Translation of "Fazıl" in English

0.006 sec.

Examples of using "Fazıl" in a sentence and their english translations:

Fazıl, Leyla ile otobüste karşılaştı.

Fadil met Layla on a bus.

- Fadıl, İslam okudu.
- Fazıl İslam eğitimi aldı.

Fadil studied Islam.

Fazıl, Leyla'nın ırzına geçtikten sonra onu terk etti.

Fadil abandoned Layla after he had taken her virginity.

- Fadıl, Kur'an'ı okudu.
- Fadıl, Kuran'ı okudu.
- Fazıl Kuran okudu.

Fadil read the Quran.

- Fadıl, İslam'la daha fazla ilgilendi.
- Fazıl İslam'a daha çok ilgi duymaya başladı.

Fadil became more interested in Islam.

- Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla flört etti.
- Fazıl Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmıştı.

Fadil dated a Muslim girl from Egypt.

- Fadıl, İslam'ı hayatının bir parçası olarak kabul etti.
- Fazıl İslam'ı hayatının bir parçası olarak benimsedi.

Fadil accepted Islam as part of his life.

- Fadıl, İslam'da din ve ileri bilimin el ele verebileceğini buldu.
- Fazıl İslam'da din ve modern bilimin birbiriyle uyumlu olabileceğini fark etti.

Fadil found that in Islam, religion and advanced science can go hand in hand.

- Fadıl onun bekaretini aldıktan sonra Leyla'yı terk etti.
- Fazıl, Leyla'nın ırzına geçtikten sonra onu terk etti.
- Fadıl, Leyla'nın bekâretini bozup onu terk etti.

Fadil abandoned Layla after he had taken her virginity.