Translation of "Kişi" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Kişi" in a sentence and their arabic translations:

2500 kişi,

2,500 شخص.

12 kişi.

يبلغ عددهم 12 رجلا.

Ardından 100 kişi daha. 100 kişi daha.

وبعدها مائة آخرين، ثم مائة غيرهم،

Ileten kişi oldu.

في وسط منظمتنا السياسية.

İmkansızı başaran kişi

الشخص الذي خلف المستحيل

Bir kişi seçin.

اختر شخصاً واحداً.

O kişi kim?

من ذلك الشخص؟

Yan 20-25 kişi civarında bilemedin 30 kişi

حوالي 20-25 شخصًا لم يعرفوا 30 شخصًا

- Sorumlu kişi sen misin?
- Yetkili kişi siz misiniz?

هل أنت الشخص المسؤول؟

Sonra 1000 kişi daha.”

ثم 1000 آخرين".

Bugün olduğum kişi olmazdım.

ما كنت لأكون من أنا عليه اليوم.

İspanya'da kazanılan tek kişi .

حصل عليها في إسبانيا.

Sınıfında kaç kişi var?

كم طالبًا في فصلك؟

Birçok kişi sırada bekliyordu.

كان الكثير من الناس ينتظرون في الطابور.

Yaklaşık 10 kişi bekliyor.

حوالي 10 أشخاص ينتظرون.

"Kaç kişi için?" "Üç."

"لكم؟" "لثلاثة".

O sessiz bir kişi.

إنها هادئة.

Mağazada kaç kişi var?

كم شخصاً يوجد في المتجر؟

Üç kişi hâlâ kayıp.

ثَلاثٓةٌ أٓشْخاصٍ لَيَزَلونَ مٓفْقُودِينْ.

Evdeki ilk kişi Fadıl'dı.

كان فاضل أوّل من وصل إلى المنزل.

Kaç kişi davet ettin?

كم شخصًا دعوت؟

Parkta kaç kişi gördün?

كم شخصًا رأيت في المنتزه؟

Biletleri ödeyen kişi Tom'dur.

توم هو الذي دفع ثمن التذاكر.

Olmak istediğim kişi bu değildi.

ولم أكن الشخص الذي أردت أن أكون.

Gördüklerimden sonra aynı kişi değildim.

لم أعد نفس الشخص أبدًا بعد ما رأيته.

Çok fazla kişi geride bırakılıyor.

ويتم التخلي عن الكثير من الأشخاص.

Bana her şeyi veren kişi.

التي منحتني كل شيء ببساطة.

Aslına bakarsanız, Vicky dediğim kişi

الحقيقة هي: أصبح واضحاً أن الشخص التي أسميها فيكي

O kişi havada yakalamaya çalışırdı

هذا الشخص سيحاول الإمساك به في الهواء

Değişim her seferinde bir kişi,

يحدثُ التغيير شخصٌ واحدٌ في كل مرة،

Sadece birkaç kişi beni anladı.

- فهمني القليل.
- كل من فهمني هم حفنة من الناس.

Gösteriye yaklaşık bin kişi katıldı.

- شارك في المظاهرة ما يقارب ألف شخص.
- قرابة الألف شاركوا في المظاهرة.

Bir milyar kişi İngilizce konuşur.

- يبلغ متحدّثي اللغة الإنجليزية مليار نسمة.
- مليار شخص يتكلمون الإنجليزية.

Ne şanslı bir kişi o!

انه شخص محظوظ

Önümde bekleyen üç kişi vardı.

كان هناك ثلاثة ينتظرون أمامي.

Onun yarasına bakan kişi odur.

هي التي اعتنت بجرحه

10. turda, toplam 56 kişi.

بعد عشرة دورات، يصبح العدد 56 شخصاً

Savaşta bir milyon kişi öldü.

مات مليون شخص في الحرب.

Birçok kişi deli olduğumu düşünür.

- يعتقد الكثيرون أني مجنون.
- معظم الناس يظنون أني مجنون.

Dünyayı kurtarabilecek tek kişi sensin.

أنت الواحد والوحيد الذي يستطيع إنقاذ العالم.

Kızgın olduğum kişi erkek kardeşimdir.

الشخص الّذي أنا غاضبٌ عليه هو أخي

Patronumun kini olduğu kişi benim.

الشخص الّذي يحمل له رئيسي الضغينة هو أنا.

Lisa'nın kin beslediği kişi Stan'dır.

الشخص الذي تحقد عليه ليزا هو ستان.

Tom bunu yapabilen tek kişi.

توم هو فقط من يمكنه فعل هذا.

Bu araba beş kişi kapasitelidir.

هذه السيارة تتسع لخمس أشخاص.

İspanya'da doğan bir kişi İspanyoldur.

من يولد في اسبانيا يكون اسبانياً .

Partinize kaç kişi davet ettiniz?

كم شخصًا دعوت إلى الحفلة؟

1920'lerde neredeyse 200 kişi ölmüş.

كما ترون في 1920 كان هناك حوالي 200

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

ذلك الشخص يحاول قراءة كتاب،

Ve birçok kişi kendi hücresinde öldü.

ويموت العديد منهم في زنازنهم.

Aranızda yaşamayan kaç kişi var acaba?

كم من الناس لا يعيشون بينكم؟

Şimdiye kadar Ay'a 12 kişi gitti

حتى الآن ذهب 12 شخصًا إلى القمر

Dionysos'un kendisinden beri geçen ilk kişi.

أول من يعبرها منذ ديونيسوس نفسه.

Eğer biri yeni, odadaki tek kişi

إذا كان أحدهم جديدًا أو الشخص الوحيد في الغرفة الذي يشبههم،

O kişi Trump! ama bir saniye

ذلك الشخص ، ترامب! لكن ثانية

Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.

