Translation of "Bana" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Bana" in a sentence and their arabic translations:

- Söyle bana.
- Bana söyle!
- Söyle bana!

أخبرني

Ve bana,

ومن ثمَ، قالت لي:

Dokun bana

المسيني

Bunu bana

هي قالت لي هذا

Bana dokunma!

لا تلمسني.

Bana bak.

- انظر إليّ.
- انظر إلي

Bana bağırma.

لا تصرخ في وجهي.

Bana bakma.

لا تنظر إلي!

Bana katılmalısın.

يجب عليك الانضمام لي.

Bana bakma!

لا تنظر إلي!

Bana gel.

تعال إلي

Bana söyleyebilirdin.

- من الممكن أن تكون قد أخبرتني.
- لربما قد سبق و قلت لي ذلك.

Bana güvenebilirsiniz.

بإمكانك الإعتماد عليّ.

Bana vurdun.

لقد ضربتني.

- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.

- أعطني الكتاب.
- أعطني الكتاب

- Onu bana getir.
- Onu bana getirin!

أحضره إلي.

- O, bana sarıldı.
- O bana sarıldı.

لقد عانقني.

- Bana gerçeği söyle.
- Bana gerçeği anlat.

أخبرني الحقيقة.

- Bana su ver!
- Bana su verin!

أعطني الماء

- O, "bana güven" dedi.
- "Bana güven." dedi.

قال: ثق بي.

- Bana yardım eder misin?
- Bana yardım edecek misin?
- Bana yardım edecek misiniz?

هل ستساعدني؟

bana mesaj attı.

رسالة نصية طويلة.

Herkes bana bakıyordu.

والجميع يحدق في وجهي.

bana tanı koyulduğunda

عندما علمت تشخيص مرضي،

Bana öylece baktı.

نظر إليّ

Ayrıca gençler bana

أخبرني الشباب أيضاً

Çünkü bana göre

لأنه بالنسبة لي،

bana doğru gelmedi.

لم يكن صحيحًا بالنسبة إلّي.

Herkes bana güldü.

ضحك الجميع عليّ.

Kalemi bana iletin.

ناولني القلم.

Niçin bana inanmadın?

لمَ لم تصدقني؟

O bana kızgın.

إنهُ غاضب معي.

Bana günlük ödeniyor.

- أنا أُأجر باليوم.
- أنا أتقاضى أجرة يومية.

Bana kitabını ver.

أعطني كتابك.

Bana ondan bahset.

احكِ لي عنه .

Bana anahtarı ver.

أعطني المفتاح.

Bana söz verdin.

لقد وعدتني.

Bana Tom diyebilirsin.

- أنتَ يمكنكَ أن تناديني توم.
- أنتِ يمكنكِ أن تناديني توم.

Bana ihanet ettin.

- لقد خنتني.
- لقد خنتيني.

Bana kötü davrandı.

إنهم عاملوني بسوء.

Onu bana gösterdi.

- إنهُ اظهرها علي.
- إنهُ بينها لي.

Bana ondan bahsettiler.

أخبروني عنه.

Bana vurmayı kes!

- توقف عن ضربي.
- توقفي عن ضربي.

Dimitris bana küfrediyor.

دمتريوس يشتمني!

Gerisini bana bırak.

اترك الباقي لي.

Bana şans dile!

تمنى لي التوفيق.

Babam bana kızgın.

أبي غاضب معي.

Bana kaşık verin.

أعطني الملعقة.

Bana cevap ver.

أجبني.

Onu bana getir.

أحضرها إلي.

Bana inanmadığını biliyorum.

أعلم بأنك لا تصدقني.

Bana güvenmeni istiyorum.

أريد منك أن تثق بي .

Bana hatırlatmazsan unuturum.

إن لم تذكّرني، فسأنسى.

Bana ne verdin?

ماذا أعطيتني؟

Onu bana getirin.

أحضرها لي.

Lütfen bana bak.

انظر إليّ من فضلك.

Bana yardım edeceksin.

- أنت ستساعدني!
- أنت ستساعديني!

Neden bana sordun?

لم سألتني؟

Bana iftira etmeyin.

لا تقذفني.

Bana yardım et.

- النجدة! ساعدني!
- ساعدوني

Onu bana bırak.

دع الأمر لي.

Bana gülüyor musun?

هل تضحك علي؟

Bana ders vermeyeceksin.

لا تقدّم لي دروسا.

Fadıl bana vuracak.

سيضربني فاضل.

Onu bana söylemedin.

لم تخبرني بهذا الأمر.

Şimdi bana borçlusun.

الآن انت مدينن لي

- Gözlerin bana yıldızları hatırlatıyor.
- Gözleriniz bana yıldızları hatırlatıyor.

عيناك تذكرانني بالنجوم.

- Bana kim yardım edecek?
- Kim bana yardımcı olabilir?

من سيساعدني؟

- Kimse bana yardımcı olamaz.
- Kimse bana yardım edemez.

لا يستطيع أحدٌ مساعدتي.

- Sadece sen bana birini andırdın.
- Bana birisini hatırlattın.

لقد ذكرّتني بأحدهم.

- Onlar bana Bob diyorlar.
- Onlar bana Bob derler.

- إسمي بوب.
- أُدعى بوب.

- Lütfen bana bir sandalye al.
- Lütfen bana bir sandalye getir.
- Bana bir sandalye getirin lütfen.

أحضر لي كرسياً من فضلك.

O bana gerçek güzelliğin

لقد أخبرتني وعلمتني

Sadece durup bana baktılar.

إلا أنهم حدقوا بي فحسب.

Billy'nin bana intihar girişimini

شعرت بالفخر لأن بيلي استطاع أن يتحدث إلي

Bana her tartışmamızın sonunda

تجيبني نفس الإجابة

bana bir kitap verdiler,

أعطوني كتاباً.

bana yaşattığı adrenalin muhteşemdi.

لقد كان الحماس الذي قدمه لي سباق السيارات لا يوصف.

Bana kahkahalarla güldüklerini görüyorum.

أراهم يضحكون علي.

Bana benziyor." diye düşündü.

إنّه يشبهني."

Bana dedi ki: "Mo...

فقالت لي: "محمد ...

Böylece sıra bana geldiğinde

لذا عندما يأتي دوري

Mektubunda bana şöyle yazmıştı,

في خطابه إليّ، كتب لي،

Bana etrafı gezdirip gösterdi.

عرض أن يصطحبني في الجوار ويريني إياه.

Bazıları bana dedi ki

قالوا لي:

bana otizm teşhisi kondu.

تم تشخيصي رسميا بالتوحد.

Ve bana şunları söylediler:

وإليكم ما قد أخبروني به،

Ama orada insanlar bana,

ولكن هناك أشخاص سألوني،

Savunmamda bana ilham verdi.

كما لو كانت حريتي.

''Duygum bana ne söylüyor?''

"بماذا تخبرني مشاعري؟"

"Bana fosfor ver." der.

"يجب أن تعطيني الفوسفور."

Erkek olacağım bana söylendi.

أنه ينبغي أن أكبر لأكون رجلًا.

bana tekrar mesaj gönderdi.

أرسل لي مرة أخرى.

Soyun ve bana gösterin!

تجريدهم وتبين لهم لي!

Umarım bana katılmaya isteklisinizdir,

وآملُ أن تتفقوا معي في ذلك وتخوضوه معي،

Bana bir ziyaretçi olmamayı,

‫ما علمتني إياه هو الشعور بأنني...‬