Translation of "Fakat" in Korean

0.013 sec.

Examples of using "Fakat" in a sentence and their korean translations:

Fakat...

하지만...

Fakat asla dönmedik.

결국 그러진 못했어요.

fakat kontrasepsiyon kullanmıyor.

피임은 안한다고 해요.

fakat bilmelisiniz ki

그런데 중요한 건,

Fakat hava soğumaktadır.

‎그러나 기온이 떨어지고 있습니다

fakat konuşabilmemiz lazım

정치에 대해 대화할 필요가 있습니다.

fakat bunları konuşmamız gerek

하지만 논의가 필요합니다.

Fakat hiç paramız yoktu

하지만 우리는 돈이 없었습니다.

Fakat bu doğru değil.

사실이 아니죠.

fakat müzikten ötürü odaklanamıyor.

하지만 음악 때문에 집중할 수가 없죠.

Fakat yayılacağını akıl edemediler.

하지만, 그들은 이를 짐작하지 못했고,

Fakat pek yüz bulamıyor.

‎하지만 외면당하고 마는군요

Fakat fillerin imdat çağrıları...

‎그러나 코끼리의 구원 요청은

fakat rol yapmaktan yoruldum.

하지만 저는 "척"하는데 지쳤습니다.

Fakat işsizlik oranının ¼ olduğu,

그러나 대공황 최악의 해만큼 나쁘지는 않았습니다.

Fakat çoğunlukla yalnız başınaydınız.

그러나 대부분의 경우, 당신은 혼자였습니다.

Fakat, herhangi birşey yanlış gittiğinde,

하지만 무언가 잘못되면,

Fakat,bunu gerçekten nasıl yapacağız?

하지만 실제로 어떻게 하죠?

Fakat bütün kültürler öyle değil.

하지만 모든 문화가 그런 것은 아닙니다.

Fakat burada sizlere anlatmak istediğim,

하지만 제가 말씀드린 이유는

Fakat bunun doğru olmadığını biliyoruz.

하지만 이 주장은 사실이 아닙니다.

Fakat gördüğümüz şey bu değil.

하지만 그건 사실이 아닙니다.

fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.

사실 몸 속 깊이 뻗어

Fakat siz bunu zaten biliyorsunuz.

하지만 이미 알고 있습니다.

fakat herhangi bir çekicilik görmüyorum.

그런데 전혀 먹히지 않는 것 같더라고요.

Fakat birlikte çalışarak bunu düzeltebiliriz.

하지만 함께 노력하면 바로잡을 수 있습니다.

Fakat gerçek uzmanlık bulguda bulunur.

하지만 진정한 전문지식은 증거로 대변됩니다.

Fakat bu sizi güvende tutmaz

하지만 그렇다고 해서 완전하게 보호받을 수는 없습니다.

Fakat bir buçuk yıl önce

하지만 일 년 반 전,

Fakat bu duyarsızlığın bedelini ödeyemeyiz

하지만 이런 태도는 인정할 수 없습니다.

Fakat yaşamdaki muazzam çeşitliliğe rağmen...

‎하지만 대단히 다양한 생명의 ‎터전임에도 불구하고

Fakat sürü, tehlike kokusu alıyor.

‎대신 과나코 무리는 ‎냄새로 위험을 알아차리죠

Fakat güneşin fazlası da öldürebilir.

‎그러나 너무 강한 태양은 ‎치명적입니다

Fakat Hollywood beni öyle görüyor

하지만 그게 할리우드가 보는 제 모습이었습니다.

Fakat İmparator savaşsız pes etmeyecekti.

하지만 황제는 싸움 없이 무너지진 않을 상대였다.

Fakat TiVo ticari bir başarısızlıktır.

하지만 티보는 상업 광고의 대실패작이에요.

Fakat bu her zaman doğru değil

하지만 이게 항상 사실은 아니죠.

fakat lisans ders içeriklerinin gereksinimleri yetersiz,

정식 학부과정에는 좀 부족 합니다.

