Translation of "Verebilecek" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Verebilecek" in a sentence and their arabic translations:

Sonrasında olacaklara karar verebilecek dört ilk adım.

أربع خطوات أولى تقرر كل شيء يمكن أن يحدث بعد ذلك.

Davanıza zarar verebilecek bir şey söylemenizi istemiyorum."

لا أريدك أن تقول شيئاً قد يسئ إلى قضيتك."

- Kendi kararlarımı verebilecek yaştayım.
- Kendi kararlarımı alacak kadar büyüdüm.

أنا نضج كفايةً لأتّخذ قراراتي الخاصّة.

Dima " Bekle," "Ben, bana biraz borç verebilecek birini biliyorum." dedi.

قال ديما، مخرجًا هاتفه: "انتظري، أعرف من يستطيع أن يسلفني بعض المال".

Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.

‫يقول أخصائي الفولكلور "جوناثان يونغ"‬ ‫إن الشيء الوحيد الذي كان يمكنه أن يؤذيها‬ ‫هو سلاح وضع عليه لعاب بشري.‬