Translation of "Istemiyorum" in Arabic

0.038 sec.

Examples of using "Istemiyorum" in a sentence and their arabic translations:

Ben istemiyorum.

أنا لا أريد.

Onları istemiyorum.

- لا أريدهم.
- لا أريدهنّ.

Çalışmak istemiyorum.

لا أريد العمل.

Et istemiyorum.

لا أريد لحما.

Yakılmak istemiyorum.

لا أريد أن تحرق جثتي.

Uyumak istemiyorum.

لا أريد النوم

Anlamanı istemiyorum

لا أريدك أن تفهم.

Bitirmemizi istemiyorum.

لا أريد أن تنتهي علاقتنا.

Ayrılmamızı istemiyorum.

لا أريد أن ننفصل.

Gitmek istemiyorum.

لا أريد الرحيل

- Ben okula gitmek istemiyorum.
- Okula gitmek istemiyorum.

لا أريد أن أذهب إلى المدرسة.

- O filmi görmek istemiyorum.
- O filmi izlemek istemiyorum.
- O filmi seyretmek istemiyorum.

لا أريد مشاهدة ذلك الفيلم

Helikopteri kaçırmak istemiyorum!

‫لا أريد أن تضيع مني المروحية!‬

Üstüne basmak istemiyorum.

‫لا أريد أن أطأها.‬

''İzleyiciler'' demek istemiyorum,

لا أرغب أن أقول، "الجمهور"،

İngilizce öğrenmek istemiyorum.

لا أريد تعلم الإنجليزية.

Fakat ben istemiyorum.

لكن لا أريد

Okula gitmek istemiyorum.

- لا أريد أن أذهب إلى المدرسة.
- لا أريدُ الذّهابَ الى المدرسة.

Burada kalmak istemiyorum.

لا أريد البقاء هنا.

Yalnız olmanı istemiyorum.

- لا أريد البقاء وحيدا.
- لا أريد البقاء لوحدي.

Artık onu istemiyorum.

لم أعد أريدها.

Aptalca görünmek istemiyorum.

- لا أريد أن أبدو غبيّا.
- لا أريد أن أبدو سخيفا.

Evliliğimizi sonlandırmak istemiyorum.

لا أريد أن ينتهي زواجنا.

Onu görmek istemiyorum.

لا أريد أن أراه.

Beni unutmanı istemiyorum.

لا أريدك أن تنساني.

Ama ölümsüz olmak istemiyorum.

ولكن لا أرغب لأن أُخلد.

Aslında bunu istemiyorum bile,

في الحقيقة، لا أرغبُ بذلك،

Hiçbir şey okumak istemiyorum.

لا أريد قراءة أي شيء.

Bu cümleyi çevirmek istemiyorum.

لا أريد أن أترجم هذه الجملة.

Piyano çalmayı bırakmanı istemiyorum.

لا أريدك أن تتخلى عن البيانو.

Çocuğum hakkında konuşmak istemiyorum.

أنا لا أريد أن أتحدث عن طفلي.

Bu anı unutmak istemiyorum.

لا أريد أن أنسى هذه اللّحظة.

Alışverişe yalnız gitmek istemiyorum.

لا أريد التّسوّق بمفردي.

Onu hiç görmek istemiyorum.

لا أريد أن أراه بعد الآن.

Onun gerçeği bilmesini istemiyorum.

لا أريده أن يعلم الحقيقة.

Onunla ilgili düşünmek istemiyorum.

لا أريد التّفكير فيه.

Bu şekilde konuşmanı istemiyorum.

لا أريد أن تتكلم بهذه الطريقة.

- Seni bir daha görmek istemiyorum.
- Seni bir daha asla görmek istemiyorum.

لا أريد رؤيتك مرّة ثانية

Sizi fotoğraf çekmekten vazgeçirmek istemiyorum.

أنا لا أحاول تثبيطك عن التقاط الصور.

Kimsenin akıllı olmadığımı düşünmesini istemiyorum.

لا أريد أحداً أن يعتقد أنني لست ذكياً.

Artık üstesinden gelmek de istemiyorum.

ولكنّني لم أعُد أرغب في التغلُّب عليها بعد الآن.

Realistik bir sahne göstermek istemiyorum.

وما أردته هو ليس عرض مشهد واقعي.

Şimdi bunun hakkında konuşmak istemiyorum.

لا أريد أن أتحدث بشأن هذا الآن.

O kadar uzun beklemek istemiyorum.

لا أريد أن أنتظر هذا أطول.

Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.