Fakat Darwin'in mektubundan 100 yıl sonra,

하지만 다윈의 편지로 부터 100년 후

Fakat bunun için gereken iğne yoktu.

그런데 수술에 필요한 바늘이 없었어요.

Fakat Venezuela'daki insanların ihtiyacı olan bu

베네수엘라 국민들에겐 정말 필요한 것이고

Fakat bizim durumumuzda, bu gerçekten oldu.

그러던 어느날, 저희는 마침내 한 번의 결실을 얻었습니다.

Fakat yaptığımız şey, aslında cinselliği küçümsemek.

결국 성을 비하하는 결과를 낳고 맙니다.

Fakat bunu mümkün kılmamız gerektiğini biliyoruz,

용기를 내 그렇게 해야 합니다.

Fakat bu bana bir şey öğretti.

제겐 큰 교훈이었어요.

Fakat ben ''insancıl teknoloji'' ifadesini duyunca

"인도적 기술"이란 표현을 듣게되면

Fakat bu her büyük kararda uygulanmalı.

하지만 이런 사고는 다른 모든 중요한 결정에도 필요합니다.

Fakat bu filtreler de hata yapabiliyor.

하지만 이런 필터들도 실수를 합니다.

Fakat bu, çocuğunuzun hayallerine hizmet etmiyor.

이 기술은 아이들의 상상력을 책임지지 않습니다.

Fakat sporlar çok oyunculu olmak üzere

스포츠는 멀티플레이어의 길로 들어서고 있습니다.

Fakat aslında, yapmaları gereken de budur.

하지만 아기들은 그렇게 해야만 하죠.

Fakat yapabileceğiniz en iyi şey bu.

그러나 그게 여러분이 할 수 있는 최선입니다.

Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.

하지만 전 그때 이미 스페인어를 유창하게 말할 수 있었어요.

Fakat; iyilik yapmaya, hatalarımızı geçmişte bırakmaya,

하지만 선을 행하려는,

Fakat bu sürü pek başarılı değil.

‎하지만 이 사자 무리는 ‎아직 어려움을 겪고 있습니다

Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.

‎하지만 목표를 잘 고르려면 ‎경험이 필요하죠

Fakat avcının inanılmaz bir kabiliyeti var.

‎하지만 헌츠먼거미는 ‎놀라운 능력이 있습니다

Fakat bu, çok büyük enerji tüketiyor.

‎대신 에너지 소모가 엄청나죠

Fakat morötesi spektrumu görebilen böcekler için...

‎하지만 적외선 범위를 볼 수 있는 ‎벌레들에게는

Fakat daha tecrübeli erkekler yolunu kesiyor.

‎그러나 노련한 수컷이 ‎가로막습니다

Fakat buradaki tek avcılar foklar değil.

‎그러나 이곳엔 물개 말고도 ‎다른 사냥꾼이 있습니다

Fakat yer kavgası asla son bulmayacak.

‎그러나 영역 싸움은 ‎영원히 끝나지 않을 것입니다

Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.

‎그러나 이제 그들의 길은 ‎막혀버렸습니다

fakat insanlar buna alışıyor ve sonra

그러다 보니 사람들은 그것에 길들여 지고

fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,

하지만 이 헬리콥터를 타고 물이 대양으로 향하는 방향을 따라

Fakat aynı zamanda Lauran'ı da tanıyorum.

하지만 전 로란을 잘 알거든요.

Fakat Kutuzov hala Kaluga yolunu tıkıyordu.

쿠투조프는 이제 나폴레옹과 칼루가 사이에 있었다.

Fakat sınırlamalar başladığında ve şirketler kapandığında,

하지만 제재가 시작되면서, 사업체들이 문을 닫았습니다.

Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler.

그들은 우리에게 영감을 불어 넣습니다.

