Translation of "Çerçeve" in English

Çerçeve şimdi duvarda.

The picture is on the wall now.

Veya destekleyici çerçeve sunmalıyız.

for each climate threat we mention.

Bantla bir çerçeve yaptılar.

They made a frame with tape.

Çerçeve kumlanmak ve verniklenmek zorunda.

The frame has to be sanded and varnished.

Ben resim için bir deri çerçeve satın aldım.

I bought a leather frame for the picture.

Ne istediğine dair onlara genel bir çerçeve çizdi.

He gave them a general idea of what he wanted.

Bob portreyi hoş bir çerçeve ile çerçeveledi fakat o tepetaklak olmuştu.

Bob mounted the portrait in a fancy frame, but it was upside down.

Bilim adamları hesaplamalarını yapmak için bir IBM ana çerçeve bilgisayarı kullandı.

The scientists used an IBM mainframe computer to make their calculations.

"Bu tabloyu seviyor musun?" "Evet, ama çerçeve resimden daha pahalı sanırım. Onu nereden satın aldın?

"Do you like this painting?" "Yes, but I think the frame is more expensive than the picture. Where did you buy it?"