Translation of "Okudu" in English

- Fadıl, Kur'an'ı okudu.
- Fadıl, Kuran'ı okudu.
- Fazıl Kuran okudu.

Fadil read the Quran.

Zihnimi okudu.

She read my mind.

Kitapları okudu.

She read the books.

Psikoloji okudu.

She majored in psychology.

İşletme okudu.

He majored in business.

Mektubu defalarca okudu.

She read the letter over and over again.

Gazeteleri iyice okudu.

He had a good look at the papers.

Kuşların uçuşunu okudu.

He studied the flight of birds.

Kitabı dün okudu.

He read the book yesterday.

Askeri tarih okudu.

He studied military history.

Almanya'da sanat okudu.

He studied art in Germany.

Tom notu okudu.

Tom read the note.

Öğretmen kitabı okudu.

The teacher read the book.

Tom haberleri okudu.

Tom read the news.

Tom aklımı okudu.

Tom read my mind.

Edward mesajı okudu.

Edward read the text.

Tom çok okudu.

Tom read a lot.

Üç oğluna okudu.

He read to his three sons.

Tom kitap okudu.

Tom read a book.

Tom Harvard'ta okudu.

Tom studied at Harvard.

Tom diyagramı okudu.

Tom studied the diagram.

O burslu okudu.

He studied on a scholarship.

O İncil okudu.

She studied the Bible.

Tom Boston'da okudu.

Tom studied in Boston.

Tom menüyü okudu.

Tom studied the menu.

Tom gazetecilik okudu.

Tom studied journalism.

Tom Fransızca okudu.

Tom has studied French.

Tom biyoloji okudu.

Tom studied biology.

Tom işletme okudu.

Tom went to business school.

Sami lisede okudu.

Sami studied at high school.

Sami gazeteyi okudu.

Sami read the paper.

Sami hikayeyi okudu.

Sami read the story.

Sami senaryoyu okudu.

Sami read the script.

Tom tıp okudu.

Tom studied medicine.

Tom mektubu okudu.

Tom read the letter.

Tom Avustralya'da okudu.

Tom studied in Australia.

Sami ezan okudu.

Sami recited the adhan.

Sami Mesnevi'yi okudu.

Sami read the Masnavi.

Tom jeoloji okudu.

Tom studied geology.

Tom sözleşmeyi okudu.

Tom read the contract.

Tehlikeye meydan okudu.

He showed his courage in the face of danger.

Başkentte üniversite okudu.

He went to college in the capital.

- Sami federal yasa okudu.
- Sami federal hukuk okudu.

Sami studied federal law.

- Tom şiiri sesli okudu.
- Tom şiiri yüksek sesle okudu.

Tom read the poem out loud.

- Tom onu defalarca okudu.
- Tom onu tekrar tekrar okudu.

Tom read it over and over.

Bir falcı elimi okudu.

A fortune-teller read my hand.

O, mektubunu defalarca okudu.

She read his letter again and again.

Shakespeare'den bir pasaj okudu.

He read a passage from Shakespeare.

O Oxford'da fizik okudu.

- He read physics at Oxford.
- He studied physics at Oxford.

O, mektubu yavaşça okudu.

He read the letter slowly.

O, Harvard'da hukuk okudu.

He studied law at Harvard.

Mektubu tekrar tekrar okudu.

He read the letter over and over.

Mary Almanca çeviriyi okudu.

Mary read the German translation.

Polis Tom'a haklarını okudu.

The policeman read Tom his rights.

Tom üniversitede Almanca okudu.

Tom studied German in college.

Tom yurt dışında okudu.

Tom studied abroad.

Tom tiyatro edebiyatında okudu.

Tom majored in drama.

Tom Harvard'ta hukuk okudu.

Tom studied law at Harvard.

Tom notu tekrar okudu.

Tom read the note again.

Belgeyi yüksek sesle okudu.

He read the document aloud.

O İngiliz tarihi okudu.

He studied English history.

Dün bu kitabı okudu.

He read this book yesterday.

Tom onu sesli okudu.

Tom read it out loud.

O bir makale okudu.

She read an article.

Tom müzik teorisi okudu.

Tom studied music theory.

Tom da hukuk okudu.

Tom also studied law.

Tom çok kitap okudu.

- Tom read a lot of books.
- Tom read lots of books.

Tom Boston'da tıp okudu.

Tom studied medicine in Boston.

Tom, Mary'ye meydan okudu.

Tom challenged Mary.

Emily bir kitap okudu.

Emily read a book.

Emily bu kitabı okudu.

Emily read this book.

Mektubu sadece o okudu.

Only he read the letter.

Tom üniversitede felsefe okudu.

Tom studied philosophy at the university.

Sıkıcı bir roman okudu.

He read a boring novel.

O Pekinde Çince okudu.

He studied Chinese in Beijing.

O, şiiri yeniden okudu.

- He reread the poem.
- He read the poem again.

O, şiiri tekrar okudu.

- He reread the poem.
- He read the poem again.

Bir kitap çıkarıp okudu.

He got out a book and read.

Şiiri yüksek sesle okudu.

She read the poem aloud.

Tom mektubu Mary'ye okudu.

Tom read the letter to Mary.

Tom siyaset bilimi okudu.

Tom majored in political science.

Tom suç davranışı okudu.

Tom studied criminal behavior.

Erkek kardeşim İngiltere'de okudu.

My brother studied in England.

Tom mektubu yavaşça okudu.

Tom read the letter slowly.

Tom kendi başına okudu.

Tom studied on his own.

Tom kolejde dilbilim okudu.

Tom studied linguistics in college.

Tom bütün belgeleri okudu.

Tom read all the documents.

Tom üniversitede psikoloji okudu.

Tom studied psychology in college.

Sami hikayesini teybe okudu.

Sami told his story on tape.