Fakat sömürgecilik öncesi Filipin kadınlarının asıl gücü,

하지만 이 식민지 전 사회의 필리핀 여성에게 있어서 힘의 열쇠는

Fakat gıda üretimindeki en yeni buluşlardan biri;

하지만 더 최근에 이루어진 식량 생산의 혁신 중 하나는

fakat hepsi 45 derece hareket yönüne bakıyor.

모두들 자신이 움직이는 방향의 45도쯤을 바라보며 가는 겁니다.

Fakat eğer bisiklet sürebiliyorsanız yanıtları zaten biliyorsunuz.

하지만 자전거를 타는 사람이면 질문에 대한 답을 이미 알고 있죠.

Fakat doğru koşullar altında o anıyı düzenleyebiliriz.

적절한 조건 하에 기억을 편집할 수도 있습니다.

Fakat sessizlik, bugünlerde oldukça nadir bir şey

하지만 요즘은 침묵을 찾기가 쉽지 않습니다.

fakat "birini yap" kısmı neredeyse hiç olmamıştı.

직접 하는 것은 별로 가능하지 않았습니다.

fakat işe doğru şeye odaklanarak başlamamız lazım.

단, 초점을 제대로 잡고 시작해야 해요.

Fakat ilk önce size bir hastamdan bahsedeyim.

그전에, 제 환자 한 분의 이야기를 시작할까 합니다.

fakat şimdiden yüz milyonlarca insan evlerinden izliyorlar

수백만의 사람들은 집에서 지켜보기 만 할 뿐입니다.

Fakat yapay zekâ çağı keşifleri devam etti

그러나 AI 발견은 계속되어 갔습니다.

Fakat aynı zamanda, destek ve güç vermek

그러나 그는 또한

Fakat gergedan ne yapacağını anlıyor, dönüp saldırıyor.

그러나 코뿔소는 남성의 움직임을 읽고 방향을 틀죠

Fakat bu kalın derili, bir tonluk tanklar...

‎하지만 이 두꺼운 피부의 ‎1t짜리 탱크는...

Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.

‎하지만 보름달 아래에서도 ‎행운은 갑자기 찾아옵니다

Fakat orman faresinin böyle bir seçeneği yok.

‎하지만 숲쥐는 그럴 수가 없습니다

Fakat buzun içinde saklanan başkaları da var.

‎하지만 얼음 아래 ‎다른 녀석들이 숨어있습니다

Fakat bu minik canavarlar genelde birbirlerini avlar.

‎하지만 이 작은 괴물들은 ‎많은 경우 서로를 사냥합니다

Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.

‎그러나 낮게 뜬 태양에 ‎물개의 실루엣이 드러납니다

fakat bunu sağlayabilecek yasa ve çözümler için

이들은 축적이 되어 정책과 같은 상위 해결책으로 나아가기 위한

Fakat ırk ayrımcılığı artık en belirgin formunda

하지만 인종 차별은 가장 두드러진 문제고

Fakat gittiğim yetimhanelerden biri, son derece fakirdi.

그 중 하나는 지독하게 가난한 고아원이었습니다.

Fakat, şükürler olsun ki bir çözüm var.

하지만 다행히 해결책은 존재합니다.

Fakat renk, ulusal kimlik ifadesinin yanı sıra,

하지만 국가 정체성에 대한 성명서뿐만 아니라

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

하지만 현실은 더 복잡하고 어렵습니다.

Fakat bunun her zaman böyle olmadığını da öğrendim.

하지만 또 늘 그렇지만도 않다는 걸 깨달았습니다.

fakat doğadaki her şey gibi bir yere sahiptir.

자연의 모든 생명체처럼 자신만의 자리가 있죠

Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,

제가 하는 일 가운데 제가 가장 좋아하는 점은

Fakat stres seviyesini orta derece strese, yoğun strese,

그러나 '어느 정도의 스트레스'나 '심한 스트레스',