Translation of "çıkmam" in English

0.005 sec.

Examples of using "çıkmam" in a sentence and their english translations:

Buradan çıkmam gerekiyor.

- I need to get out of here.
- I have to get out of here.

Şehirden çıkmam gerekiyor.

I need to get out of town.

Çok dışarı çıkmam.

I don't get out much.

Buradan çıkmam lazım.

I needed to get out there.

Neredeyse hiç dışarı çıkmam.

I hardly ever go out.

Daha fazla çıkmam gerekiyor.

I need to get out more.

Gerçekten pek dışarıya çıkmam.

I don't really go out much.

Benim yola çıkmam gerek.

I need to quit.

Pek fazla dışarı çıkmam.

I don't really get out much.

Sadece buradan çıkmam gerek.

I just need to get out of here.

- Bu bok çukurundan çıkmam gerekiyor.
- Bu cehennem çukurundan çıkmam gerekiyor.

I need to get out of this hellhole.

Onunla çıkmam için beni zorladı.

She forced me to go out with her.

Hafta içi akşamları dışarı çıkmam.

I don't go out on weeknights.

- Boston'dan çıkmam gerekiyor.
- Boston'dan çıkmalıyım.

I need to get out of Boston.

- Şehirden çıkmam gerekiyor.
- Şehirden çıkmalıyım.

I need to get out of town.

- Buradan çıkmalıyım.
- Buradan çıkmam gerekiyor.

I've got to get out of here.

Bu sabah yataktan çıkmam zordu.

It was hard for me to get out of bed this morning.

Onunla çıkmam sorun yaratır mı?

Is it OK if I go out with him?

Bana şehir dışına çıkmam söylendi.

I've been told to get out of town.

Bir süre dışarı çıkmam gerekiyor.

I need to go out for a while.

Ben asla geceleri dışarı çıkmam.

I never go out at night.

Ben çok sık dışarı çıkmam.

I don't go out very often.

Kış boyunca dışarı asla çıkmam.

I don't go outside during winter.

Yağmur yağıyorsa bu gece dışarı çıkmam.

If it is raining, I won't go out tonight.

Asla cep telefonum olmadan tatile çıkmam.

I never go on vacation without my cellphone.

Karanlıktan sonra neredeyse hiç dışarı çıkmam.

I almost never go out after dark.

Karanlıktan sonra tek başıma dışarı çıkmam.

I don't go out by myself after dark.

- Bu adadan çıkmalıyım.
- Bu adadan çıkmam gerekiyor.

I need to get off this island.

- Bu yerden çıkmam gerekiyor.
- Bu yerden çıkmalıyım.

I need to get out of this place.

Böyle bir günde dışarı çıkmam gerektiğini düşünmüyorum.

- I don't think I should go out on a day like this.
- I don't think that I should go out on a day like this.

Ben altıda uyanırım ama yediye kadar yataktan çıkmam.

I wake up at six, but I don't get out of bed until seven.

Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.

I never go out without buying something.

Dışarı çıkmam, onun peşinde koşmam lazım. Başarı da öyle.

I have to go out and run after it. Success is the same.

- O saatte dışarı çıkmam yasak.
- Eve dönme saatim geçmiş.

It's past my curfew.

Ben genellikle diğer insanları görmek istediğim için evden dışarı çıkmam.

I don't generally go out of the house to want to see other people.

- Pazartesi günleri genellikle alışverişe çıkmam.
- Pazartesi günleri genellikle alışverişe gitmem.

I don't usually go shopping on Mondays.