Translation of "Babalarının" in English

0.014 sec.

Examples of using "Babalarının" in a sentence and their english translations:

Onlar, babalarının ölümünün yasını tuttular.

They lamented the death of their father.

"Anne-babalarının uyruğu ne?" "Malta."

"What nationality are their parents?" "Maltese."

Kızlar, babalarının ölümünün yarattığı şoku atlattılar.

The daughters recuperated from the shock of the death of their father.

Tom, babalarının silahıyla erkek kardeşini öldürdü.

Tom killed his brother with their father's gun.

Leyla babalarının başarısızlığı için kızları cezalandırdı.

Layla punished the girls for their father's failure.

Babalarının kasabada büyük bir ayakkabı dükkânı vardı.

Their father had a large shoe shop in the town.

Onlar babalarının onları affetmesi için dua etti.

They prayed that their father would forgive them.

Çocuklar anne ve babalarının onlara söylediklerine inanırlar.

Children will believe what their parents tell them.

Çocuklar anne babalarının arasında ne olduğunu bilirler.

Children know what happens between their parents.

Tom ile Meryem, anne-babalarının rızası olmadan evlendiler.

Tom and Mary got married without their parents' consent.

Küçük çocuklar anne-babalarının ayrılmasıyla çok büyük stres altına girebilir ve çoğu zaman da evliliğin yıkılmasının sebebi olarak kendilerini suçlarlar.

Young children can be under enormous stress when their parents break up, and often blame themselves for the failure of the marriage.