Translation of "Lazım" in English

0.015 sec.

Examples of using "Lazım" in a sentence and their english translations:

İmzalamam lazım.

I've got to sign off.

Uzaklaşman lazım.

You need to move away.

Uyumam lazım.

- I have to go to sleep.
- I have to go to bed.

Dönmen lazım.

You've got to come back.

Lazım değilsiniz.

You aren't needed.

İnternet lazım.

I need Internet.

Kovulmam lazım.

I should be fired.

Hazırlanmam lazım.

I need to get ready.

Aksiyon lazım!

Action is needed!

“Düzenlemeleri yapmamız lazım.

"We must make arrangements.

Bunu değiştirmemiz lazım.

We need to change that.

Kibirlenmeden hırslanmamız lazım.

We need ambition without arrogance.

Fakat konuşabilmemiz lazım

but we need to be able to talk about it,

Geleceğimizi kurtarmamız lazım

We have to save our future

Gerçeği bilmemiz lazım.

we have to know the truth.

Yazıcıya kağıt lazım.

The printer needs paper.

Tom'u uyarmamız lazım.

- We have to warn Tom.
- We must warn Tom.
- We've got to go warn Tom.

Bana güvenmen lazım.

I just need you to trust me.

Bebeği yatırmam lazım.

I have to put the baby to bed.

Aspirin almam lazım.

I just need some aspirin.

Eve gelmen lazım.

You need to come home.

Tom'dan kurtulmamız lazım.

- We must get rid of Tom.
- We have to get rid of Tom.

Para lazım mı?

Is money needed?

Kime inanmamız lazım?

Who should we believe?

Saçımı kestirmem lazım.

- I need a haircut.
- I need to get my hair cut.

İyice dinlenmen lazım.

It is necessary that you take a good rest.

Çanta lazım mı?

Do you need a bag?

Senin gitmen lazım.

You should get going.

Bunu denemen lazım.

You've got to try it.

Şimdi gelmen lazım.

You have to come now.

Bunu durdurman lazım.

You've got to stop this.

Onları görmen lazım.

You have to see them.

Temkinli olmamız lazım.

We need to be cautious.

Tom'u bulmam lazım.

I must find Tom.

Tom'u bulman lazım.

You have to find Tom.

Bana bant lazım.

I need the tape.

Bunu düzeltmem lazım.

I have to fix this.

Öyle yapmamanız lazım.

You shouldn't do that.

Buradan çıkmam lazım.

I needed to get out there.

Bunu görmen lazım.

- You have to see this.
- You need to see this.
- You have to see it.

Ona alışmam lazım.

- I need to get used to it.
- I need to get accustomed to it.

- Kaçman lazım.
- Kaçmalısın.

You must escape.

Onu aramam lazım.

I have to call her.

Evimi satmam lazım.

I need to sell my house.

Banyo yapmam lazım.

I need to take a bath.

Yatağımı yapmam lazım.

I need to make my bed.

Uyumaya gitmem lazım.

I should go to sleep.

Tek gitmem lazım.

I need to go alone.

Filmi seyretmen lazım.

You need to watch the movie.

Evimi temizlemem lazım.

I need to clean my house.

Ona merdiven lazım.

- He needs a ladder.
- He needs the ladder.

Doktora gitmen lazım.

You have to go to the doctor.

Antibiyotik almanız lazım.

You have to take antibiotics.

- Bana fosforlu kalem lazım.
- Bana tahta kalemi lazım.

I need a marker.

Bunun üzerine düşünmemiz lazım.

We should think about this.

Bizim umuttan bahsetmemiz lazım.

We need to talk about hope.

Renklerini yorumlamayı öğrenmek lazım.

One has to learn to identify colors.

Bize bu lazım değil

we don't need this

Onu tekrar görmem lazım.

I need to see him again.

Kanıtları yok etmemiz lazım.

We must destroy the evidence.

Oğlana bahşiş bırakmak lazım.

We must leave a tip for the waiter.

Seçimlerde iyi oylamak lazım.

You must certainly vote in the elections.

Profil resmimi değiştirmem lazım.

I have to change my profile picture.

Benim işe odaklanmam lazım.

I need to focus on work.

Sana lazım olanı yapacaksın.

You will do what is required of you.

Onun lazım olacağını sanmıyorum.

- I don't think that's necessary.
- I don't think that'll be necessary.
- I don't think that that'll be necessary.

Gerçekten Tom'la konuşmam lazım.

I really need to talk to Tom.

Elimizden geleni yapmamız lazım.

We need to do what we can.

Kafayı vurup yatmam lazım.

I need to hit the sack.

Şimdi karar vermen lazım.

You have to decide.

Şimdi düzelmiş olması lazım.

It should be fixed now.

Şarap mı içmeniz lazım?

Do you need to drink wine?

Bana uyku hapı lazım.

I need sleeping pills.

Gerçekten biriyle konuşmam lazım.

I really need to talk with someone.

Bize birkaç dakika lazım.

We need a few minutes.

Bana doktor lazım değil.

I don't need a doctor.

Onlara bir doktor lazım.

They need a doctor.

Günahlarının bedelini ödemesi lazım.

He should atone for his sins.

Bir smokin giymen lazım.

You need to wear a tuxedo.

Tom'a biraz para lazım.

Tom needs some money.

Bana silah lazım değil.

I don't need a gun.

Bunu seninle konuşmamam lazım.

I'm not supposed to talk to you about this.

Bana bir bıçak lazım.

I need a knife.

Evimin anahtarlarını bulmam lazım.

I need to find the keys to my house.

Bunu yapmıyor olmamız lazım.

We shouldn't be doing this.

Daha iyi odaklanmamız lazım.

We need better focus.

- Kaçmamız gerekiyor.
- Kaçmamız lazım.

We need to escape.

Derse vaktinde gelmek lazım.

You should come to class on time.

Bunu gerçekten yapmaman lazım.

You really shouldn't do that.

Bir karar vermem lazım.

I need to make a decision.

Daha fazla uyumam lazım.

I have to get more sleep.

Bunu bugün yapmam lazım.

I need to do that today.