Translation of "çıkabilirsin" in English

0.003 sec.

Examples of using "çıkabilirsin" in a sentence and their english translations:

Şimdi çıkabilirsin.

You can come out now.

Tom'la çıkmak istiyorsan, çıkabilirsin.

If you want to go out with Tom, you can.

Yakında sorunla başa çıkabilirsin.

You can get over the handicap soon.

Dışarı çıkabilirsin ve avluda kaldığın sürece oynayabilirsin.

You can go out and play as long as you stay in the yard.

Erken dönmeye söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.

You can go out, as long as you promise to be back early.

Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.

You may go out only if you come back soon.

Saat 7'den önce dönmek şartı ile çıkabilirsin.

You can go out on condition that you come home by seven.

Saat 11'e kadar geri döneceğine söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.

You can go out, as long as you promise to be back by 11 o'clock.

- Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- Kısa sürede geldiğin sürece dışarı gidebilirsin.

You may go out as long as you come back soon.