Translation of "Geçmişiyle" in English

O, hep akademik geçmişiyle övünür.

She always prides herself on her academic background.

Tom'un otobiyografisinde, o, geçmişiyle boğuşuyor.

In Tom's autobiography, he grapples with his past.

Tom geçmişiyle ilgili sana bir şey söyledi mi?

Did Tom tell you anything about his past?

Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.

- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
- Tom said that he didn't care about Mary's past even though he really did.

Sami, Leyla'dan geçmişiyle ilgili bazı zor soruları yanıtlamasını istedi.

Sami wanted Layla to answer some tough questions on her past.

Fatih Portakal'ın geçmişiyle ilgili de çok fazla bir bilgimiz de yok

We don't know much about Fatih Portakal's past.

Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.

If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.