لا أريد أن أعمل في ظل هذه الظروف.

Bir turist gibi görünmek istemiyorum.

لا ارغب ان ابدو كسائح .

Bu sırrın ifşa edilmesini istemiyorum.

لا أريد لهذا السر أن ينكشف.

Şu anda Tom'la konuşmak istemiyorum.

أنا لا أريد أن أتحدث إلى توم الآن.

Tam zamanlı bir iş istemiyorum.

لا أريد وظيفة بدوام كامل.

Sorunları daha da kötüleştirmek istemiyorum.

لا أريد أن يسوء الأمر أكثر من هذا.

- Seni kaybetmek istemem.
- Seni kaybetmek istemiyorum.
- Sizi kaybetmek istemem.
- Sizi kaybetmek istemiyorum.

- لا أريد أن أخسركَ.
- لا أريد أن أخسرَكِ.
- لا أريد خسارتكَ.

Anlıyorum ama hata yapıldığını duymak istemiyorum.

أتفهّم، ولا أريد أن أسمع عن الأخطاء.

Kimsenin aşırı stresli olduğumu bilmesini istemiyorum.

لا أريد أحداً أن يعرف أنني متوترٌ للغاية من ذلك.

Burada oyalanmak istemiyorum. Aşağı inmek istiyorum.

‫لا أريد البقاء هنا.‬ ‫أريد الهبوط.‬

çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.

لأنني لا أريد فقط أن أكون الرجل الطيب.

Herhangi bir yanlış anlama olmasını istemiyorum.

أنا لا أريد أن يكون هناك أي سوء فهم.

Onun hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum.

لا أريد أن أتكلّم عنه.

Üzgünüm ama o konuda konuşmak istemiyorum.

المعذرة، لا أريد التحدث عن الموضوع.

Onun için onun işini yapmak istemiyorum.

لا أريد القيام بعمله نيابة عنه.

Sadece üzüleceğin bir şey yapmanı istemiyorum.

غايتي هي ألا تفعل ما تندم عليه.

Seninle konuşmak istemiyorum çünkü kalbimi kırdın.

أنا لا أريد أن أتحدث إليك ،لأنك كسرت قلبي.

Neden geç kaldığımı onları söylemek istemiyorum.

لا أريد أن أخبرهم عن سبب تأخّري.

Insanların benim adıma kötü hissetmesini istemiyorum.

أنا لا أريد أن يشعر الناس بالسوء من أجلي.

Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

‫لا أريد أن أشيح ببصري عن هذه الأفعى.‬ ‫يمكنك أن ترى أنها تتلوى‬

Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

‫لا أريد أن أشيح ببصري عن هذه الأفعى.‬ ‫يمكنك أن ترى أنها تتلوى‬

Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.

ولكني لن أتحدث اليوم عن ما يجعل حياتي صعبة.

Tamam, bunun üzerinde oyalanmak istemiyorum. Karşıya geçmeliyim.

‫لا أريد أن أتعلق بهذا. ‬ ‫أحتاج إلى العبور للجهة الأخرى.‬

Davanıza zarar verebilecek bir şey söylemenizi istemiyorum."

لا أريدك أن تقول شيئاً قد يسئ إلى قضيتك."

Bunun hakkında bir sözcük daha duymak istemiyorum.

لا أُريد أن أسمع كلمة أُخرىَ عن هذا!

Kimsenin benim parayla çok güvensiz olduğumu bilmesini istemiyorum.

لا أريد أحداً أن يعرف أنني قلق بشأن وضعي المالي.

Ben topal olmak istemiyorum. Ben klas olmak istiyorum.

لا أريد أن أكون ثقيلَ الظِّل، أريد أن أكون رائعًا!!

Bu güzel bir yer ama burada yaşamak istemiyorum.

- هذا مكان لطيف، ولكني لا أريد أن أعيش في هنا.
- هذا المقام حلو، ولكني لا أريد ان أسكن في هنا.

Yani olayları anlatırsam isimler ayyuka çıkacak anlatmak istemiyorum ama

أعني ، إذا أخبرت عن الأحداث ، ستظهر الأسماء ، لا أريد أن أقول ، ولكن

Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

‫ربما يكون هذا اختياراً ذكياً‬ ‫لا أريد أن أشيح ببصري عن هذه الأفعى.‬ ‫يمكنك أن ترى أنها تتلوى‬

Ben cennete gitmek istiyorum ama oraya gitmek için ölmek istemiyorum!

أنا أريد أن أذهب إلي الجنة, ولكن لا أريد أن أموت للوصول إلى هناك!