الكثير من المشاهير يأتون إلى هنا.

Sadece bir kişi kazadan sağ kurtuldu.

نجا من الحادثة شخص واحد.

O kişi bir şey yapmak istemiyor.

ذاك الشخص لا يريد أن يفعل شيئا.

Bir milyon kişi savaşta hayatını kaybetti.

- مات مليون شخص في الحرب.
- مليون شخص استُشهدوا في الحرب.

Burada olmamı isteyen kişi sen misin?

هل أنت من طلب منّي أن آتي إلى هنا؟

Çoğu kişi bilgisayarların asla düşünemeyeceklerini düşünüyor.

معظم الناس يعتقدون أن أجهزة الكمبيوتر لن تكون قادرة على التفكير.

Sadece iyi bir kişi olmak istiyorum.

فَقَط أُرِيدُ أن أكُنَ شَخصاً جَيِّداً.

Tom toplantıyı kaçıran tek kişi değil.

لم يكن توم الوحيد الذي فوّت الاجتماع.

Tom ailemizde ehliyeti olmayan tek kişi.

الوحيد الذي لا يملك رخصة قيادة في عائلتنا هو توم.

Odayı paylaştığım kişi olan Tom dağınıktır.

توم، الّذي يُشاركني الغرفة فوضوي.

Tom pencereyi kıran kişi olmadığını söylüyor.

يقول توم بأنه ليس هو من كسر النافذة

Bu partiyi düzenleyen kişi sen misin?

أأنت من نظّم الحفلة؟

Bu hatayı yapan ilk kişi değilsin.

أنتَ لستَ أول من يفعل هذا الخطأ.

Garip bir kişi aniden kapıdan girdi.

دخل شخص غريب من الباب فجأة.

Sanırım o ağaçları kesen kişi Tom'du.

أظن أن قاطع تلك الأشجار كان "توم".

Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.

لدي 8,000 اسم في قائمة السماح من جميع أنحاء العالم.

Birçok kişi için, yeryüzü gözlem verileri karmaşıktır.

بالنسبة للكثير من الناس، تعتبر بيانات رصد الأرض معقدة.

Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.

‫اعتقد قليل من الناس‬ ‫أن الفهود يمكنها الصيد ليلًا.‬

Nadiren görülürler. Varlıklarını çok az kişi bilir.

‫نادرًا ما تُرى،‬ ‫قليل من الناس يعلمون بوجودها حتى.‬

Bizde Tomris Hatun diye bir kişi var

لدينا شخص اسمه تومريس هاتون

Halet Çambel Hitit hiyerogliflerinin çözülmesini sağlayan kişi

حالة جامبل الشخص الذي قام بحل الهيروغليفية الحثية

Hani bir yorumda bir kişi bahsetmişti ya

شخص مذكور في تعليق

Kişi sadece zamanda ileri ve geri ilerleyebilir

يمكن للمرء فقط التقدم والعودة في الوقت المناسب

İsa'ya karşı simetrik oturan kişi Aziz John

الشخص الذي يجلس بشكل متناظر ضد يسوع هو القديس يوحنا

Giriş ücreti bir kişi için 10 dolardır.

سعر الدخول عشرة دولارات للشخص الواحد.

O kişi, kedimin ağaç üzerinde yaşadığını düşünüyor.

ذاك الشخص يظن أن قطي يعيش على الشجرة.

Geç kalan tek iki kişi biz olamayız.

لا نستطيع أن نكون الشخصان الوحيدان المتأخران

Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.

آخِرُ شخصٍ أخبرتُه فكرتي ظنّنِيْ مجنونًا.

Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.

معظم الناس يكتبون عن حياتهم اليومية.

Yani çoğu kişi diyor ki böyle konuşacağıma

يعني معظم الناس يقولون لو أمُت يكُن أفضل

Benimle birlikte bir sürü kişi kursa katıldı.

حضر هذه الدورة معي الكثير من الأشخاص.

Tom bana Mary'nin beni sevmediğini söyleyen kişi.

توم هو اللي قال لي باللي ماري ما كانتش تحبني.

Sana bu su tabancasını veren kişi Tom'muydu?

هل توم هو من اعطاك مسدس الماء هذا ؟

Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.

نحن آسفون، الشخص الذي تحاول الاتصال به غير متوفر.

Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.

شخص اسمه ايتوه يريد مقابلتك.

Ne olduğunu gerçekten bilen tek kişi Tom'dur.

توم هو الوحيد الذي يعرف ما حصل.

Eskişehir’de bozguna uğruyoruz. 30 bin kişi askerden kaçıyor.

نمر بالانسحاب في اسكي شهير. ينصرف 30 ألف عسكري عن الجيش.

Herhangi biri var mı? Oh, birkaç kişi var.

اوه، هناك البعض.

Anna'nın kaderini yaşayacak sıradaki kişi hangimiz olacak bilemeyiz.

لا نعلم من منا سيكون التالي ليعاني مثل آنا

Pek çok kişi tarafından ruhun merkezi olarak düşünüldü,

وقد اعتبره العديدون كمستقر للروح،

Ama o evde kalmayan bir kişi var ya

ولكن هناك شخص لا يبقى في ذلك المنزل

Yıldızlarının bir türlü barışmadığı bir kişi daha var

هناك شخص آخر لا تتصالح نجومه

Niemen Nehri'ni geçerek Polonya'ya giden son kişi oldu.

آخر رجل يعبر نهر Niemen إلى بولندا.

Ve eğer o kişi küçük görülüyorsa, sözü kesiliyorsa

ويتمُ التقليل من شأنهم ومقاطعتهم،

Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.

وأنا المنتمي إلى سكان شيربا‏، آخر من بقي على قيد الحياة من البعثة‏.