Translation of "Kardeşini" in English

Kardeşini bekle.

Wait for your brother.

- Erkek kardeşini düşün.
- Erkek kardeşini düşün!

- Think of your brother.
- Think about your brother!

Kız kardeşini aradı.

She called her sister.

Erkek kardeşini tanıyorum.

I know your brother.

Kız kardeşini ağlattın!

You made your sister cry!

Erkek kardeşini ara.

Call your brother.

Kız kardeşini bekle.

Wait for your sister.

Kız kardeşini tanıyorum.

I know your sister.

Erkek kardeşini tanımıyorum.

I don't know your brother.

- Kız kardeşini görmek istiyorum.
- Senin kız kardeşini görmek isterim.

I'd like to see your sister.

Geçenlerde erkek kardeşini gördüm.

I saw your brother the other day.

Kız kardeşini seviyor musun?

Do you like your sister?

Erkek kardeşini seviyor musun?

Do you like your brother?

Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?

Why are you annoying your sister?

Onun kız kardeşini tanıyorum.

I know her sister.

Kız kardeşini havaalanına götürdü.

He took his sister to the airport.

Ben kız kardeşini sever.

Ben loves his sister.

Erkek kardeşini yanında getir.

Bring your brother with you.

Senin erkek kardeşini tanıyordum.

I knew your brother.

Kız kardeşini görmek istiyorum.

I want to see your sister.

Tom kız kardeşini ağlattı.

Tom made his sister cry.

Mary erkek kardeşini ağlattı.

Mary made her brother cry.

Tom'un kız kardeşini tanıyorum.

I know Tom's sister.

Mike kardeşini yüzüstü bıraktı.

Mike left his brother in the lurch.

Tom kız kardeşini sevdi.

Tom loved his sister.

Jaguarlar erkek kardeşini yiyor.

Jaguars are eating your brother.

Tom'un kız kardeşini aradım.

I called Tom's sister.

Alice kız kardeşini dinlemiyordu.

Alice wasn't listening to her sister.

Bana erkek kardeşini hatırlatıyorsun.

You remind me of your brother.

Erkek kardeşini iyi tanıyorum.

I know his brother well.

Tom'un erkek kardeşini tanımıyorum.

I don't know Tom's brother.

Tom'un erkek kardeşini tanıyordum.

I knew Tom's brother.

Tom'un kız kardeşini tanımadım.

I didn't recognize Tom's sister.

Tom erkek kardeşini getirdi.

Tom brought his brother.

Sami erkek kardeşini incitti.

Sami hurt his brother.

Mary küçük kardeşini gıdıkladı.

Mary tickled her little brother.

Sanırım erkek kardeşini tanıyorum.

- I think I know your brother.
- I think that I know your brother.

Onun kardeşini tanıyor musun?

Do you know his brother?

- Onun kız kardeşini çok severim.
- Onun kız kardeşini çok seviyorum.

- I like her sister very much.
- I love her sister very much.

- Onun kız kardeşini iyi tanıyorum.
- Onun kız kardeşini iyi biliyorum.

I know her sister well.

Başarısızlık için erkek kardeşini suçladı.

He blamed the failure on his brother.

Kız kardeşini ısırdığın doğru mu?

Is it true that you bit your sister?

Tom kız kardeşini dolaba kilitledi.

Tom locked his sister in the closet.

Onun erkek kardeşini biliyor musunuz?

Do you know his brother?

Onun kız kardeşini çok seviyorum.

I love her sister very much.

Onun erkek kardeşini tanıyor musun?

Do you know her brother?

Onun kız kardeşini çok severim.

I like her sister very much.

Tom bana kız kardeşini tanıttı.

- Tom introduced his sister to me.
- Tom introduced me to his sister.

Ben senin kız kardeşini sever.

Ben loves your sister.

Erkek kardeşini çok iyi tanıyorum.

I know your brother very well.

O, kız kardeşini benimle tanıştırdı.

He introduced her sister to me.

O, iki kardeşini de tanımıyor.

He knows neither of his two brothers.

Onların erkek kardeşini tanıyor musun?

- Do you know her brother?
- Do you know their brother?

O kız kardeşini benimle tanıştırdı

She introduced her sister to me.

O, kız kardeşini yanında götürdü.

He took his sister along.

Kendi erkek kardeşini tanımadığına inanamıyorm.

- I can't believe you didn't recognize your own brother.
- I can't believe that you didn't recognize your own brother.

O, dairesinden kız kardeşini attı.

She threw her sister out of her apartment.

Tom kız kardeşini kızdırmaktan hoşlanır.

Tom likes teasing his sister.

Mary erkek kardeşini kızdırmaktan hoşlandı.

Mary liked teasing her brother.

Mary erkek kardeşini kızdırmaktan hoşlanır.

Mary likes teasing her brother.

Sonunda kaybolan erkek kardeşini buldu.

He found his missing brother at last.

O burada kız kardeşini bekleyecek.

She is going to wait for her sister here.

O, kız kardeşini ona tanıttı.

She introduced her sister to him.

Onun kız kardeşini gerçekten seviyorum.

I really love his sister.

Onun kız kardeşini iyi tanırım.

I know his sister well.

Leyla erkek kardeşini öldürmekten yargılandı.

Layla was tried for murdering her brother.

Pizza yemesi kız kardeşini kızdırdı.

His eating a pizza annoyed his sister.

Kardeşini kurtarmak için kan verdi.

He gave blood in order to save his sibling.

Sami kız kardeşini çok seviyor.

Sami loves his sister so much.

Kardeşini rahatsız etmeyi bırakabilir misin?

Can you stop pestering your brother?

Tom'un erkek kardeşini tanıyor musun?

Do you know Tom's brother?

Tom'un kız kardeşini tanıyor musun?

Do you know Tom's sister?

Sami erkek kardeşini tutmaya çalıştı.

Sami tried to get hold of his brother.

Hayır, senin erkek kardeşini tanımıyorum.

No, I do not know your brother.

Tom kız kardeşini partiye götürecek.

Tom will take his sister to the party.

- Kız kardeşini hiç ziyaret ettin mi?
- Hiç kız kardeşini ziyaret ettin mi?

Have you ever visited your sister?

Sinemaya gidersen, kız kardeşini birlikte götür.

If you go to the movies, take your sister with you.

Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill took his brother to the zoo.

Kız kardeşini o adam hakkında uyardı.

He warned his sister about that man.

Kız kardeşini hiç ziyaret ettin mi?

Have you ever visited your sister?

Tom'u tanımıyorum ama kız kardeşini tanıyorum.

I don't know Tom, but I know his sister.

Onun küçük kız kardeşini çok severim.

I like her younger sister very much.

Gelecek sefer kız kardeşini de getir.

Bring your sister next time.

Kız kardeşini bir daha hiç görmedi.

He never saw his sister again.

Gelecek defa geldiğinde, erkek kardeşini getir.

When you come next time, bring your brother.

Tom erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Tom took his brother to the zoo.

O, kız kardeşini asla tekrar görmedi.

She never saw her sister again.

Erkek kardeşini bir daha hiç görmedi.

She never saw her brother again.

O, kardeşini bir daha hiç görmedi.

He never saw his brother again.