Translation of "Karşılaştı" in English

0.017 sec.

Examples of using "Karşılaştı" in a sentence and their english translations:

Bir kurtla karşılaştı.

He came across a wolf.

İşinde zorluklarla karşılaştı.

He encountered difficulties in his work.

Sami zorlukla karşılaştı.

Sami ran into trouble.

Onlar sahilde karşılaştı.

They met on the beach.

Görkemli bir sonla karşılaştı,

has met a glorious end,

Onlar birçok sorunlarla karşılaştı.

They were confronted with many problems.

O beklenmedik engellerle karşılaştı.

He encountered unexpected obstacles.

Onlar işe giderken karşılaştı.

They met on the way to work.

O, hayallerindeki adamla karşılaştı.

She met the man of her dreams.

Tom, Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary.

Tom kapıda Mary'yle karşılaştı.

Tom met Mary at the door.

Yolda bir arkadaşıyla karşılaştı.

He encountered a friend on the road.

Tom, Boston'da Mary'yle karşılaştı.

Tom met Mary in Boston.

Sami bir ikilemle karşılaştı.

Sami faced a dilemma.

Okula giderken onunla karşılaştı.

He met her on his way to school.

şehre giderek askerlik arkadaşıyla karşılaştı

went to the city and met his military friend

Ancak plan kesin çelişkilerle karşılaştı!

But the plan faced stiff opposition…

John okula giderkenMary ile karşılaştı.

John met Mary on his way to school.

Tom bir trafik kazasıyla karşılaştı.

Tom met with a traffic accident.

Sally istasyonda Harry ile karşılaştı.

Sally met Harry at the station.

Ormanda, iki yabancı ile karşılaştı.

In the woods, she met with two strangers.

Çoğu insanın karşılaştığı biriyle karşılaştı.

She met somebody who many people meet.

Tom bazı beklenmedik sorunlarla karşılaştı.

Tom encountered some unexpected problems.

Teklifim beklenmedik bir muhalefetle karşılaştı.

My proposal met with unexpected opposition.

O, dükkânda amcası ile karşılaştı.

She met her uncle at the shop.

Tom bacağında bir ağrıyla karşılaştı.

Tom experienced a pain in his leg.

Tom okula giderken Mary'yle karşılaştı.

Tom came across Mary on his way to school.

Gözlerimiz bir an için karşılaştı.

- Our eyes met for a moment.
- Our eyes met for an instant.

Tom dışarıda Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary outside.

Ken eve dönerken onunla karşılaştı.

Ken met her on his way home.

O beklenmedik bir engelle karşılaştı.

He met an unexpected obstacle.

Tom istasyonda Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary at the station.

Fazıl, Leyla ile otobüste karşılaştı.

Fadil met Layla on a bus.

Tom havaalanında Mary ile karşılaştı.

Tom bumped into Mary at the airport.

Onun gözleri onunki ile karşılaştı.

Her eyes met his.

Okula giderken yolda onunla karşılaştı.

She met him on the way to school.

Birlikte okuldayken Peter Pearl ile karşılaştı.

Peter met Pearl when they were at school together.

Tom okul yolunda Mary ile karşılaştı.

Tom bumped into Mary on his way to school.

O bir trafik kazası ile karşılaştı.

He met with a traffic accident.

Tom kütüphanenin önünde Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary in front of the library.

O, kazara istasyonda İngilizce öğretmeniyle karşılaştı.

He met his English teacher at the station by accident.

Tom okula giderken Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary on the way to school.

Tom merdivenlerin tepesinde Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary at the top of the stairs.

O, dolapta bazı eski evraklarla karşılaştı.

She came across some old documents in the closet.

O, onunla ilk kez Boston'da karşılaştı.

She first met him in Boston.

Tom talihsiz bir kaza ile karşılaştı.

Tom met with an unfortunate accident.

Tom tesadüfen Mary ile süpermarkette karşılaştı.

Tom happened to meet Mary at the supermarket.

Tom eve giderken Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary on his way home.

Bir pusuda trajik bir ölümle karşılaştı.

He met with a tragic death in an ambush.

Tom tren istasyonunda Mary ile karşılaştı.

Tom bumped into Mary at the train station.

Bir gün o ormanda kurtla karşılaştı.

One day she met a wolf in the woods.

Sami daha sonra Leyla ile karşılaştı.

Sami later confronted Layla.

- Tom biriyle tanıştı.
- Tom birisiyle karşılaştı.

Tom has met someone.

Sami, Leyla ile ilk kez karşılaştı.

Sami met Layla for the first time.

O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.

He met Sam purely by chance.

Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.

His new book met with a favorable reception.

- Tom, Mary ile karşılaştı.
- Tom, Mary'ye rastladı.

Tom bumped into Mary.

Amcam dün bir trafik kazası ile karşılaştı.

My uncle met with a traffic accident yesterday.

