Translation of "Acantilado" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Acantilado" in a sentence and their turkish translations:

Mientras tanto acantilado, pero hay

ama arada uçurum var

El acantilado es casi vertical.

Uçurum neredeyse diktir.

El acantilado cuelga sobre el camino.

Kayalık yolun üzerine yuvarlanır.

El acantilado cuelga sobre el mar.

Uçurum deniz üzerinde duruyor.

El autobús pasó sobre el acantilado.

Otobüs uçuruma yuvarlandı.

¿Debería trepar el acantilado o debería costearlo?

Kayalıklara mı tırmanayım, kıyıdan mı dolaşayım?

Hay una opción: bajar a rapel por el acantilado.

Tek seçenek var: Bu tepeden halatla inmek.

Voy a colocarlo aquí, lanzarme y sobrevolar el acantilado,

Buraya kuracağım, hazırlayacağım ve tepeden aşağı koşacağım.

Si quieren escalar el acantilado, presionen "Izquierda" y, luego, "OK".

Kayalıklara tırmanmak istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

La seguridad está a 100 metros del borde del acantilado.

Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.

Un viejo castillo se encuentra en la cima del acantilado.

Kayalıkların üstünde eski bir kale duruyor.

Es un acantilado empinado, recto. Debe tener 45 m o más.

Burası dik bir uçurum, dümdüz. Muhtemelen 45 metreden fazladır.

Estoy a 12 m, al fondo de un acantilado. Me verán.

Bir uçurumun 12 metre aşağısındayım. Beni görürsünüz.

La otra opción es usar mi propia cuerda, atarla y bajar por el acantilado.

Diğer seçenekse kendi halatımı kullanmak. Onu bağlayıp yamaçtan aşağı inebilirim.

Un hombre de pie en el acantilado estaba a punto de suicidarse saltando al vacío.

Uçurumun üstünde duran bir adam boşluğa atlayarak intihar etmek üzereydi.

- Si gritas de la punta de un precipicio, puedes oír el eco de tu voz.
- Si gritas desde la cima de un acantilado, puedes oír el eco de tu voz.

Bir kayalığın tepesinden bağırırsan sesinin yankısını duyabilirsin.