما أذهب إلى البرية.‬

Paradan çok daha büyük manevi değerleri vardır

لديهم قيم روحية أكبر بكثير من المال

Bu sefer daha çok besine ihtiyacı vardır

هذه المرة يحتاج إلى المزيد من الطعام

Devamında ölüme kadar giden bir yolu vardır

هناك طريق للموت

Sizin de çevrenizde mutlaka bir mühendis vardır

يوجد دائمًا مهندس من حولك

Yuvalarında bir kraliçe vardır. Tıpkı arılar gibi

هناك ملكة في عشهم. مثل النحل

Aptal işler yoktur, sadece aptal insanlar vardır.

لا يوجد عمل غبي، فقط أناس أغبياء.

Onun bir oğlu ve bir kızı vardır.

لديها ابن وابنة.

Tercüme etmesi zor olan bazı şeyler vardır.

هناك بعض الأشياء التى من الصعب ترجمتها.

Virüsün etrafında koruyucu bir nem tabakası vardır.

يغلَّف الفيروس بطبقة خارجية رطبة لحمايته،

Onun bir oğlu ve iki kızı vardır.

لديها ولد و ابنتين.

Tom'un modern resim için estetik duygusu vardır.

توم يحب الفن الحديث.