Translation of "Olduğum" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Olduğum" in a sentence and their arabic translations:

Işsiz olduğum için,

لكوني عاطلة عن العمل،

- Sahip olduğum her şey bunlar.
- Tüm sahip olduğum bunlar.

هؤلاء كل ما لدي

Sadece sahip olduğum sürece,

للحظة فقط

O aşık olduğum yerde

في المكان الذي أعشق،

Bugün olduğum kişi olmazdım.

ما كنت لأكون من أنا عليه اليوم.

Tüm sahip olduğum budur.

هذا كل ما لدي

Üniversiteden mezun olduğum zaman,

عندما تخرجت من الجامعة.

Sizin için sahip olduğum şey.

ما أحمله لكم.

Benim bihaber olduğum neyi biliyorlar?

ما الذي يعرفونه وأجهله أنا؟

Sahip olduğum her şeyi depoladım,

وضعت كل شيء أقتنيه في الخزانة،

Olduğum gibi yerin içine gireceğim

سأدفنُ تحت الأرض كما أنا،

Sahip olduğum her şey odur.

هذا كل ما لدي

Söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.

اسمع لما عندي ان اقول.

Benim haklı olduğum ortaya çıktı.

تبيّن في النهاية أنّني كنت على حق.

Yorgun olduğum için şekerleme yaptım.

كما كنت متعبة، اخذت غفوة.

Kızgın olduğum kişi erkek kardeşimdir.

الشخص الّذي أنا غاضبٌ عليه هو أخي

Bu sahip olduğum tek kameradır.

هذه هي الكاميرا الوحيدة لدي.

Sahip olduğum her şey kitaplardır.

كل ما لدي هو الكتب

Emin olduğum kadarıyla şarkı söylemediğimizin farkındasınızdır.

لذا أنا متأكد انكم اصبحتم تعرفون أننا لا نقوم بالغناء.

O gün orada şahit olduğum eşitsizliği

فكرت بعدم المساواة التي رأيتها ذلك اليوم

Tasarlamadığım ama şahit olduğum son gösterisinde

وفي آخر عروضه التي شهدتها ولكن لم أصممها،

Muhafazakârlarla geçinebilen bir liberal olduğum için

ولكن كلما زاد عدد الأشخاص الذين بدأوا مدحني

Şu anda bildiğim şey, kararlı olduğum.

‫ما أعرفه الآن هو أنني ملتزم بخياري.‬

Benim sabit fikirli olduğum şey ise

ومنحى التفكير الوحيد الذي يشغلني

Sahip olduğum tüm parayı ona verdim.

أعطيته كل ما كان عندي من المال.

Sahip olduğum bütün parayı ona verdim.

أعطيتها كل المال الذي أملكه.

Bugün Müslüman olduğum için çok memnunum.

أنا شكور كثيرا لكوني مسلما اليوم.

Bu yüzden küçük bir kız olduğum zamanı

ما يجعلني أعود بذاكرتي عندما كنت فتاة صغيرة،

Sahip olduğum güçten veya gelirden vazgeçmek istemememdi.

هو أني لم أرد أن أتنازل عن سلطتي أو دخلي.

Beni o gün olduğum yere getiren teknolojinin

فكرت مره اخرى في تطوير التكنولوجيا

Hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,

بأنّي أنا محظوظة لأن أبقى على قيد الحياة،

Gerçekliğe aşık olduğum o an bilmeliydim ki

كان عليّ أن أعرف أنه في لحظة وقوعي في حب الواقع.

Çok meşgul olduğum için mektubuna cevap vermedim.

لم أجب على رسالتك بسبب انشغالي.

Sahip olduğum her şey bu. Al onu.

هذا كل ما عندي. خذه.

Bunu yapma nedenim ise sahip olduğum süper güç.

والسبب الذي دفعني إلى ذلك هو قوتي الخارقة،

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

أُدرك الآن، أنني في هذه الرحلة الرائعة

Ben çocuğun annesi olduğum için o benimle yaşamalı.

- لأنني أمّ الطفل عليه العيش معي.
- لأنني أمّ الطفلة عليها العيش معي.

Ayrıca en hasta olduğum zamanlardaki netlik hissini de özlemiştim.

إنني أيضًا افتقدت إحساس الوضوح الذي امتلكته أثناء أحلك فترات إعيائي.

Film kötü olmasına rağmen arkadaşlarımla olduğum için iyi geçireceğim.

بالرّغم من أنّ هذا الفيلم سيّء، سأستمتع بمشاهدته لأنّي مع أصدقائي.

"Ön yargılı olduğum birini görürsem o zaman bu karşı hareketi uyguluyorum"

درب عقلك اللاواعي مرارًا وتكرارًا عن طريق النية في الشكل،

Ya bu doğru ya da ben her zaman olduğum kadar akıllıyım

إما هذا أو أنني مازلت ذكية كما كنت،

Ben yaşlı olduğum ve her yaşlı gibi prostat sorunu yaşadığım için

بصفتي رجلاً عجوزاً، فإنّني أعاني من مشاكل في البروستات، ككلّ الرجال المسنّين،

Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum

وخطر ببالي أن هذا هو المكان الذي أنتمي إليه

- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.

عندما عدت إلى المنزل ، اكتشفت أني أضعت محفظتي.

Tıpkı sihir öğrenip kabul görene dek birkaç yıl benim de olduğum gibi.

مثلما كنت للعديد من السنوات، إلى أن تعلمت السحر وأصبحت مقبولًا.

"Fakat bütün sahip olduğum üç milyon" dedi Dima. "Ne daha çok ne daha az."

قال ديما: "لكن الثلاثة ملايين هي كل ما عندي، لا أكثر، ولا أقل".