İki avcı karşılaştı: her ikisi de ölü.

Two hunters meet: both are dead.

Tom okuldan eve dönerken Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary on his way home from school.

Tom da muhtemelen bu tür sorunlarla karşılaştı.

Tom probably ran into these kinds of problems, too.

Tom havaalanında Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştı.

Tom met a friend of Mary's at the airport.

Sami, Mısırlı 26 yaşındaki bir güzelle karşılaştı.

Sami came across a beautiful 26-year-old from Egypt.

Ve Albuera'da yolda Beresford'un daha büyük ordusuyla karşılaştı.

and met Beresford’s larger army en route at Albuera.

Ne yazık ki, Brian kötü hava ile karşılaştı.

Unfortunately, Brian met with bad weather.

O,eve giderken Sammy Davis, Jr ile karşılaştı.

He met Sammy Davis, Jr. on his way home.

Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı.

As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead.

Bir sabah, o, caddede beklenmedik şekilde onunla karşılaştı.

One morning, she unexpectedly met him on the street.

- Dan kilisede Linda'ya rastladı.
- Dan kilisede Linda'yla karşılaştı.

Dan met Linda at the church.

O, onunla ilk kez Boston'da bir konferansta karşılaştı.

She first met him at a conference in Boston.

Onlar öğrenci iken o onunla ilk kez karşılaştı.

She first met him when they were students.

Tom bu sabah okula giderken Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary this morning on his way to school.

Tom okuldan eve giderken tesadüfen Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary by chance on his way home from school.

Tom, Mary'yle ilk kez üç yıl önce karşılaştı.

Tom encountered Mary for the first time three years ago.

- Tom sokakta komşusuyla karşılaştı.
- Tom sokakta komşusuna rastladı.

Tom met his neighbor in the street.

Ancak, şövalyeler kısa süre sonra keskin, topraklanmış kazıklarla karşılaştı.

Soon, however, the knights encountered a line of sharpened stakes, fixed into the ground

Tom eve giderken Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

On his way home, Tom met a man who he thought was an American.

Tom ve Mary dün öğleden sonra kütüphanede birbiriyle karşılaştı.

Tom and Mary bumped into each other yesterday afternoon in the library.

- Onlar sahilde karşılaştı.
- Onlar sahilde buluştu.
- Onlar sahilde tanıştı.

They met on the beach.

Tom tepeden tırnağa silahlı bir takım polis memurlarıyla karşılaştı.

Tom ran into a squad of police officers armed to the teeth.

Tom Mary ile ilk kez üç yıl önce karşılaştı.

- Tom met Mary three years ago.
- Tom first met Mary three years ago.

Parkta yapılan yürüyüş sırasında o, kazara eski arkadaşıyla karşılaştı.

During a walk in the park she accidentally met her old friend.

- Sami hapishanede Ferit ile tanıştı.
- Sami hapishanede Ferit'le karşılaştı.

Sami met Farid in jail.

Tom, Boston'da olduğu sırada birçok başka sanatçı ile karşılaştı.

Tom met many other artists when he was in Boston.

Eve dönerken yolda göçmen olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

On his way home, he met a man who he thought was an immigrant.

- Boston'da kalırken Tom, Mary'yle karşılaştı.
- Boston'da kalırken Tom, Mary'yle tanıştı.

Tom met Mary while he was staying in Boston.

Tom eve bu gidişinde Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

On his way home, Tom met a man he thought was an American.

- Sami'nin sevgilisi onun karısıyla tanıştı.
- Sami'nin sevgilisi, onun karısıyla karşılaştı.

Sami's lover met his wife.

- Sami bir ikilemle karşılaştı.
- Sami bir ikilemle karşı karşıya kaldı.

Sami faced a dilemma.

Ve Montebello'da onu ikiye bir aşan Avusturyalı bir güçle karşılaştı. Lannes

and at Montebello, encountered an Austrian  force that outnumbered it two to one. Lannes  

Tom okuldan sonra yarı zamanlı çalıştığı yerden eve giderken Mary ile karşılaştı.

Tom met Mary on the way home from where he worked part-time after school.

- Sami, Leyla gibi birçok kadınla tanıştı.
- Sami, Leyla gibi birçok kadınla karşılaştı.

Sami met many women like Layla.

- Sami çok yetenekli bir fotoğrafçıyla tanıştı.
- Sami çok yetenekli bir fotoğrafçıyla karşılaştı.

Sami met a very talented photographer.

- Üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında Tom ilk kez Mary ile karşılaştı.
- Tom Mary ile üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında ilk kez karşılaştı.

It was during the rainy season three years ago that Tom first met Mary.

Mary Tom'la ilk tanıştığında bir erkek olarak kendini hiç kimse için tehlikeye atmayan bir insanla karşılaştı.

The first time Mary met Tom, he came across as a guy who wouldn't stick his neck out for anyone.